Kayıt Ol

Şenlik Gecesi

Çevrimdışı grikunduz

  • **
  • 368
  • Rom: 6
  • Est solarus oth mithas
    • Profili Görüntüle
    • HayalGezer
Şenlik Gecesi
« : 02 Haziran 2012, 20:22:05 »
      Ünlü Dokuz Terazi Kulelerinin bulunduğu, Orta Doğunun en güvenli şehri, Beyaz Kent... 5 insan boyundaki muazzam cümle kapısından girildiği andan itibaren fark edilen müthiş şehir düzeniyle, insanların ilgisini üzerine çekmekteydi. Evlerin, hanların, demircilerin, fırınların ve pazarların en küçük ayrıntısına kadar düşünülüp tam nizami dağıtıldığı, bu zengin şehrin son 6 ayda yaşadığı değişim birçok kişi tarafından fark edilmişti. Değişim, ziyaretçilerin ziyaretlerini uzatıp şehre kök salmalarından kaynaklanıyordu. Bu yabancıları şehrin zenginliği ve huzuru tatmin etmemişti. Bazı insanların kibri, onların diğer tüm duygularını gölgede bırakabilecek büyüklüktedir.

Yabancıların geldiği, Sarı Ova şehrinin insanlarının büyük bir bölümü de bu insan tiplerinden oluşuyordu. Bu göçmenlerden bazılarının Beyaz Kent’e önceden ektikleri fitnelerin şu an ürün vermeye başlaması şehrin yöneticilerinin dikkatini çekmişti. Beyaz Kent’in yönetim binasının en büyük odasındaki topluluk, Ters Güvercin Hanı’nın sadece birkaç insanca bilinen bodrumundaki topluluk ne planlıyorsa onu yıkmaya, hatta planlayanları da halletmeye kararlıydı.Yönetim binasındaki dikdörtgen masanın sağında 12, solunda 12 seçilmiş yöneticiler ve masanın başında bu yöneticilerin başı, onun yanında da baş yardımcısı bulunuyordu. Toplantının sonlarına yaklaşılmıştı. Han Teşkilatından Bay S hanlardaki adamlarından elde ettiği bilgilerden bahsediyordu. Birkaç handan bahsettikten sonra sıra, Ters Güvercin Hanı’na gelmişti.

-Diğer hanlara göre alabildiğim en kısıtlı bilgi bu han hakkındadır. Yalnız bir adamımın bulunduğu bu hanın hepinizce duyulduğuna eminim. Ama oradaki adamım daha yeni bulduğum biri olduğundan ona çok güvenemiyorum. Gençliği ve ahmaklığı sayesinde kolay okunan yüzü bana anlattığı her şeyi yalanlıyordu. Hanın güvenilirliğinden ve masumluğundan bahsettiği konuşmasından tek çıkarabildiğim hanın güvenilmez bir yer olduğudur.

Şehrin kuzeydoğu bölgesini yöneten demirci T hiçbir zaman hoşlanmadığı bu hancının sözünü bitirmesine izin vermeden atıldı.

”Şehrin neredeyse en güvensiz ve en çok konuşulan hanından bahsediyoruz ve senin orada sadece bir adamın olmakla birlikte o adamda güvenilmez biri öyle mi? Şu an yabancılara çok da yer verilmeyen diğer hanlarda sorun yaşanmadığını hepimiz biliyoruz, öyleyse neden tüm öncelikler bu hana verilmedi de o handan hâlâ yeterli bilgi alamıyoruz? Size söylüyorum baylar bu tembellik ve beceriksizlikle şehrimizin eski ihtişamını koruyabileceğimizi düşünmemiz bile saçma değil mi?”

Diyerek hancıya sinirli ama dikkatli bakıldığında, şeytani bir gülümsemeden oluşan bir bakış attı. Hancıysa böyle bir karşılık beklemediğinden önce şaşırdı ardından savunmaya geçti.

”Bahsettiğimiz hanın sahibi bildiğiniz üzere (son iki sözcüğü söylerken demirci T’ye imalı bir bakış atarak) şehrimize daha 2 ay önce taşınmış biridir. 2 ayda yabancı kökenli bir han sahibiyle yeterli güvenilirlikte bir dostluk kurabilecek bir tanıdığınız varsa görevimden şu an istifa etmeye hazırım..”

      Demircinin çok da umurunda olmadığından cevap vermeye tenezzül bile etmedi. Onun istediği hancıyı biraz da olsa kızdırmaktı ve bunu da başardığını görebiliyordu. Toplantının başı, aynı zamanda şehrin yöneticisi olan Bay K konunun iyice saptığının ve saatin bayağı geç olduğunun farkına varıp toplantıya son vermeye karar verdi.

      -Beyler isterseniz toplantıya Çarşamba günü kaldığımız yerden devam edelim. Yarın bahar şenlikleri olduğundan toplantı yapamıyoruz. Çarşamba günü hepinizi tekrar bekliyorum. Umarım hepiniz çalışmalarınızı hızlandırırsınız. Bulunduğumuz zaman kötü bir zaman ve bahar şenlikleri işlerimizi geciktirecek. Diyerek sözünü sonlandırdığı zamanlar yaptığı gibi kollarını birleştirip toplantı masasına sırtını döndü. Camdan şehrine bakıyordu. Ne kadar güzel olduğu ve bu güzelliğini nasıl koruyabileceğini düşünüyordu. Gözünü etrafta gezdirirken Ters Güvercin Hanı’nın ilginç çatısını gördüğünde gözü oraya takılı kaldı. Arkasını döndüğünde odada kimse kalmamıştı. O da hiç uyumaya niyetli olmadığından şehirde bir tur atmak için yönetim binasından dışarı çıktı..

      Ters Güvercin Hanı’nın bodrumundaki masanın başında hanın sahibi, yanındaysa 6 ay önce hancıyla birlikte şehre gelen tek mesleği savaşmak olan , aynı zamanda keskin bir zekaya sahip Bay P vardı. Masanın sağında 6 solunda 5 kişi vardı. Odadaki tek yerli olan hancının yardımcısı görevini yerine getirdiğinden ve hanla ilgili hanın güvenilir bir yer olduğunun dışında kimseye bir şey söylemediğinden bahsediyordu. Bay P yardımcının sözünü keserek

“Güzel, görevini yerine getirmişsin, ama benim merak ettiğim sana hanla ilgili soru soran yani seni kendi casusu sanan şu adamların kim olduğu. Bu sayede kimlerin bizi aradığını öğrenmiş oluruz ve bu da işimizi oldukça kolaylaştırır.” Diğerlerinden de uğultu halinde tasdik etme sesleri çıktı. Ama delikanlının onların kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

”Kim olduklarını ya da nerede çalıştıklarını bilmiyorum, ama aralarında biri vardı ki görüntüsü çok akılda kalıcıydı. Her zaman dik duran, çoğu zaman ellerini birleştirerek ve kendinden emin konuşan bir adamdı. Uzun boylu kıvırcık kahverengi saçlı , mavi gözlü keskin bakışlı bir adam...”

Genç belki de anlatmaya devam edecekti ama hancı onu durdurarak ve saflığını da gülerek;

 ”Bahsettiğin adam şehrimizin yöneticisi ve şu an tam karşı tarafında olduğumuz kişidir. Bahsettiğin özelliklerle birlikte çok da zeki bir adamdır. Onun bizi arıyor olması bizim için gerçekten kötü bir durum.”

Yabancılardan bir tüccar;

 ”Bence hiçbir kötülüğü yok. Arıyor dedin değil mi? Eğer hala arıyorsa bir sorun yok. Üç ayda bulamadığını bir gecede bulamaz ya!”

Bay P: “Yarından sonra kimlerden saklanmamız gerektiğini öğrenmiş olduk en azından.”

Tüccar:”Yarın bahar şenliğini altüst ettiğimizde bizi tanımayan kalmayacak zaten, dolayısıyla genci hiçbir bilgi vermediğinden tebrik ediyorum”.

Konuyu daha çok uzatmak istemeyen hancı: “Arkadaşlar herkes yarınki görevini tamamen anladıysa dağılabiliriz. Toplantıyı daha da uzatıp yarınki işimizi geciktirmek istemiyorum” diyerek sözünü bitirdi. Bay P hariç herkes selam vererek odayı terk etti.

Bay P yalnız kaldıklarını görüp hancıya yaklaşarak,

“Bu şehir diğerleri kadar kolay olacağa benzemiyor. Bir bahar şenliğiyle halledilebilecek bir iş olduğunu hiç sanmıyorum” dedi. Hancı tasdik eder bir şekilde ama aynı zamanda konuşmayı uzatmak istemeyen bir tavırla  

“Farkındayım, bu yüzden yarın sadece bir başlangıç olacak, gerisini zamanı geldiğinde düşünürüz. Unutma ki bu işte %100 orana sahip tek tanıdığın, ve benim de tek tanıdığım, benim. Bay P “ hah, bu yüzden senle çalışıyorum ya , %100 orana karşılık kendinden de %100 emin biri. Yarın görüşürüz” diyerek bodrum katından çıkıp hanı terk etti.

Bay P yönetim binasının sağında kalan arkadaşının evinde kalıyordu. Yarını düşünmek istediğinden yavaş adımlarla eve gidiyordu. Sokaklar dolunay sayesinde bayağı bir aydınlıktı. Etrafa sinir bozucu bir sessizlik hakimdi. Bu sessizlik yarının olaylı geçeceğini haber verir gibiydi. Karşıdan gelen adamın ayak sesleriyle düşüncelerinden kopmuştu. Bu saatte kimseyle karşılaşmayı beklemiyordu. Adamla neredeyse aynı hizaya geldiklerinde ikisi de birbirine baktı. Bay P bu adamı bir yerlerden tanıdığını düşünürken aklına gencin tarif ettiği adam geldi. Uzun boylu, mavi gözlü ve kahverengi kıvırcık saçlı, dolunay her ayrıntıyı görmesine yetiyordu. Adam hepsine uyuyordu yalnızca bakışlarında keskinlik yerine düşüncelilik ve dalgınlık hakimdi. Aynı hizaya geldiklerinde adamın ayağının taşa takılıp yere düşmesine de bu dalgınlık neden olmuştu.

” Geceleri yolu daha iyi izleyin bayım, gördükleriniz sizi yanıltabilir. Yolu düzgün gördüyseniz bile iki kere bakmadan emin olmayın. Ve bu söylediğim sadece yol için geçerli değildir” diyerek adama elini uzattı ve onu yerden kaldırdı. Adam üstünü silerken, bu garip konuşan adama, kendisinin şehrin yöneticisi olduğunu bilmemesine şaşırarak baktı.

“ Sağ olun , bildiğiniz gibi yarın bahar şenliği ve ben şenlik öncesi geceler hep dalgın olurum. Neyse siz de şenliğe geleceksinizdir herhalde (bunu söylediğinde karşıdakinde anlamını bilmediği bir gülümseme oluştu) şenlikte görüşmek üzere. İkisi de şenlikte görüşeceklerinden emindi ama Bay K’nın öngördüğü şenlik Bay P’nin öngördüğünden tamamen farklıydı.

Bunuysa sadece Bay P biliyordu. Diğerinden daha anlamlı ve ilginç bir imâyla söyledi: Şenlikte görüşmek üzere…

Çevrimdışı Galaxie

  • **
  • 375
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: Şenlik Gecesi
« Yanıtla #1 : 16 Temmuz 2012, 01:55:01 »
Merhabalar grikunduz,

Ortaçağ gibi ortamlarda geçen hikayelerden biraz sıkılmış olsam da han hikayelerine her zaman bayılırım. O yüzden bir çırpıda yutuverdim, zaten diliniz de çok akıcı. Kelimeleri bence düzgün ve güzel kullanıyorsunuz. Kararınca betimleme yapıyorsunuz.

Tek eleştirim şu: Bir diyaloğu tırnak işaretiyle açıyor ama noktayla kapatıyorsunuz. Birden fazla yerde karşıma çıktı, tırnak işaretinin konuşan kişi konuşmasını bitirince de kullanmalısınız. Muhtemelen dalgınlıktır, ama biraz karışıklık yaratıyor.

Merak ettiğim bir şey -ve kesinlikle cevap vermek zorunda değilsiniz- neden isimler K, P gibi tek harften oluşuyor? Hoşuma gitmedi değil sadece merak ettim :)

Ellerinize sağlık, devamını bekliyorum.

Çevrimdışı grikunduz

  • **
  • 368
  • Rom: 6
  • Est solarus oth mithas
    • Profili Görüntüle
    • HayalGezer
Ynt: Şenlik Gecesi
« Yanıtla #2 : 16 Temmuz 2012, 07:53:40 »
Devamı olmayacak galiba. Yani hikayenin amacı sonda öyle bir merak uyandırıp edebi zevk vermekti.

Dediğiniz konuda çok haklısınız tırnak işareti gibi imla konularında çok ciddi sorunlarım var -Öss'ye tekrar mı çalışsam ki- Ama ilk müsait anımda düzelteceğim.

İsimlerin öyle olmasının da nedeni bulduğum isimlerin hikayelere uymadığını hissetmem. Yabancı ve bayağı geliyorlar. Bugüne kadar yazdığım yazabildiğim sadece 4 isim(Dûn, Udûn, Gareyn ve Zaroc) bulunmakta. Yani aslında yapmadığımdan değil yapamadığımdan demek daha doğru olur.

Not: Yorumun için teşekkürler. :) Ben de kimse beğenmedi galiba diyordum.

Çevrimdışı Althar

  • **
  • 70
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
    • http://grimaden.blogspot.com/
Ynt: Şenlik Gecesi Eleştirisi.
« Yanıtla #3 : 18 Temmuz 2012, 17:16:42 »
Selamlarla başlıyorum.

Yazmasam daha mı iyi diye düşündüm. Sonra yazan bir kalemdaşa bunu borçluyum diye düşündüm. Yalandan iltifat düzmeyeceğim, kendimi nasıl eleştiriyorsam seni de eleştireceğim. Baştan anlaşalım, papaz olmayalım.

Mekan adları vererek hikayeye başlıyorsan adların okuyana bir şeyler ifade etmesi için içlerini biraz doldurman iyi olur kanaatindeyim. Hikayenin mekanı benim için havada kaldı.
Hikayenin konusunu yeterince ortaya koymadığın düşünüyorum. Şehir var, yerliler var, yeni gelenler var, yeni gelenler şehri değiştirmiş sanki? Ben mi yanlış anladım? Bir komplo ve buna karşı komplo var.
Karakterlerin içinden hiç olmazsa birini öne çıkarıp biraz daha tanıtarak anlatabilirdin, kimseyi tanımadan öylece ortada dolaştım bu sayfalarda. Bir tek şehir yöneticisi biraz öne çıktı.
İsim çok önemlidir. Kendine isim yaratmak ya da beğendiğin isimleri çarpıtıp değiştirmek için yönetem ve kurallar bulmanı öneririm.
Hikaye çok hızlı gitmiş, senin aklında tasarlayıp bildiğin ama yazmadığın şeyler yüzünden sen kikayeyi biliyorsun ama biz bir şey bilmiyoruz. Bilmediğim şeyi merak edemem. Merak uyandıracak ucu açık bir öykü yaratacak kadar beni hikayeye çekemedin.
Fikrin güzel ve ortaya güzel bir öykü çıkabilir ama -bence- ham, işlemek için daha çok dövmelisin, tavlamalısın, parlatıp keskinleştirmelisin. Bu da zaman ve daha çok yazma işi. Yazmayı geliştiren şey okumak derlerse de bence yazmayı en çok yazmak geliştirir.
Bu haliyle olmamış diyorum. Eleştirilerimi dikkate alarak yazdığın öyküyü bir kez daha okumanı öneriyorum.

Huysuz bir cücenin eleştirileri bunlar.
Saygılarımla.
"Hayat yaşandığı kadar vardır. Gerisi ya hafızalardaki hatıra ya hayallerdeki ümittir. Hüsranı ise birtek yerde kabul ediyorum. Yaşamak varken yaşayamamış olmakta."

Uzun Yol - Susayanın Uyanışı (https://rapidshare.com/files/2985198102/Susayanin_Uyanisi.pdf)

Çevrimdışı grikunduz

  • **
  • 368
  • Rom: 6
  • Est solarus oth mithas
    • Profili Görüntüle
    • HayalGezer
Ynt: Şenlik Gecesi
« Yanıtla #4 : 18 Temmuz 2012, 18:00:00 »
İlk olarak yorumun için teşekkür ederim. Yazarı bir yorum kadar teşvik eden bir şey yoktur diyebilirim. Ki bu eleştiri negatif bile olsa dikkatimi yönlendirmekte. 

Dediğin gibi insanlar hakkında pek bilgi vermedim. Onları geride bıraktım biraz daha sislerin arkasındalardı. Şehir ise nerede olduğu ile çok ilgilenmedim. Benim amacım bir şeyler öğretmek değildi zira. Oradaki insanların ne yaptıkları ilgimi çekmedi benim. İhtilale hazırlanan bir gurup insan nasıl olur diye düşündüm ben.  Veya ihtilale uğrayacağından bihaber olan bir gurup idareci ne düşünür beni ilgilendiren buydu o yüzden bunlardan bahsettim.

Evet bilmediğim bir nedenden dolayı şehire insanlar yeni yeni göç etmeye başladılar. Kimbilir bu belki bir savaştı, belki bir sel, belki de çok kötü bir espri. Doğal olarak yeni gelen bu insanlar yeni şeyler istemekte. Olayları başlatan bu.

Ama maalesef merak uyandıracak kadar okuru içine çekemediğim bir gerçek. Biraz daha işlemeli veya dikkatleri yönlendirmeliydim. Eğer uygun ruh haline girip tekrar yazabilirsem yazacağım. Ve dediklerini dikkate alacağıma emin olabilirsin.