Kayıt Ol

Alita: Battle Angel (2018)

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Alita: Battle Angel (2018)
« : 07 Ocak 2018, 21:54:40 »

Yönetmen: Robert Rodriguez
Senaryo: Yukito Kishiro (Gunnm mangasının yaratıcısı olarak), James Cameron, Laeta Kalogridis, Robert Rodriguez
Türü: Bilimkurgu, Aksiyon, Macera, Romantizm (IMDB yalancısıyım)
Oyuncular: Rosa Salazar (Alita), Christoph Waltz (Dr. Dyson Ido), Keean Johnson (Hugo), Jennifer Connelly (Chiren)
IMDB Sayfası: Link
Gösterim Tarihi: 20 Temmuz 2018 (Amerika)

Konu:

Uzak gelecek. Savaş ve gelişen teknoloji, medeniyeti yaman çelişkilerle dolup taşan bir ucubeye çevirmiştir. Sibernetik bilimi son noktasına ulaşmıştır. Yapay organlar ve uzuvlar o kadar kullanışlıdır ki, insan makine ayrımı belirsizleşir. Hayatın yarısı belirsizleşirken yoksul ve zengin yarımındaki ayrım uçuruma dönüşmüştür. Yörüngedeki Star City’nin uzantısı, havada asılı duran Tiphares (Japonca aslında adı Zalem) şehri, medeniyetin seçkin kimselerince sahiplenilmiştir. Göklerdeki şehrin dibinde biten virane yerleşimler topluluğu Scrapyard (Japonca aslında adlı, Scrap Iron City) şehriyse, Tiphares’e uygun görülmeyenlerin yuvasıdır.

Bir zamanlar Tiphares’te yaşanan Doktor Ido kendini Scrapyard’taki muhtaçlara adamıştır. Sibernetik alanındaki uzmanlığını kullanarak sibernetik bedenleri tamir eder. Yedekparça bulmak ümidiyle şehir hurdalığını karıştırırken bir mucizeyle karşılaşır; sadece kafa ve omuz parçalarından ibaret dişi cyborg bulur. Ne kadar süredir orada olduğu belirsizdir. Neyse ki beyin dokusu zarar görmemiştir. Ido, büyük bir sevinçle evine götürdüğü cyborgu uyandırmaya çalışır ve bunu başarır. Uyanan cyborg hiçbir soruyu cevaplayamaz, hafızasını kaybetmiştir. Ido, ona Alita (Japonca aslında adı, Gally) ismini verir ve kendi kızı gibi sahiplenerek yeni bir beden bulmasına uğraşır. 

Trailer:

İlk Fragman


Film Öncesi Görüşlerim:

Battle Angel Alita ya da asıl adıyla Gunnm, yıllardır uyarlanmayı bekleyen mangalar arasındaydı. İlk duyurulduğunda büyük heyecan yaratmıştı. Çünkü yönetmen koltuğunda James Cameron olacaktı. Az ama öz film çeken mükemmeliyetçi dâhinin harika bir iş çıkartacağından kimsenin kuşkusu yoktu. Tek sorun, ne zaman geleceğiydi. Cameron’un Avatar projesiyle çıkagelmesiyle hayaller suya düştü. Alita projesinin rafa kalkıp kalkmadığına yönelik sorulara verilen yanıt, uyarlamayı hala düşündüğü ama bunu ne zaman gerçekleştireceğini bilmemesi yönünde olmuştu. Avatar’ın ticari başarısı ve devam filmlerinin haberi Alita projesinin rafa kalktığını düşündürttü.

James Cameron’sa senaryosunu ve yapımcılığını üstendiği projenin yönetmen koltuğunu Robert Rodriguez’e devrederek Alita’yı tekrar gündeme getirdi.

Yönetmenliği Robert Rodriguez’in üstlenmesi bir yandan sevindirirken bir yandan keşke James Cameron çekseydi dedirtti. Çünkü uyarlamaya kaynaklık eden manga, Cameron’un içi dolu aksiyon tarzına için biçilmiş kaftan. Manga sayfalarında aksiyon ve macera ardı sıra akarken, kendi dünyasını tanıtabiliyordu. Evrenin, olayların veya masumane soruların vasıtasıyla, büyük söylevlerde bulunmadan insan olmanın muallaklığına atıflar yapılıyordu. Manga, derin sulara dalmadan, macerası kadarınca altı dolu olmayı başarabilmişti.

Yine de bir James Cameron olmasa da, Robert Rodriguez'in projenin üstesinden gelebileceği beklentisindeyim. Manganın Cameron'un tarzına uygun gördüğüm nitelikleri, uyarlamanın fazla zorlanılmadan çekilmesini sağlayabilir. Rodriguez'in çektiği filmlere ve uğraştığı türler incelenecek olursa, Alita pekte yabancısı olacağı bir proje değil.

Fazlasıyla erken konuşmak olacak ama, fragmandaki manga karakterini anımsatan Alita, kendini belli eden cyborg bedenler ve hızıyla yapay duran, minik kavga anını, şimdiden filmin olumlular hanesine yazıyorum. Bunlar normalde filmleri yapaylaştırdığı gerekçesiyle hatalı bulunan ayrıntılardır. Bunlar, Alita gibi yapay bedenlerin çoğunlukta olduğu uzak geleceğin anlatımındaysa kilit rol oynayabilir. Filmdeki yapay beden sahiplerinin, sıradan insanda uyandırdığı uncanny valley (Robot gibi cansız insandışı varlıkların insanımsı tepkiler vermesi karşısında hissedilen yabancılık.) durumu yansıtılabilir. Böylece, insan ötesi varlıklar üstün güç ve hız gibi yeteneklerini gösterirken, ortaya çıkan tablonun sıradan birinde yaratacağı dramatik etki perdeye daha iyi yansıtılmış olur.

Baştan olumlu bulduğum bu nitelik, bazı seyircilerce kötü CGI kullanımına yorulacaktır. Bi' bakıma haklılar. Ama amacı olan türden, bilinçli bir kötümsü kullanım olacaktır. Bazı filmlerde dekorlar ve efektler özellikle çabucak göze çarpan ve abartılı biçimdedir. Böylece filmin dünyasını, atmosferini ve görsel dokusunu oluşturmada yardımcı olurlar. Alita Battle Angel'daki tasarımların ve CGI kullanımınındaki bazı tercihlerin de böyle bir amaca hizmet edecektir. Yani beklentim bu yönde.

Fragmandan anladığım kadarıyla, mekanikleşmenin getirdiği hallere yoruma açık sahnelerle değinilecek gibi. Fragmandan anlaşıldığı kadarıyla, Alita, "Kalbim senindir." gibi mecazi bir ifadeyi gerçeğe büründürüp, yapay kalbini yerinden çıkararak Hugo'ya sunacak. Ürkütücü bir sevgi gösterisi. Mekanikliğin getirdiği insandışılığa hoş bir atıf. Aklıma, mekanikliğin ürkütücülüğüne vurgu yapan başka bir film daha geldi; 2004 tarihli Ghost in the Shell Innocence. Animede bir an insani ve zararsız görünen mekanik surat, bir anda ürkütücü bir varlığa dönüşüyordu. Ama o an bayağı korkutucuydu. Filmde görmeyi umduğum sahneyse, mantıken, yumuşatılmış bir ürktücülüğe sahip olacak gibi. Robotik bedenlerin dünyası için olağan, sıradan insanlar içinse sıra dışı gelecek davranışlarla film boyunca karşılaşılabilir. Ya da şimdilik, olursa anlamlı ve güzel olur diyeyim.

Ghost in the Shell uyarlamasından sadece vakit geçirmelik olmasını bekliyordum; o yönden tatmin olmuştum da (Son bölümü tekrar izlediğim olmuştur). Bu filmse, kaynak materyalinin sunduğu imkanları güzelce kullanabilirse, sadece iyi bir uyarlama olarak kalmaz, kendi ayakları üzerinde duran iyi bir iş olarak da anılabilir. Umudum bu yönde.