Pervane Sivrisinek ve Kedi
Bir pervanenin sonu gibi geldi sonum veya bir sivrisineğinki gibi.Aşkla koştuğu alevler tarafından yakıp kül edilen pervanenin sonu ne kadar hazinse o kadar hazindi. Büyüleyici ışık tarafından çekilen ve sonra yine o ışığın görkeminden kör olup, yere düştüğünü bile anlamadan, dikkatsiz ayaklar altında ezilen sivrisineğinki gibi. Eğer acımın ne kadar büyük olduğunu merak ediyorsanız bunu arabaların ezdiği yavru kedilere sorabilirdiniz. Sadece onlar yarışabilirdi benim öksüzlüğümle.
Her şeyin bir sonu olduğu fikri eminim ki pervaneden daha mantıklı gelecektir bana. Sonuçta ne pervane ne de sivrisinek öleceğini kalpleri durduğu ana kadar düşünmez.Çünkü onların içgüdüleri ölmek için değil yaşamak için çalışır. Benim aksime doğdukları andan itibaren sonuna kadar savaşmaktır onların kaderi. Fakat ben yorulduğum ve daha fazla savaşamayacağımı anladığım bir anda teslim olabilirim.Savaşı bırakıp, çekip gidebilirim. Pek etik olmaz ancak yine de ölmek her zaman bir seçenektir. Bu büyük sorumluluk, en sorumsuz insan olan benim için bile omuzlarımda taşıdığım bir kasa gibidir.Ağır ve içinden ne çıkacağı hiç bilinmeyen.
Bir kedinin aksine ben her zaman dört ayak üzerine düşmüyordum. Fakat kedi de benim aksime kendi kaderini şekillendirip, sonlandıramıyordu. Ama ben bir kedi mi, yoksa kendim mi olmak isteyeceğime daha karar vermemiştim. En azından şunu biliyordum ki ben kedi gibi hazırlıksız değildim ölüme karşı.Sivrisinek ve pervane kadar şaşalamazdım sonu bulduğumda.
Ve yine dalgalı denizin üzerinden sivri tırnaklar gibi yükselen kayalıkların üzerinde kırıklar içinde yatarken fark ediyordum ölümün sorumluluğunu taşımak için çok güçsüz olduğumu.Kıyafet değiştirir gibi yaşamı ölümle değiştirmiştim.Artık pişman olmak için çok geçti.Sona yaklaşıyordum ve bu yolun geri dönüşü yoktu.Sivrisinek, pervane ve kedinin aksine ben ölmekte olduğumu biliyordum.
Hapsolduğum bu karanlıkta ne bir pervane için ateş, ne sivrisinek için bir damla kan ne de kedi için bir parça balık vardı. Fakat son nefesim de ciğerlerimi boşaltırken bir pervanenin elime konduğunu hissettim.Bir sivrisineğin vızıltısı kulaklarımda dolanıyordu.Ve yıldızlar tıpkı bir kedinin gözleri gibi parlıyordu.