Kayıt Ol

Sohbet

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Sohbet
« : 30 Nisan 2011, 02:02:16 »
Damlaların cama vuruşlarına aldırış etmemeye çalışıyordu. Annesi ve babası yağmurlu bir gecede ölmüştü. Dostlarını da yağmurlu bir gecede öldürmüştü. Ve yine yağmurlu bir geceydi. Soğuk, hüzünlü, umursamaz ve beklentilerle dolu bir yağmurlu gece.

Önündeki boş masaya, boş gözlerle bakıyordu. Bir şey düşünmediğini farketti adam,  demek bu da olabiliyormuş, dedi içinden. Ama sonra farketti, bir şey düşünmemeyi düşünüyordu. Sonra içinden küfretti.

İyi bir hayat geçirmemişti adam, bir kelebek için bile yetersizdi hayatındaki güldüğü zamanlar. Ve bir kaplumbağayı kederden öldürecek kadar uzundu acı dolu anları. İntihar etmeyi düşünmüştü, ama istemiyordu, artık hiçbir şey istemiyordu. Sanki yaşamıyor gibiydi, zevk almıyordu artık. Acıyla kıvranamıyordu. Evinin sıcaklığını ve bir işyerinin soğukluğunu bile hissetmiyordu. Kan damarlarından akmıyordu, nefes alamıyordu. Vücudunun her zerresine uyuşturucu iğne vurulmuş gibiydi adam.

İşte o gece, eski dostu geldi adamın. Küçük odasının kapısını yavaşça açtı soğuk bir el. Sonra bir beklenti içinde kapının önünde dikildi elin sahibi.

Adam boynunu yavaş ve umursamaz bir şekilde çevirdi, kapıya doğru baktı. Ardından tatmin olmuş bir şekilde, belli belirsiz bir gülümseme göründü adamın yüzünde. Gülümsemenin gidilecekler listesinde, o adamın yüzü bulunmuyordu uzun süredir.

"Seni görmeyi beklemiyordum," dedi adam ellerini masanın üzerinde kavuşturarak. "En azından bir süre."

"Ben de." diye kestirip attı eski dost. Üzerinde yıpranmış, açık renkli bir takım vardı, toprak izleriyle beraber. "Pek iyi görünmüyorsun, halbuki aradan on yıl geçti."

"O kadar oldu mu? Artık yılları saymıyorum." Adam konuşurken yüzünü çeviremiyordu kapıdaki dostuna, ona ne kadar bakmak istese de, bakamıyordu.

Eski dost adamın karşısındaki sandalyeye yöneldi. Yürürken yerin gıcırdamadığını farketti adam.
 
"Bu kadar zamandır ne yaptın? Amacına kavuşabildin mi bari?"

"İlk başlarda evet, mutluydum. Artık değilim."

Bir süre konuşmadılar ve öylece oturdular, tekrar yağmurun sesini duydu adam. Biraz daha hızlanmıştı. Heyecanlı ve kederliydi şimdi yağmur.

"Gerçekten buna değdi mi? Bana ve diğerlerine değdi mi?" soru sormaya devam eden eski dost, ciddiyetle adama bakıyordu. Ölü gözlerinde ve soluk yüzünde yıllardır aradığı cevabın beklentisi seziliyordu.

Adam başını kaldırdı ve on yıl sonra göz göze geldiler. Bir süre gözlerine baktı adam, eski dostu hiç değişmemişti. Ama kendisi hızla yaşlanıyordu. Hücreleri ölmek için sabırsızlanıyor gibiydi adamın, saçları beyazlamak ve dökülmek için can atıyordu, kırışıklıkları bilinçsiz bir aile gibi çoğalıyordu.

"Hayır, hem de hiç. O an hayallerim vardı, artık senin kadar ölüler. Yaptığım hata affedilmeyecek ve geçmeyecek kadar büyük, üzgünüm," bir süre duraksadı ve "Beni öldürmek için mi geldin?" dedi adam. Korkmuyordu ama eski dostunun da onun kadar ruhsuz olup olmadığını merak ediyordu.

"Tabiki hayır, zaten öldürmeme gerek yok, yaşayan bir ölü olmuşsun sen. Sadece uyuyamadım ve sohbet etmek için geldim. Mezarlıkta konuşacak pek fazla insan olmuyor." kendi esprisine güldü. Adam da kendini tutamadı. Sonra bir süre daha sessiz kaldılar.

Adam hareketlendi ve eski dostuna tekrar baktı.
 
"İçki ister misin?"

"Olur."

"Ne olsun?"

"Farketmez, nasıl olsa tat alamayacağım."

Tekrar güldüler ve gece boyunca sohbete devam ettiler.
Planemo Syndrome

Ynt: Sohbet
« Yanıtla #1 : 30 Nisan 2011, 11:26:39 »
 Vaaay. Sonu çok iyi getirmişsin cümleler de hoşuma gitti eline sağlık.
Gri