Aslında ne söylemeli bu film, hatta bir filmden öte yapım için.. bilemiyorum.
Bu kadar geç izlediğime mi üzülsem, ya da filmin içeriği aklıma geldikçe üzülmesem.. bilemiyorum...
Halepçe Katliamı ve Saddam'ın devrilişi arasında geçen bu yapım çocukların gözlerinden anlatılır. Her şey bir yana, biz burada biraz üzüldükten sonra unuttuğumuz o topraktaki yaşayan insanların çaresizliğini anlatır. Çocukların oyuncak yerine silahlarla oynayışını, üç kuruş için patlamaya hazır olan mayınları toplayışını ve umutsuzluklarını anlatır. Anlatır ve devam eder...
Biri demiş ki keşke distopya olsa diye. Evet keşke distopya olsa, keşke gördüklerimiz sadece bir filmden, acı yüklü görüntülerden ibaret olsa. Ama değil işte, keşke olsa...
Biz burada işimizin, okulumuzun, ev hayatımızın ne kadar sıkıcı olduğunu düşünürken, aynı anda oradaki bir çocuğun mayına basıp bir uzvunu ya da hayatını kaybettiği gerçeğini hatırlatıyor bu film bizlere.
Dünyaya o çocuklar gözünden bakmak... Hiç bir film deneyimi olmayan, tamamen amatör ve bizlere gerçek dünyalarını izleten çocuklar...
Her şey bir yana, Agrin'in o bakışları bile yetecektir size. Sadece bir bakış, ama dünyada başka yerde göremeyeceğiniz bir bakış...
Defalarca izlenmesi ve bazı olayların unutulmamasını hatırlatan yapımdır. İzleyin ve izleyin, varsın kimse izlemesin, ama siz izleyin...