Kayıt Ol

Vampire: Yaratılış

Çevrimdışı Herr Mannelig

  • ****
  • 924
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Vampire: Yaratılış
« : 26 Şubat 2008, 18:58:52 »
Arkadaşlar belirtmek isterim ki yazı benim değil alıntı yaptım ancak vampirliğin başlangıcını çok güzel anlattığı için koydum..


"Beware, my childer, of thy eternal enemies:
Of the savage ones, the skinchangers, who hunt as wolves,
Of the knights of fire and sword, the witch-slayers.
Of the burning scions of the Pit itself.
But above all, my childer, beware one another,
For we shall always be our own direst foes.''

Baloya hoş geldin çocuk, maskeli balomuza… Sonsuz gecede yapılan ve binlerce yıldır süre gelen, maskesini düşürenin öldüğü acımasız, bir o kadarda gizemli olan balomuza. Eminim şu an kendini garip hissediyorsundur… Haklısın, yeniden doğuşun olağan bir yan etkisi, nefes almadığını fark ettin mi? Artık ihtiyacın olmayacak… Biz gecenin çocuklarıyız, Yukardaki tarafından lanetlenmiş, Lilith tarafından kutsanmış… Artık sen bir Kindred'sın. Buna alışman biraz uzun sürecek. Sıcak kanını içerken öldürdüğün insanın ölü gözlerine bakmak belki suçluluk duymana yol açacak, ama seni temin ederim, sonsuz hayatımızın her gecesinde, kalan insanlığımızın son parçalarınada veda ediyoruz. Taki soğuk katiller olana dek. Bu karanlık dünyada sana anlatacağım çok şey var, ama istersen en başından başlıyalım, tarihin ilk zamanlarından…

Tarihin ilk zamanlarında, Adem ve Havva evlendi ve 3 tane oğulları oldu. Caine, Abel ve Seth. İlk doğan Caine, bitkileri yetiştirdi. Onları suladı ve büyüttü, hayat verdi. İkinci doğan Abel hayvanlara baktı. Onları besledi ve büyüttü.

Bir gün Adem iki oğluna şöyle dedi. ''Caine, Abel, [Yukardaki] için bir kurban vermelisiniz. Öyle bir kurban ki hayatta en çok sevdiğiniz şeylerden biri olacak.''

Caine, [Yukardaki] için en tatlı meyvalarını, en olgun bitkilerini getirdi.

Abel, [Yukardaki] için en genç, en güçlü hayvanını kurban etti.

İki kardeşte kurbanlarını Adem'in altar'ına koydular ve ateşe verdiler. Duman onları yavaşça yukarı doğru götürdü. Abel'ın kurbanı tatlı bir koku yaydı ve kabul edildi. Caine'inki ise kabul edilmedi ve Caine sert bir şekilde azarlandı.

İlk doğan ağlamaya başladı, gece gündüz [yukardaki]'ne dua etti.

Adem kurban vaktinin yeniden geldiğini söyledi. Abel yine en güçlü ve genç hayvanlarından birini öldürdü. Caine ise eli boş geldi, çünkü kurbanının istenmeyeceğini biliyordu.

Abel şöyle dedi; ''Caine, neden bir kurban getirmedin?''. İlk doğan gözleri yaşlı bir şekilde kardeşinin kalbine mızrak saplayarak onu kurban etti, hayatta en çok sevdiği şeyi.

[Yukardaki] onu cennetten attı, ve Nod denilen bir yere sürgün etti.

Caine karanlıkta yanlız kalmıştı. Açtı, üşüyordu ve ağlıyordu... Karanlığın içinden tatlı bir ses geldi. Siyahlar içinde bir kadın Caine'e doğru yaklaştı.

''Hikaye'ni biliyorum, Nod'lu Caine. Açsın, bende yemek var. Üşüyorsun, bende kıyafetler var. Üzgünsün, bende rahatlık var''
''Benim gibi lanetli birini niye rahatlatasın? Neden giydiresin? Neden besleyesin?''
''Ben senin babanın ilk karısıyım. Yukardakine karşı geldim ve özgürlüğü karanlıklarda buldum. Ben Lilith'im. Bir zamanlar bende üşüyordum. Benim için sıcaklık yoktu. Bir zamanlar bende açtım, benim için yemek yoktu. Bir zamanlar bende üzgündüm, benim için rahatlık yoktu.''
Lilith Caine'i ağırladı ve onu besledi, rahatlattı. Caine onun evinde bir süre kaldı, ve birgün ona sordu:
''Sadece karanlıktan, bu evi nasıl yaptın? Nası kıyafetler yarattın? Nası yiyeceklerini yetiştirdin?''

Lilith gülümsedi ve cevap verdi: ''Ben uyandım. Bu sayede istediğim gücü yaratıyorum''
''Beni de uyandır Lilith, benim de güce ihtiyacım var. Bende kendi evimi, giysilerimi, yiyeceklerimi yaratmalıyım.''
''Uyanmanın sana ne yapacağını bilmiyorum. Sen baban tarafından lanetlendin. Ölebilirsin, sonsuza kadar değişebilirsin.''
''Güç olmayan bir yaşamın ne önemi var? Sen olmadan ben ölürüm, ama senin kölen olarak yaşayamam.''

Lilith Caine'i seviyordu. Bunun olmasını istemesede Caine'in istediğini yaptı ve Caine'i uyandırdı. Bileğinden gelen kanı bir kaba koydu ve Caine'e içirdi. Caine Abyss'e düştü, o kadar uzun düre düştüki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gözlerini açtığında karanlık bir yerdeydi.

Karanlığın içinde Caine parlak bir ışık gördü. Gecede parlayan ateş, Michael, Kutsal Ateşin koruyucusu ona gelmişti, ve şöyle dedi. ''Adem ve Havvanın oğlu, suçun büyük ama babamın bağışlıyıcılığı da çok büyük. O seni affetti.''

Caine cevap verdi; ''[Yukardaki]'nin acımasıyla değil ancak kendi vicdanımla gurur içinde yaşayabilirim.'' ve reddetti.

Ve Michael ona ilk lanetini verdi:
''Bu diyarlarda gezdiğin sürece, sen ve senin çocukların ateşten korkacak. Ateşim sizin derinizi yakacak ve sizi mahvedecek.''
O gecenin sabahında, ufuktan Raphael göründü. Güneşin koruyucusu. Caine'e şöyle dedi
''Adem'in oğlu, Havva'nın oğlu, kardeşin Abel cennetten senin günahlarını affetti. Tanrının bağışlamasını kabul etmeyecek misin?''
Caine cevap verdi; ''Abel'ın bağışlaması bir şey ifade etmez. Ancak ben kendimi affedebilirsem gerçekten affolmuş sayılırım'' ve reddetti.

Ve Raphael ona ikinci lanetini verdi:
''Bu diyarda gezdiğin sürece sen ve senin çocukların gün doğuşundan korkacak. güneşin ışınları sizi ateş gibi yakacak. Şimdi git ve karanlık bir yere saklan, güneşin gazabını hissetmemek için.''
Caine kaçtı ve karanlık bir mağraya saklandı ve orda uyudu. Uyandığında ölüm meleği Uriel onu kanatlarının arasında tutuyordu. Caine'e şöyle dedi:
''Adem'in oğlu, Havva'nın oğlu, Tanrı senin bütün günahlarını bağışladı, kabul et ve bütün lanetlerinden kurtul.''
Caine cevap verdi; ''Tanrının bağışlamasıyla değil, kendi bağışlamamla yaşayacağım. Ben benim. Yaptıklarımı yaptım. Bu asla değişmeyecek''

Ve Tanrının kendisi, Uriel'ın ağzından Caine'e son lanetini verdi.
''Sen ve senin çocukların, bu diyarda gezdiği sürece karaklığa tutunacaklar. Sadece kan içecekler. Sadece kül yiyecekler. Ölümde olacakları gibi olacaklar, ama ölmeyecekler ve hep yaşayacaklar. Son günlere kadar dokunduğunuz her şey yok olacak.''

Bu lanetle Caine acı bir çığlık attı. Gözlerinden kan geldi. Bu gelen kanı bir kabın içine doldurdu ve içti.
Kafasını kaldırdığında Gabriel karşısında duruyordu, ve ona şöyle dedi:
''Adem'in oğlu, Havva'nın oğlu. Babamın bağışlayıcılığı bildiğinden çok daha büyük. Şimdi bile Affedilmeye bir yol açıldı. Bu yola [Golconda] diyeceksin. Çocuklarına ondan bahset, çünkü sadece bu yolla yeniden ışıkta yürüyebileceksiniz.''
İşte ilk Vampir'in oluş hikayesi ve Vampirlerin lanetlerini nasıl aldığı.
Contraataques muy rabiosos, deberemos resistir; Ay Carmela!



Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vampire: Yaratılış
« Yanıtla #1 : 26 Şubat 2008, 19:04:45 »
ahhh süper bi yazı yaaa bayıldım off offff ne kadar hayranlık ifadesi kullansam azdır +repi sonuna kdr hakediosun walla
she's back!!

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vampire: Yaratılış
« Yanıtla #2 : 26 Şubat 2008, 19:43:32 »
Muhteşem bir yazı..Okurken nefesim kesildi falan :P Çok saol iyi ki paylaşmışsın ;)

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Spectre

  • ***
  • 632
  • Rom: 3
  • CatafaLque <3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vampire: Yaratılış
« Yanıtla #3 : 26 Şubat 2008, 19:48:45 »
Gercekten hep merak edıodum bunu.

Cok tesekkurLer =)


Elımde yarına bırakacagım bırkac satır soz
Gozlerımden yuregımın tentesıne damlayan bırkac damla yas
Gıtmek dusundugumden de zormus bılıyorum
Ama elımden bırsey gelmezmıs bîcare gıdıyorum.
Ölecegımı bıle bıle o yola yuruyorum.. ~