Ne kadar tutarsız düşüncelerim. Evimden uzakta, sıkılıp beni ısıtacak düşerle oyalanırken soğukta geldi bu aklıma. Aşkı düşünüyordum tabi, bir sevgili düşlüyordum. Bir anda ne çok isim geçti zihnimden, ne çok yüz var düşümde. Bunu kavradığımda geldi aklıma tutarsızlığım. Ah dostlarım, sizin deyiminizle Abazalık yahut duygularımdan emin olmama değil bu. Eminim! Ve bu yüzden tutarsız…
Sizin yaptıklarınızı güzeller, yahut benim yaptıklarımı, yapmakta olduklarımı inanın bir mantığa oturtamıyorum. Bu yüzden de tutarsız… O an aklıma bir klişe geliyor: “Aşkta mantık arama!” Bu sözü biraz süslüyorum: “Aşk duyguların ve bu duyguların geliştirdiği davranışların belirli bir mantık çerçevesinde açıklanamayacağı yerde ortaya çıkmış olandır.”.
Aşk, bu mantıksızlıkla değil açıklanamamasıyla bağdaşmış bir olgudur. Kişiyi neden sevdiğin irdelendiğinde bulunur, “sevdim işte gönül bu” değildir. Ancak irdelenip açıklandığı takdirde sevginin yitme tehlikesi vardır. Aşk mutlu eder ya hani, bir sebebi de bu irdeleme çabası ve sonuçların gerçekliğinden, kendini ve karşıdakini sorgulamaya giden yoldan kaçınmayı haklı ve olanaklı kılmasıdır.
Tüm bu söylevlerim Rus yazar Çernişevksi’nin bir söylevini getiriyor aklıma: “Yaşam materyalizmle açıklanır, diyalektik bir materyalist süreç işler. Bu durumda insan yaşamında lirizmin olamayacağını söylerler. Ne yaptınız yahu? Lirizm, hayatın kendisidir!”
Tutarsızlığa gelince, bir diğeri de sıkıntı ve yoğun duygular hissetmemden şu an bunları yazıyorum ama bana çıkıştığınızda tüm bu söylemlerimin aksini de savunabilirim. İnsan soğukkanlı olduğunda kendini realist bir yaklaşımla yansıtır. Ama lirizm olmaz. Unutmayınız ki sevgili dostlarım; lirizm hayatın kendisidir!
Bay Mannelig 10.12.2008