Kayıt Ol

Takma Kafana

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Takma Kafana
« : 13 Ocak 2011, 01:05:10 »
Gençlik Ruhu Gibi Kokuyor

Durak

Monotonluğun habercisi bir alarm, acı acı haykırmaya başladığında beni rüyalarımdan kopartıp yatağıma fırtlattı. Bu basit ama ısrarlı sesle beraber gözlerimi araladım ve ilk gördüğüm şey, tek bir renkten ibaret, beyaz bir tavandı. Yavaşça yatağımda doğrulup alarmı susturdum. Herhangi bir gün, yine başlamıştı.

Öğrenciliğin verdiği kötü bir alışkanlıkla, kahvaltı yapmadan evden çıktım. Kapıyı iki kere kilitlemiş olmama rağmen, evden uzaklaşırken kapıyı kilitlemeyi unuttuğumu düşmeye başladım. Bu durum "Schrödinger'in Kedisi"ne benziyordu; geri dönüp de kapıyı açmaya çalışmadıkça, kapıyı kilitleyip kilitlemediğimden emin olmayacaktım. Oldukça rahatsız olsam da, geri dönmedim.

Otobüs durağı, üniversiteli gençlerle tıklım tıklım doluydu. Bu yeterli değildi, karşıdan bir grup daha durağa geliyordu. Çantaları sırtında kalabalık bir grup, silahlarını almış ve arkadaşlarını toplamış gibi, güle oynaya otobüs durağına yaklaşırken düşüncelerim kapıdan bu gruba kaydı. Kızlı erkekli, karışık bir gruptu bu. Birbirlerine davranışlarından ve olması gerekenden fazla kişiyi barındırmasından dolayı bu grubun üniversitede birinci sınıf olduğunu tahmin ettim. Bu gruptan kaç kişi, seneye aynı şekilde beraber hareket edecekti, bu ayrı bir bilinmezlikti. Ben kendi kabilemden 6. ayda ayrılmıştım ve şimdi, 4 sene sonunda kabile tarih olmuştu.

Bir erkeğin, bir kızın çantasına vurup yere düşürmesiyle grup hareketlendi ve kahkaha sesleri, sabahın ilk ışıklarıyla beraber suratıma vurdu. Erkek, bir oyun oynuyordu. Muhtemelen kaybedeceği bir oyundu. Ama kaybetmek bile zevkliydi ya da öyle davranmak.

Kız çok sıkılmıştı ama kendini sağlama almıştı. Erkeğe söyleniyordu ama yanından ayrılmıyordu, ne de olsa birinci sınıftı. Sürüden ayrılanı kurt kapar düşüncesi, beyinlerine kazınmıştı. Neden bilmiyorum, birden çirkin bir kelime geldi aklıma.

Selam. Selam. Selam. Yeni gelen grup, duraktaki orduyla kaynaşırken, otobüs geldi. Araca istiflenen öğrenciler, soluyacak hava, kıpırdanacak alan olmamasına rağmen şikayet etmeden A noktasından B noktasına ulaştı. İşte geldik, eğlence zamanı.

~

Ders

Psikoloji dersi yerine alırken, diğer gruplar tarafından yetersiz görülüp geride bırakılmış bir kaç savaş gazisi yanıma oturdu. Slayt gösterisi başlıyordu, daha net bir görüntü için ışıklar kapatıldı. Karanlık, insanlık tarihi için hep korkulan birşey olsa da ışıklar gittiğinde herşey daha az tehlikeli gibi geldi bana.

Sıkıcı bir yarım saatin sonunda, bu sefer kolumu sarsan birisi beni sınıfa geri fırlatmıştı. Rorschach Mürekkep Testi hakkında bir gönüllü(!) seçmişti dersi anlatan, tüm sınıfın bakışlarına ve kolumu inatla sarsan kişiye bakılırsa, o kişi bendim.

"Bir kaç resim göstereceğim ve bana ne gördüğünü söyleyeceksin."

Ayağa kalkıp ekrana baktım ve karşıma bir takım mürekkep lekeleri çıktı.

"Bir katır. Bir... Albino? Bir Sinek."

Duraksadım. Şimdi karşımda duran görüntü, büyük göğüslerini avuçlamış ve poz vermiş bir kadındı. Rahatsız edici bir sessizlikten sonra, cevapladım.

"Libidom,evet."

Sınıfta bir kahkaha koptu ve ben her zamanki gibi yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verdim. Yaptığım en iyi şeyde berbattım, yine de bu lütuf için minnettarım. Gülüşmeler eşliğinde yerime otururken, az önce yaşananları onaylayan, belki de oldukça eğlenen bir kaç kişi bunu fiziksel olarak göstermek istediler ve sırtıma vurdular. Bu bizim küçük grubumuzdu, hep öyleydi ve sonuna kadar, öyle kalacaktı.

~

Yemek

Kahvaltı yapmamanın en kötü tarafı, öğle arasında gözünün kararmasıydı. Açtım, oldukça açtım ama ne yiyeceğimi bilmiyordum. Bir çorba alıp masaya oturdum ve önümdeki kaseyi izlemeye başladım. Mercimek çorbasının tadını unutmuştum, nasıldı acaba? Kaşığı doldurup ağzıma götürdüm. Ah evet, bu sanırım hoşuma gidiyordu. Kaşığı masaya bıraktığımda, bir şey hissetmediğimi farkettim. Kendimi zorladım, bulmak oldukça zordu. Kaşığı tekrar kaseye doldurdum; aman boşver, takma kafana.

Selam. Selam. Selam. Küçük grubumdan üç kişi masadaki boşlukları doldurdular ve ben mercimek çorbasını sevmediğime karar verdim.

Ev

Yorucu bir günün ardından eve ulaştım ve anahtarı kapının kilidine soktum. Evet, kapıyı her zamanki gibi iki kere kilitlemiştim. İçeri girip eşyalarımı girişe bıraktıktan sonra üzerimi değiştirdim. Bu sırada ışığı açmamıştım. Işıklar yokken, herşey daha az tehlikeliydi, evet.

Kendimi televizyonun karşısına, koltuğa bıraktım. İşte geldik, eğlendir bizi! Ülkenin acınası durumu, dünyanın kan ağlıyor olması gibi haberlerden sonra dört işlem yapan bir papağan haberi çıktığında kendimi salak ve hastalıklı hissettim. Kumandayı elime aldım ve kanalları gezmeye başladım; bir katır, bir albino, bir sinek ve benim libidom.

Suratımı buruşturup bugünü inkâr ettim. Evet, bir inkâr. Bir inkâr. Bir inkâr.

____________________________________________________________________

Not;

İtalik yazılan yerler için bkz.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Takma Kafana
« Yanıtla #1 : 13 Ocak 2011, 17:47:30 »
Bu çok sıradışı bir yazı olmuş abi, bütün yazıyı şarkıyı mırıldanarak okudum. Önce sadece ismi kullandığını düşündüm ama italik bölümlerle beraber çok iyi bir düşünce olduğunu gördüm. Ellerine sağlık.
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.