Koltuğun titrediğini hissetti. Yanında oturan arkadaşına baktı ve yüzünde ki iğrenç sırıtmayı gördü.“Az önce osurdun mu sen?” diye sordu tiksinti ile. Cevabı biliyordu zaten. Pis herif, diye düşündü ve koltuktan kalktı. Leş gibi kokmaya başlamıştı oda. Sanki uzlama herifin içinde çürüyen bir şeyler vardı. “Tamam o zaman birimizin gidip bira alması gerek çünkü hepsini içtik” dedi üçüncü kişiye.
İkisi de ona bakıyordu. Bir şeyleri gerçekten yapan o olmuştu aralarında hep. Sormaya korktukları soruları o sormuştu hep. Söyleyemediklerini o söylemişti hep. Bir şeyler yapmıştı. Ama bir şeyler yapması ayırıyordu onu diğer ikisinden. Yavaş yavaş, bir şeyleri gerçekten yapan birine dönüşüyordu. Senelerce süren inekliğini kaybediyordu. Star Wars muhabbetlerine katılmıyordu artık. Oyunlardan o kadar zevk almıyordu. Fantastik kurgu eskisi kadar heyecanlandırmıyordu onu. Değişmişti bir anlamdan.
Normal olmuştu neredeyse. Hayır. Büyümüştü belki de. Bu da değil sanırım. Gelişmişti. Fikirleri gelişmişti. Eskisi gibi görmüyordu dünyayı. Gerçek yüzünü görmüştü şehrin. Korkmuyordu artık şehirden. Ölümden de.
Pis herifin kardeşini çağırdı yüksek sesle. Eline bir onluk tutuşturup bakkala gidip “gerekli” olanları almasını söyledi. Çocuk isyan ederek çıktı evden. Koku yayılmaya başlamıştı. Yüzünü buruşturarak mutfağa gitti.
İnce çorabından ayağına batan ekmek ve kimbilirbaşkaneler’in kırıntılarından iğrenerekte olsa dolap kapaklarını açarak bir bardak aramaya başladı. Bulamayınca arkasını döndü ve kendi boyunda bir bulaşıkla karşılaştı. Oflayarak diğerlerine nazaran daha temiz görünen bir bardak alarak yıkayıverdi lavaboda.
Yağ tabasına aldırmadan sürahiyi kaldırdı. Hafifti. Tahmin edilebileceği gibi boştu da. Umutsuzca buzdolabına yöneldi ve kapağı açtı. Garip bir manzara vardı karşısında. Tek tencere yemek veya şişe su olmamasına rağmen dolap ağzına kadar alkol ve vişne suyu ile doluydu. “Neden bu çöplüğe geliyoruz ki” dedi yüksek sesle.
En sonunda sudan vazgeçerek bardağını bıraktı. Yarısı dolu pahalı vodka şişesini alarak kapağına koydu sert içkiyi. Dolar dolmaz kafasına dikti ve yeniden doldurdu. Üç kere bu döngüyü tekrarladıktan sonra tekrar karanlık ve havasız odaya gitti.
“Hey Batu” dedi. “Koku gitmiş sanırım.”
2 Yanıt
3400 Gösterim