Yine eski dosyaları eşelerken bulduğum, liseden kalmış bir fabl çalışması. 1Q84'teki kısa bir hikayeden esinlenmiş olmalıyım.
Vejetaryen Kedi
Bir gece vakti, bir kedi ve bir fare karşılaşıverdi,
Fare ne kadar tıknazsa, kedi o kadar yiğitçeydi.
İşte o vakit, bir kovalamacadır aldı başını gitti,
Uzun bir müddet sonra kedi, fareyi bir çıkmaza itti.
Umutsuzca bakındı etrafa tıknaz fare,
Gözleri kediden kaçacak bir delik aradı biçare.
Her yere baktı var gücüyle ancak bir şey bulamadı,
Son çare eğildi kediye, yalvarmaya başladı:
“Ey büyük kedi, beni azat et lütfen,”
“Evde çocuklarım, yemek bekler benden.”
Kedi fareyi dinlemedi, adım adım yaklaştı,
Farenin ölümü, ona bir nefes kadar yakındı.
Fare kabullendi kaderini, kaçınılmazı bekledi,
Ancak kedi saldırmadı, anaç bir ifadeyle gülümsedi.
“Aramızda kalsın” dedi, “ben vejetaryenim.”
“Sakinleş az, ben et değil sebze yerim.”
Fare derin bir oh çekti, kediye yaklaştı bir iki adım,
“Ne kadar şanslıyım ki senin gibi birine rastladım.”
“Teşekkür ederim kedi kardeş, bana müsaade.”
Kedinin yanından geçip, ağır ağır yürüdü fare.
Ancak attığı o adımlar, onun son adımları oldu.
Kedinin pençesi farenin gırtlağını buldu.
Şoktaydı fare, bir soru sordu can havliyle,
“Hani et yemezdin, yalan mı söyledin?” dedi kediye,
“Et yemem ben,” dedi kedi, “sözlerimde yalan yoktu.”
Fare, “Peki neden vurdun bana?” diye sordu.
“Seni şimdi mahalleye götüreceğim,”
“Ve sonra takas edecek, biraz marul yiyeceğim.”
Ve anladı fare, her doğru görünenin gerçeği yansıtmadığını,
Ancak o saatten sonra fare, gerçeklikte bir daha var olmadı.