Kayıt Ol

Soğuk

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Soğuk
« : 11 Mart 2011, 20:10:30 »
Soğuk.

Trenden inerken aklına ilk gelen şey buydu, soğuk. Sibirya'da doğup büyümüş babasının sözleri aklına geldi. Soğuk, paltonu aralar, kalın kıyafetlerini geçer, etini deler ve kemiklerini ısırırdı. Ve sen onu bile hissedemezdin.

Çantası sırtında, kalabalıkla beraber ilerledi. Babası öleli çok olmuştu ve annesi o kötü günden sonra, ancak bir kaç hafta dayanabilmişti. Kardeşleri, dün düştüğü haberi alınan sayısız şehirlerden birisine savaşmaya gitmişti ve Nikolai biliyordu ki, kardeşleri de uğruna savaştıkları şehrin kaderlerini paylaşmıştı. Hayır, bunu bilmiyor hissediyordu. Demek ki soğuk henüz kalbine ulaşamamıştı.

Geride, şu indiği tren dışında bir şey bırakmadığını bildiği için olsa gerek, etrafındaki gençlere göre daha kendinden emin ilerliyordu.

"Nikolai... Korotkoff?"

Bıyıklı bir subay, elindeki listeye tekrar baktı ve boştaki eliyle sağ tarafı gösterdi. Nikolai rütbeliye selam verip adamın gösterdiği çadıra doğru ilerledi. Etraftaki çadırlara nazaran büyükçe bir çadırdı bu ve üzerinde beyaz bir bayrak asılıydı. Daha çadıra girmeden koku burnuna ulaştı. Tanıdık bir koku değildi ama oldukça rahatsız ediciydi. Nikolai, kokunun burun deliklerinden süzlüp midesine ulaştığını ve oraya demir bir kütle gibi oturduğunu hissetti.

Çadırı açıp içeriye girdiğinde, ölüm kokusu bir kere daha suratına çarptı.

"İki ayağının üstünde durduğuna göre, bize ihtiyacın yok. Şimdi kaybol!"

Hemen girişteki yatakta acıyla kıvranan bir gencin üzerine eğilmiş, kanayan bir yaraya eliyle bastıran, 50'lerine merdiven dayamış bir adam aksi aksi söyleniyordu. Nikolai, ona öğretildiği üzere selam verdi ve kendisini tanıttı.

"Nikolai Korotkoff. Size yardım etmek için gönderildim efendim."

Adam yavaşça kafasını kaldırdı ve boş gözlerle Nikolai'ı süzdü.

"Sonunda birisini yolladılar. İşlemleri sonra yaparız, buraya gel."

Nikolai çantasını yere bıraktı ve hemen doktorun yanına geldi. Adamın başıyla gösterdiği bezi aldı ve yaranın üstüne bastırdı. Yerine bakan birisinin olmasının verdiği rahatlamayla doğrulan ve ellerini üzerini silen adam, kaslarını rahatlatmak için gerindi ve tekrar boş gözlerini Nikolai'a dikti.

"Ben Teğmen Dr. Vasili Reznov. Bilmen gerekenler; Bir. Akademiden mezun olmakla doktor olunmaz. Elini bağırsaklara sokmadan, o güzelce taranmış saçlarına bile kan bulaşmadan, yardım için sana bağıran ve ölmek üzere olan kardeşlerine yardım etmek için kıçına kadar terlemeden kendine doktor deme. İki. Ayakları üzerinde duran ve silah tutabilen herkes, bizim gözümüzde iyidir. Üç. Askerin gözündeki ışık kaybolmaya başladıysa, kurtarılamayacak gibiyse, ilaçlarını üzerinde harcama. Dört. Çadırın sağ tarafındaki dolapta bolca votka var. İhtiyacın olacak."

Vasili son bir defa daha karşısındaki gence baktı ve acıyla gülümsedi. Nikolai bu gülümsemenin ne anlama geldiğini, dört sene sonra Moskova da anlayacaktı.

"Soğuk..."

Bezin tamamen kıpkırmızı olduğunu gören Nikolai, kana bulanmış bezi yere attı ve bir başka bezi bastırdı. Yaralı acıyla bağırmaya devam ediyordu. Konuşabildiğinde ise tek bir kelime, kan damlayan ağzından dökülüyordu:

"Soğuk."

Nikolai yatağın yanıbaşında duran morfini gördü ve kafasını kaldırıp Vasili'ye bakındı. Adam başka bir yatağın başında, bağırsakları dışarıya çıkmış birisinin organları yerine koymakla meşguldü.

Genç doktor yavaşça uzandı ve yaralının başını tuttu. "Hepsi geçecek, birazdan hiç bir şey hissetmeyeceksin."

Yaralının söylediği son şey, soğuk oldu.

***

Kendisinden yaşça pek de büyük olmayan bir başka Rus askeri daha ellerinde can verdikten sonra Vasili tarafından dinlenmeye gönderilen Nikolai, büyük dolaptan bir şişe votka alıp çadırın dışına çıktı. Askerler koşuşturuyor, kimileri emirleri yerine getirmek için kelimenin tam anlamıyla ölüyor kimileri de sevdiklerine ulaşabilmek için mektup yazıyordu. Bazıları sigaralarını tüttürürken uzaklara dalıyor, bazıları hüngür hüngür ağlıyordu.

Nikolai şişeyi ağzına dayadı ve büyükçe bir yudum aldı.

On dakikalık mola sona erdiğinde tekrar çadıra giren Nikolai, ilk iş olarak kana bulanmış paltosunu çıkartıp dört saat önce bıraktığı yerde duran çantasının üzerine koydu.

Soğuk...

Artık soğuğu hissetmiyordu.

__________

Not: Bkz. Yıkım
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Soğuk
« Yanıtla #1 : 11 Mart 2011, 20:46:51 »
Yorum yazmak istiyorum. Gerçekten istiyorum ama iyi ya da kötü yazacak herhangi bir şey bulamadım. Ancak şunu söyleyebilirim; mutlu oldum okuyunca.

Bir Madcap eseri dersek gereken her şey anlaşılır sanırım. +1 efendim.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Soğuk
« Yanıtla #2 : 11 Mart 2011, 21:24:12 »
Medic!

Saygılarımla efenim. "Kısa ama etkili"lerden bir öykü olmuş.