Kayıt Ol

bolo'bolo - p. m.

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
bolo'bolo - p. m.
« : 08 Aralık 2014, 02:02:55 »


bolo'bolo - p. m.

Kaos Yayınları - 2002 - 219 s.

Alternatif bir dünya tasarısının sunulduğu zihin açıcı ve müthiş bir kitap.

Merkezi otoriteden, paranın iktidarından kurtulmak adına etkileyici önerilerde bulunuyor. Tabi sunulan dünya tasarısı, var olan tüm sistemlerin yıkımından sonra hayata geçebilir. İşin uzmanları bu tasarının birçok açık yanını bulabilir ama insanların ve toplumların birbirlerinden yalıtılmışlıklarının, merkezi otoritenin oluşması ve güçlenmesi adına en büyük tehlike olduğunu öne sürmesi, tasarıyı çok değerli ve haklı kılıyor.

“Bolo'bolo”da açıklanan yaklaşık 500 kişilik insan toplulukları (bolo) arasında saygı ve onura dayalı bir bağ var, birbirlerini tanıdıkları için itibar sosyal yaşamın önemli bir öğesi. Bolo'lar arasında da yoğun bir iletişim hâkim, mal alışverişi sayesinde kuvvetleniyor bu iletişim. Bir bolo'nun diğer bolo'lardan soyutlanmasına izin verilmiyor. Bu sebeple bir insan (ibu) kendi bolo'sundan istediği zaman çıkabilir, istediği gibi gezebilir, bir bolo'da bir süre ücretsiz misafir kalabilir veya başka bir bolo'ya katılabilir. Hatta toplantılara (dala) dışardan bir temsilci (dudi) mutlaka katılmalıdır. Bu temsilci bir bolo'daki olayları diğer bolo'lara ispiyonlama, bunun üzerine dedikodu yapma yetkisine sahiptir.

Bir bolo'nun yani aynı yaşam bölgesini edinmiş yaklaşık 500 kişilik bir insan topluluğunun kendine yetmesi gerekiyor ama tamamıyla bağımsız olması istenmiyor. Çünkü dışarıdan yalıtılmış bir topluluğun toplumsal bir yapı geliştirme ve bir devlet oluşturma tehlikesi var. Her bolo kendine yetecek kadar güçlü, üyelerini kontol altında tutamayacak kadar zayıf olmalı. İktidar ve hiyerarşiye yer yok bolo'larda.

İçinde yaşadığımız dünyada küreselleşmeden, mesafelerin daralmasından bahsetmemize rağmen hepimiz yalıtılmış değil miyiz? Bir değişim, bir devrim yaratmak için en yakınımızdakilere muhtaçken, dünyanın bir ucundaki insanla iletişim içinde olmuşuz neye yarar? İnternet, medya ve iktidar ne kadar haberimiz olmasını istiyorsa o kadar haberdarız dünyadan. Birbirimizle yüz yüze konuşmadan üzerimizde oluşturulan hâkimiyeti yıkamayız demeye getiriyor bu muhteşem kitap.

Bir kaç alıntı:

"Birçoğumuz için intihar ya da bir atom savaşı artık bir tehdit değil; korku, eziyet ve sıkıntıdan kurtulmak için dört gözle beklenen bir çözüm." (s. 16)

"Uzak, 'terk edilmiş' bir vadinin bir ucunda bile, vergi memurları, askere almaya yetkili inzibatlar ya da polis bulunmayacağından asla emin olamazsınız." (s. 20)

"Makine (devlet organizmaları, çokuluslu firmalar, bankalar vs.) ... çok kaprisli bir sevgilidir, haddini bilmeyenden lütfunu esirger." (s. 24)

"... çareyi otoriter tarikatlara, oryantal kültlere ve eski gizemciliklere sığınmakta arıyorlar. ... fakat er ya da geç makine bütün kaçanlara yetişir ve onların anlam arayışlarını yeni bir ticarete ve kendisi için yeni bir işletme gücüne dönüştürür." (s. 29)

"Onlara bakarsak, ... 'dil çeşitliliği iletişim için bir engeldir.' Aslında emir vermek için engeldir." (s. 44)

"Hiçlik bizi asla korkutmamalı! Makine olsun olmasın, ölümle yüz yüze gelmiş durumdayız. Herkes onu aynı anda yaşadığı için bu ölüm daha korkunç değil, çünkü herkes kendi adına ve sadece bir kez ölür." (s. 48)