Kayıt Ol

Oyun Yapmak

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Oyun Yapmak
« : 20 Aralık 2009, 20:22:24 »
OYUN YAPMAK

Kırmızı çiçeklerle dolu dalları aşağı sarkan karabiber ağaçlarının bulunduğu bir kare… Asfalt denizinin ortasında yüzen ve birkaç santim dahi ilerleme şansı olmayan, kulaç atabilecek olsa bile o derece sert bir denizde ilerlemesi mümkün olmayan birkaç karabiber ağacı… Gövdeleri yarıya kadar beyaza boyanmış; gölgeleri park etmiş arabaları serinleten ağaçlar… Bu durağan kareyi –ağaçların çiçeklerini saymazsak- renklendiren bir şeyler var. Bisiklet sürerken ellerini bırakıp ağaçların dallarına atlayan, üstünde kimse olmayan bisikletlerinin en uzak nereye kadar gidebileceği hakkında hararetle konuşan cıvıl cıvıl çocuklar.

Hayır. Böyle değildi. Tutunmaya çalışan tek bir çocuk vardı. Bunu denerken de yere düşüyordu her seferinde.  Biraz sonra biri gelip onun tüm hayatını değiştirecekti. ‘Bu kısmı hatırlıyorum.’


     **********


“Sanırım yedi kez denedim,” dedi çocuk. Biraz üzgün, biraz pişman, biraz öfkeli ve bunların yanında fazlasıyla da masumca çıkmıştı sesi gözlerini yukarı kaldırmış bana bakarken. Dizleri ve dirsekleri yaralanmıştı. Kurşuni toz rengi ve sıyrılan derinin sarımsı beyazı, kırmızının yanı sıra eklenmişti yaralarının o tanıdık ve bir o kadar da uzak görüntüsüne. Kot şortu, yakası beyaz, sarı gömleğinin omuzları üzerinden iki lastik askı ile tutturulmuş ve düşmesi engellenmişti. İlk düşüşünde ağladıysa da sonraki düşüşlerinde artık ağlamaktan vazgeçmiş olmalıydı –ne tombul yanaklı yüzünde o tür bir ifade ne de iri gözlerinde yaş vardı.

“Bunu neden yapıyorsun?” diye sorduğumda cevabını biliyordum ama ondan, o incecik sesten duymak daha güzel, daha hoş olacaktı. Bir şey dedi çocuk, yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum -onun ağzından çıkan sözcüklerden sonra inanın çok zordu. Bir dakika. Ne demişti?

Neden oyun yaptın sorusunun cevabını herkes bilir; oyun yapmak oyun yapmak içindir. Mantıklı bir sebebi, bilinçli bir üreticiliği yoktur işte. Ben de birçok zaman yapmışımdır, yine yaparım. Evet, yaparım. Hiçbir amacı yoktur, eğlenmek, gülmek, aklına gelen bir şeyi yapıvermek ya da hissettiğin herhangi bir şey için tepkini neredeyse hiç düşünmeden gösterivermek dışında. Bu, bu küçük insancıkların –çocukların- hepsinde bulunan bir deliliktir. Çok sevimli bir delilik!

Yandan ayrılmış, Amerikan tıraşlı açık kumral saçları azıcık dağılmış olan çocuk hâlâ bana bakmaktaydı. Elimi uzattığımda, gözlerinden anlayabildiğim çok minik bir tereddütten sonra o da elini uzattı. El ele, yan yana o karabiber ağaçlarının yanından ayrılmak için yürümeye başladık. Yere düşen birkaç yaprak ve hafifçe kulağımıza fısıldayan rüzgârın dalından ettiği kırmızı çiçekler ayakkabılarımızın altında ezilirken çocuğun elini tutabilmek için eğilme gereksinimimi giderek kaybediyordum.   

Dalmışım. Gerçekten, ne demişti?                                                                                 


                                                                                                                                                   Elerki TAŞKIN
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #1 : 23 Aralık 2009, 17:25:48 »
Şey.. itiraf etmek gerekirse.. ben burda ne anlatmak istediğini anlamadım :D
yazış stiline daha doğrusu üslubuna lafım yok onu zaten beğeniyorum da değindiğin konuyu pek kavrayamadım ben. hatta iki kere okudum. sanırım problem bende :D

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #2 : 24 Aralık 2009, 19:35:43 »
deanna,

Burada büyüyen bir insan var... :) Söyleyebileceğim şey bu...
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #3 : 24 Aralık 2009, 19:43:24 »
Ah evet, bu biraz açıklayıcı oldu teşekkürler :)

.


Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #4 : 03 Ocak 2010, 19:36:55 »
Vay. Gerçekten güzel. Bende güzel güzel demekten bıktım ama okuduğumda yorum yapmam gerektiğini biliyorum ve beğenimi nasıl ifade edeceğimide bilemiyorum doğrusu. :D Betimlemelere, kelime seçişlerine ve üsluba yorum bile yok zaten. :)


Haykırmak mı istiyorsun karanlığa?
Öyleyse seni tutan ne?
Avazın çıktığı kadar bağır karanlığa,
O, herkesten çok daha iyi anlar seni aslında...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #5 : 03 Ocak 2010, 19:51:21 »
Angels.Of.Darkness,

Mübalağa ediyorsunuz. :) Çok teşekkür ederim...
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #6 : 03 Ocak 2010, 20:46:22 »
Sen de mütevazi olma Elerki dediklerimiz noktasına virgülüne kadar doğru :D

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #7 : 03 Ocak 2010, 20:51:09 »
deanna,

Çok 'smiley' kullanmam ama...  Buyrun, suratımın hali.  ':-[:)

Teşekkür ederim...
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #8 : 03 Ocak 2010, 20:57:37 »
Hakkın olanları söylüyoruz utanmana gerek yok :D neyse uzatmıyım :D

.


Çevrimdışı hanne

  • **
  • 326
  • Rom: 4
  • maybe one day...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #9 : 04 Ocak 2010, 18:59:06 »
Çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim.Fakat aklıma takılan bir şey var:''Gerçekten,ne demişti?''
....Sanki bir erik ağacına çıkmıştım da orada üzüm yiyordum  ama bahçe sahibi gelince cevizleri neden yediğimi sormuştu....

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oyun Yapmak
« Yanıtla #10 : 12 Ocak 2010, 16:29:59 »
hanne,

Muhtemelen hepimizin çocukken söyleyebileceği herhangi bir şeyi söylemiştir. :) O soru cümlesini daha çok şu şekilde düşünebilirsiniz:

"Gerçekten, çocukluğum nasıldı?"

Okuduğunuz ve yorumladığınız için çok teşekkür ederim. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.