Kayıt Ol

Mülksüzler - Ursula K. LeGuin

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Mülksüzler - Ursula K. LeGuin
« : 23 Mart 2009, 23:59:13 »


Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı.
       Odoculuk anarşizmdir. Sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. Aşırı sağın sosyal-Darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski Taocu düşüncede öngörülen, Shelley ve Kropotkin'in, Goldmann ve Goodman'ın geliştirdiği biçimiyle. Anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlakî ve ilkesel teması ise işbirliğidir (dayanışma, karşılıklı yardım). Tüm siyasal kuramlar içinde en idealist olanı anarşizmdir; bu yüzden de bana en ilginç gelen kuramdır. – Ursula K. Le Guin
      
 "'...Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrim'i satın alamazsınız. Devrim'i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir.' Konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı."

Yorum: Gördüğüm en mükemmel tahlil romanlarından birisi. Anarşist dünya ile Liberal dünyanın karşılaştırması, harika. Ütopyadan çok Bilim-Kurgu denebilir aslında ama Anarres tam anlamıyla bir ütopya.



Yazarın forumumuzdaki diğer eserleri:

-Yerdeniz Serisi
-İçdeniz Balıkçısı
try again fail again fail better

Çevrimdışı Arlinon

  • ***
  • 456
  • Rom: 14
  • Savaş ve Ateş
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #1 : 24 Mart 2009, 00:03:49 »
Okulda kayboldu kitap, birine okutayım derken, siz yine de okuyun, okutun :D

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #2 : 24 Mart 2009, 11:31:14 »
Okulda kayboldu kitap, birine okutayım derken, siz yine de okuyun, okutun :D

Okuyun, okutun ama kaptırmayın diyorsun. :P Benim de almayı düşündüğüm bir kitap. Aslında kısa zaman içinde LeGuin'in bütün kitaplarını okumak istiyorum. Ve bu ikinci sırada. (İlk sırada Yerdeniz'in 3. kitabı var :D )

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #3 : 23 Mayıs 2009, 16:48:11 »
Kitabı aldım. Ama nasıl aldım? Alkım kitabevine her zamanki gibi Ejderha Mızrağı almaya gitmiştim. Tam en alt raftan bir şey alıyordum ki kafamı kaldırdım. Ve kitap oradaydı. Parlıyordu adeta :D Bilim Kurgu bölümündeydi. Ve beni çağırıyordu :P Bende dayanamadım aldım. Henüz bitirmedim ama geldiğim yere kadar harika bir kitap.

Çevrimdışı segraron

  • **
  • 152
  • Rom: -4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #4 : 30 Temmuz 2009, 23:55:25 »
ben okuyodrdum fakat başka bir kitap ilgimi çekti o yüzden bırakmak zorunda kaldım
En koyu beyaz

Çevrimdışı hanne

  • **
  • 326
  • Rom: 4
  • maybe one day...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #5 : 21 Ocak 2010, 22:04:44 »
Kitabın kapağı da gerçekten çok ilginç..
....Sanki bir erik ağacına çıkmıştım da orada üzüm yiyordum  ama bahçe sahibi gelince cevizleri neden yediğimi sormuştu....

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #6 : 01 Mart 2010, 10:54:40 »
Ekşi Sözlük'ten dispossessed in theory adlı yazarın, roman hakkında 6 Haziran 2004 tarihinde yazmış olduğu bir nevi incelemeyi buradan paylaşmak istiyorum. Ortaya çok iyi bir analiz çıkartmış bence. Buyrun;

ursula k. leguin’in 1974 yılında yayınladığı mülksüzler, 1920’lerin sonlarından itibaren dünya edebiyatında yaygın olrak görülen disütopya – komünist ve totaliter rejim korkusu sebebiyle gelecek hakkında umutsuzluk – akımının sona erdiği 70’lerde, o güne kadar yapılan tartışmaların ve ortaya atılan iddiaların karşısına olgun önermelerle çıkıyor. her ne kadar sorunlu olsa da yaşadığımız dünyanın da güzellikleri olduğunu bir kez daha hatırlatıyor okuyucuya. bilim kurgu tarzında yazılmış olmakla birlikte, mülksüzler, siyasi sistemlerin ve idealist yaklaşımların neler ifade ettiğini, ne gibi artıları ve ne gibi eksileri olabileceğini ve ne tür sonuçlar doğurabileceğini “gerçekçi, idealist ve ütopik” bir dünyalar sistemi yaratarak anlatıyor.

kitapta, ursula k. leguin yarattığı iki dünya içerisinde anarşizm ve kapitalizmin yapılanmasını ve ekonomik düzenlemelerin sosyal yapıya etkisini çok çarpıcı bir dille okuyucuya iletiyor. hem ileri kapitalizmin (yaşadığımız dünyanın geleceğinin) ve anarşizmin (belki de en idealist ve ütopik yaklaşımın) gözüyle bakıyor ve kurguluyor, hem de bu sistemlerin ortaya çıkardığı sorunları bir bir, okuyucunun ayaklarını yere bastırırcasına gösteriyor. yaşadığımız dünyadaki gerçekliklerin aslında idealist teorilerin o an için varolabilecek en iyi yansımaları olduğunu ve sorunların hiçbir zaman tükenmeyeceğini vurguluyor bir bakıma.

kitap kurgusu itibariyle iki ana gezegene sahip, anarres ve urras. hikaye anarşist bir dünya olan anarres’li bir fizikçinin kapitalist urras’a gelmesini, ve oradaki yaşam ile tamamen farklı olan kendi yaşamı arasında kalmasının yarattığı “kültür şoku”nu ve ardından geri dönüşünü anlatıyor. bu arada yazar bu şokun nedenini okuyucuya en iyi biçimde anlatabilmek için sürekli olarak “flash back”ler kullanarak iki gezegen arasında gidip geliyor.

annares tam anlamıyla anarşist bir gezegen. sahip olmak yok, herşey ortak, kişi toplumun iyiliği ve “özgürlüğü” için çalışıyor ve böylece kendini kendince “özgür” kılıyor. gezegen, yapılanması itibariyle tamamen sıfırdan kurgulanmış ve üzerinde yaşayan toplum, idealistlerce öngörülen, saf anarşist bilince sahip. ancak leguin, öngörülen en ideal kurgunun bile insanın doğası gereği yine de sorunlu, hatta yaşadığımız dünyayı bazı yönlerden aratır olduğunu gösteriyor okuyucuya. bunu yaparken de anarşizmin temel açmazını ortaya koyuyor: sistemsizliğin yarattığı sistem; ve toplumdaki bireylerdeki sistemsizlik bilincinin/inancının yoğunluğu sebebiyle aslında varolan sistemin algılanamaması; ve bunun sonucunda bireyin özgürlük inancı ve düşüncesi doğrultusunda sistemsizliğin bir nevi kölesi olması durumu.

bütün bunlarla birlikte, idealist söylemler içerisinde sıkça değinilen “sıfırdan kurgulanma” önermesini, “kıt kaynağın doğru kullanımının gerekliliği”nin yarattığı kaçınılmaz gerçeklik ile ciddi derecede zorluyor. yani ekonomik eşitsizliklerin ortadan kaldırılması ve herşeyin paylaşılmasının, eldeki kaynakları eşit olarak bölüşmeyi öngörse de bu paylaşım sonucunda herkes “çok az” da eşitleneceğini ve rekabet olmadığından yaşam standartlarının gelişmeyeceğini gösteriyor (nitekim yaşadığımız dünya’da sovyetler birliği’nin çöküşüne sebep olan ana etken de bu olmuştur).

anarres, sonuçta “sistemsizlik sistemi”nin korunması için bir bakıma totaliterleşen anarşist bir dünyayı temsil ediyor ve sorunları okuyucunun kendi dünyasındaki idealist yaklaşımları yıkarcasına gözler önüne seriliyor.

urras ise, okuyucunun yaşadığı dünyanın geleceği ile kolayca özdeşleştirebileceği, rekabetin can yaktığı, kişisel çıkarların yeri geldiğinde herşeyden önce geldiği, ekonomik dengesizliğin uçurumlar yarattığı bir dünya. ancak rekabetin getirdiği üretkenlik çerçevesinde teknoloji ve ürün çeşitliliği açısından çok ileri seviyede olan bir yer. anarresten tamamen farklı olan urras’ta, sahip olma ve en önemlisi “lüks” anlayışı var; zevkler doğrultusunda hareket etme ve istediğini elde etme çabası var. halbuki anarres’te, zevk kavramı toplumsal çıkarları korumak adına neredeyse yok edilmiş durumda.

leguin mülksüzler ile, idealist yaklaşımlara kendini fazla kaptrımanın sonucu olarak yaşadığı dünyadaki güzellikleri yok sayan anarko-sosyalistlere adeta “yeter” diyor. ancak buna karşılık kendi söylemine de fazla kapılmayıp dengeli bir eleştirel yaklaşım sergiliyor ve gerçek özgürlüğün ne olduğunu okuyucuya açıkça sorgulatıyor.

sonuç olarak mülksüzler’in kurgusuna oldukça başarılı bir bakış açısı ile yaklaşan bülent somay’ın kitabın “sonsöz”ünde söylediği gibi:

“ mülksüzler, bir dizi taocu zıtlık üzerine kurulu. bu zıtlıkların en başında ikiz dünyalar olan anarres ve urras geliyor. bu iki dünya bir “ikili sistem” oluşturuyorlar, birbirlerinin etrafında dönüyorlar. her biri ötekinin “ay”ı. hangisinin ay, hangisinin dünya olduğu, ne taraftan baktığınıza bağlı. dünyalardan biri verimli, diğeri çorak; biri özgür, diğeri sınıflı ve sömürülü; biri “anarşist”, diğeri “arşist” (devletçi , yönetimci, hiyerarşik). roman iki yolculuk üzerine kurulu: biri gidiş, diğeri dönüş. ama aslında “gidiş”, eski dünyaya “dönüş” zaten. “dönüş” ise aslında, farklı bir insan olarak, farklı bir dünyaya “ilk kez gidiş”.”.

dispossessed in theory - 06.06.2004
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Sanora

  • *
  • 24
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
    • Napaolis Edebiyat
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #7 : 30 Ekim 2010, 20:57:31 »
Son zamanlarda cidden anarşist fantastik ve bilimkurgu eserlerini sevmeye başladım. Matrix ve V for Vendetta'da bunu sağlayan eserler oldu. Güzele benziyor.

Çevrimdışı Hathor

  • *
  • 14
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #8 : 05 Ocak 2011, 04:57:14 »
Yorum: Gördüğüm en mükemmel tahlil romanlarından birisi. Anarşist dünya ile Liberal dünyanın karşılaştırması, harika. Ütopyadan çok Bilim-Kurgu denebilir aslında ama Anarres tam anlamıyla bir ütopya.

[

İkircikli bir ütopya efendim adı üzerinde : ) Kitap bende ütopya kavramı üzerinde huşu uyandırmaya çalışıyor gibi geldiydi...

Annares tam bir ütopya değil. Hatta tam değil, hatta tamamlanmamışlık kitabın önemli noktası.

Der ve her zaman yaptığın gibi gene... Mülksüzler... üzerine tartışma açmaya çalışır çekiliim.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #9 : 05 Ocak 2011, 05:18:23 »
Anarres'in varolmayacak bir hayal olması ve planlama aşamasında bir dünya düzeni olması onun bir ütopya olduğunu gösteriyor. Tam anlamıyla ütopya derken kastettiğim buydu. Her dinamiği tam değil. Özellikle insanlar arası ilişkilerim anarşizmin temellerini sarsmadan orada bulunması gerekiyor ve bu LeGuin'in de düzen içindeki en büyük sorunu. Diğer tüm ütopyalarda da böyle.

En azından günümüz mantığıyla izlediğimizde gördüğümüz nokta bu oluyor.
try again fail again fail better

Çevrimdışı Daarlan Gardan

  • ***
  • 722
  • Rom: -1
  • to hell with gatech
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #10 : 03 Ağustos 2012, 14:01:19 »
''Devrimi satın alamazsınız, devrimi yapamazsınız, devrim olabilirsiniz ancak.''
''Civilizations have the morality and ethics they can afford.''

 — Larry Niven & Jerry Pournelle, ''Lucifer's Hammer''

''These colonies in nature can reach at least two million individuals at a time, last for decades, and occupy a hundred cubic meters of space. It was a wonderful achievement to see a fragment of this world captured all around you, so that you almost had the experience of being inside the ant colony when you were in that room.''

 — Robert Trivers, ''Natural Selection and Social Theory'', p. 162

''... Bu amaç doğrultusunda nükleer santraller hedeflenecekse, yapılması gereken şeyler vardır. Çünkü nükleer elektriğe geçiş bir hobi değil, bir akademik egzersiz hiç değil, temel bilimlerden yaygın endüstriyel alt yapıya açılacak bir uygulamadır.''

Ömer Faruk Ağa Yarman 1993

Çevrimdışı darrel standing

  • **
  • 51
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler
« Yanıtla #11 : 02 Şubat 2014, 01:36:27 »
Mülksüzler'i sadece bir "ütopya" olarak görmek yanlış. Olay Shevek'in Urras'a gitmesiyle başlıyor ve buradaki tecrübeleriyle liberal düzenin bir eleştirisi yapılıyor. Ütopya - Distopya karşılaştırması demek daha doğru olur kanımca.

Çevrimdışı Bozhermes

  • **
  • 94
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler - Ursula K. LeGuin
« Yanıtla #12 : 05 Aralık 2015, 19:03:20 »
Devrim bu gidişle edebiyatla gelecek.

Çevrimdışı

  • *
  • 1
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler - Ursula K. LeGuin
« Yanıtla #13 : 11 Mayıs 2016, 17:33:04 »
Kitapta mülkiyet kavramı da belirginleştirilerek anarko-sosyalizmin pratik uygulanabilirliği mükemmel bir şekilde işlenmiştir. Diğer birçok niteliğinin yanında kapağında da ise anlatım metoduna değinilmektedir diye düşünüyorum:
Malum kitapta iki farklı ülke tipolojisi temsili iki farklı idealizmi dile getirmektedir. Öyle ki yazar insanların dünya görüşünün ne kadar farklı olduğunu roman da farklı ülkedeki karakterlerin psikolojisi üzerinden işleyebilmiştir. Her düşüncenin varlığı muhalifi olan düşünce ile belirginleştirilmiştir. Yani yazarın kıyas üslubunu kullanması kitabın fikri altyapısını işlemesini sağlamıştır. Kapağın da bu minvalde düzenlendiğini düşünüyorum. Yazar bu kapakla 'bizim güneşimiz onların ayı, onların güneşi bizim ayımızdır.' kaidesini benimseyerek empati içerikli diyalektik bir metodu elden bırakmadığını dile getirmektedir.

Çevrimdışı Thael

  • *
  • 31
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mülksüzler - Ursula K. LeGuin
« Yanıtla #14 : 23 Mayıs 2016, 17:38:45 »
Arkadaşım okuyordu bunu. Sorunca distopya diye kesip atmıştı. Şu ekşi sözlükten gelen alıntıyı okudum şimdi. Çok heyecan vericiydi. Anarşizmle ilgili pek bir şey okumadım çünkü daha önce ve kitapta direkman bir sistem örneği var.