Kayıt Ol

Sütlü Kahve

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Sütlü Kahve
« : 29 Mart 2009, 00:28:42 »
Küçük bir hikaye, bir iki hafta önce yazmıştım, öyle bir şeyler... =)

Sütlü Kahve

“Hikayenin sonu yaklaşıyordu ve ben bitmesinden korkuyordum.”

“Sütlü kahve sayesinde tanıştık aslında…Her sabah gelirdi buraya, onu yüzümde kocaman bir gülümsemeyle karşılardım. Sütlü nescafe isterdi ve her zaman oturduğu koltuğa otururdu. Onu kızdırmayacak ama burada daha fazla kalmasını sağlayacak bir hızla kahvesini yapıp masasına götürürdüm. Kalbim küt küt atardı, kahveyi masasına koyarken göz göze gelirdik. Kaç saniye sürerdi? Belki iki belki de üç… Hemen kafamı çevirirdim. Kim bilir, anlıyordu belki ama anlamazlıktan geliyordu. Yüzünde hoş, çarpıcı gülümsemesiyle kahvesini masanın üstünden alır ve nazikçe teşekkür ederdi.  Yüzümü ateş basardı ama belli etmemeye çalışır ve belli belirsiz gülümserdim. İfademi kontrol altında tutmaya çabalardım ama ne kadar başarılı olduğum tartışılır. Biraz bekler kahvesinden bir iki yudum daha aldıktan sonra çantasından gazetesini çıkarırdı, bende tezgahtaki yerime dönmüş olurdum bu sırada. O gazetesini okurdu bende müşterilerden fırsat buldukça onu seyrederdim. Bazen göz göze gelirdik, o an hiç bitmesin isterdim ama kahveyi bırakırken olduğu gibi, yaramazlık yaptıktan sonra yakalanmış küçük çocuklar gibi, hemen gözlerimi kaçırırdım. Her defasında da pişman olurdum. Halbuki belki baksam gözlerine, kendi yansımamı görecektim orada ama kendime hiç izin vermiyordum ki… Pek arkadaşı yoktu sanırım, telefonu hiç çalmazdı, hep yalnız gelirdi. Biraz utangaçtı ama bu onu daha da sevimli yapıyordu sanki. Bir keresinde bana ismimi sormuştu, kalbim o an kapana kısılmış bir kelebek gibi hızlı hızlı çarpmıştı, heyecandan ellerim terlemişti, soğukkanlı davranmak için hiç bu kadar çaba sarf ettiğimi hatırlamıyorum. Yüzüme kocaman ama korkutucu olmayan bir gülümseme yerleştirerek ismimi söylemiş ve yanından uzaklaşmıştım. Hala kızarım kendime neden bu korkaklık diye? Bana çok yakın ama aynı zamanda da çok uzak davranan bu adamla konuşmakta neden bu kadar çekiniyordum ki? Onu birkaç kez dışarıda görmüştüm, o da beni tabii… Hep o rahat olan ben, onun yanında rahat olamıyordum, ne dışarıda ne de o küçük cafede… Yanına gidip saatlerce konuşmak istiyordum, kimseye anlatmadıklarımı ona anlatmak istiyordum. Bunun için fırsatlar yaratmaya çalışıyordum hep ama o an geldiğinde donup kalıyordum. Belki o da farkındaydı çabalarımım ama bir şey demiyor, adım atmıyordu. Bazen bana baktığını görüyordum ama nedenini açıklayamıyor, adını koyamıyordum…. Elimi uzatsam ona dokunabilirdim ama yapamıyordum. Aramızdaki her şey birkaç küçük bakış, belli belirsiz gülüşler ve “Teşekkür ederim” den ibaretti.  Geceleri uyuyamıyordum ve hep onu düşünüyordum. Ne düşünüyordu ne yapıyordu? Ve en önemlisi onunla konuşabilecek miydim? Ne söyleyeceğini bilmeyen bir insan neden bu kadar konuşmaya aç olur onu da açıklayamamak başka bir şey tabii… Ne hissettiğimi bilmiyordum aslında bildiğim tek şey onun ne düşündüğüydü… Benimle ilgili neler düşündüğünü, söyleyebilse neler söyleyeceğini…”
Kız bir an sustu, gözleri dolmuştu. Kendini toparlamaya çalışarak devam etti;
“Duymak istedim, neler söyleyeceğini… Ona baktığımda bana bakmasını ve hiç bitmemesini istedim…”
Tekrar sustu, bu seferki bir öncekinden daha uzun olmuştu. Artık tutmakta zorlandığı gözyaşları boğazında düğümlenmiş ona baskı yapıyordu. Karşısında onu dinleyen beyaz sakallı orta yaşlarının üstünde olan adam kızı ürkütmeden konuştu;
“Sonra ne oldu?”
Kız artık tutamadığı göz yaşlarını serbest bıraktı. Bir anda yüzünden gözyaşları süzülmeye başladı.
“Bitti. Bir sabah gelmez oldu. Boş bir zarf bırakmış üstünde adım yazan… Yazarak bile anlatamamış ne düşündüğünü. Onu bir daha göremedim… Veda etme şansım olmadı bile…”
Kız artık hıçkırıklara boğulmuştu, adam kız sözünü bitirince biraz sakinleşmesini bekledi ve sonra konuştu;
“Bunları anlattığın için teşekkür ederim, şimdi senden beni birazcık daha burada beklemeni istiyorum”
Kız yorgun bakışlarını adama yöneltti ve başıyla sessizce onayladı. Şimdi kafasını hafifçe öne eğmiş bileklerindeki sargılarla oynuyordu. Beyaz sakallı adam kızla konuştukları küçük beyaz odadan yavaşça çıktı ve kızı kendisiyle baş başa bıraktı. Dışarıda onları siyah camdan izleyen orta yaşlı, beyaz önlüklü diğer iki adamın yanına gitti.
“Klasik bir vaka… Kimseye bir zararı yok…” Beyaz sakallı adam bunları diğer iki adama söylerken kız da odada kendi kendine konuşmaya başlamıştı.
“Benimle buraya kadar geldiğin için sana teşekkür ederim Ellie, sen olmasan yapamazdım san—“
Beyaz sakallı adam önce kızın bileklerine sonrada boş odaya bakıp başını iki yana salladı;
“Kendinden başka kimseye… Onu ikinci katta diğerlerinin kaldığı yere koyun ve ona asla ama asla cafeye gelen şu gizemli yabancısının gerçek olmadığını söylemeyin. En azından bir süre… Buna hazır değil”
Arkasını dönerek ağır adımlarla oradan ayrıldı. Biraz sonra uyutucu bir iğneyle bayıltılacak ve dış dünyayla bağlantısının sadece bir hastane bahçesinden ibaret olacağından habersiz olan kızı yalnız bıraktı. O kızsa adamlar içeri girerken “hayali arkadaşına” gizemli yabancısının bir gün gelebileceğini söylüyordu…
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: Sütlü Kahve
« Yanıtla #1 : 29 Mart 2009, 01:46:12 »
Çok beğendim ve çok üzüldüm, aklı sorunlu kimselere tuaf bir sempatim var. Tam acıma değil aslında, sanki daha farklı şeylerin farkında oldukları için onları anlayamıyormuşuz gibi gelir bana. Anlamaya çalıştığımda 2 kez güzel şeyler ile karşılaştım ama anlık oluyor, sadece bir an aklında geçenleri görebiliyorsunuz. Kızın aşkı gerçek, adam gerçek olmasa da  :)

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Sütlü Kahve
« Yanıtla #2 : 29 Mart 2009, 02:15:29 »
Teşekkürler yorumun için. =) Ben de hep bir farklılıkları olduğunu düşünmüşümdür ve yazmayı da severim bu konuda açıkcası. =) Ve evet en kötüsü de gerçek olmayan birine duyulan büyük bir aşk olsa gerek... Uzatılan elin havada kalması çok üzücü...
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı Lunacy

  • ***
  • 435
  • Rom: 8
  • ₪₪
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sütlü Kahve
« Yanıtla #3 : 29 Mart 2009, 11:32:03 »
çok güzel olmuş eline sağlık.. paranoid şizofreni sanki =))
₪ Hail to the Thief ₪

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Sütlü Kahve
« Yanıtla #4 : 29 Mart 2009, 14:22:58 »
Çok teşekkürler... =)
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı Deadman107

  • **
  • 347
  • Rom: 3
  • ---AmOrTeNtİa---
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sütlü Kahve
« Yanıtla #5 : 09 Haziran 2009, 14:32:46 »
güzel bir hikaye.kız aşkı bulmuş ama sadece hayal dünyasında.gerçekte de yaşamasını isterdim . eline sağlık =)
Güneş doğacak, açacak çiçek...

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Sütlü Kahve
« Yanıtla #6 : 09 Haziran 2009, 16:51:56 »
Teşekkür ederim =) Sütlü Kahve'nin yeri başka bende =)
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."