Gri hırkasının yüzünü örten şapkasıyla adeta bütünleşmiş gibiydi. Yerde öylecesine oturuyor. Hareket dahi etmiyordu. Kapının çalınmasıyla kafasını çok az kaldırdı ve kapıya baktı. Sonra hafif bir şekilde gülümseyip kafasını yere eğdi. Köseymişçesine 40-45 tel olan sakalı,hain gülümsemesiyle bütün çenesine yayıldı. Bu adam her ne kadar çok korkutucu görünse de yeni yetmeye benziyordu. Fakat kimsenin yeni fethedilmiş bir Osmanlı Toprağında arıza çıkarmak gibi bir niyeti yoktu.
Kapı sert bir tekmeyle açıldı. Ses o kadar fazlaydı ki sanki meyhaneyi sarhoşların başına yıkacaktı. Gizemli adam şapkasının altından tekrar baktı. Gelenler 7 kişiydi hallerinden Osmanlı oldukları ve içki içmeye gelmedikleri pek belliydi. İçlerinden biri sıkı bir nara patlattı. Ardından,
-Bre sefiller,Osmanoğulları topraklarında zıkkımlanmanın suç olduğunu hanginiz bilmez?
Adamın çok ürkütücü bir ses tonu vardı. Bu sesle hepsi sarhoşların üstüne çullandı. Kimini bayılttılar kimi ise kaçtı fakat kimseyi öldürmediler. Bunca cümbüşe rağmen kimse gizemli adama karışmamıştı. Fakat hiçbir olaya karışmayan bir kişi daha vardı. Aniden yedisi birden adama yönelince. Adamın eli beline gitti. Hiçbiri bu tavırdan pek ürkmemişti. Hatta biri cesaret edip yanına yaklaşıp kılıcının ucunu adamın normal bir bacak boyutundaki koluna dokundurdu. Giydiği kolsuz giysi onun katman katman olmuş pazılarını açıkça gün yüzüne çıkartıyordu. Adam kılıcın soğukluyla olacak bir irkildi. Hemen ardından çevik bir hareketle kılıcını çekip aynı çeviklikle kabzayı adamın midesine geçirdi. Adam anında yere yığıldı. Gizemli adam,tekrar adamlara baktı. 6 kişi kalmıştılar.Onlarda şaşkındı biri geri çekilip hemen meyhaneyi terk etti. Geri kalanlar ise bir şaşkınlıkla adamın üstüne çullandılar.İlk kılıç darbesinden kınıyla kurtulup oturduğu yerden adama sert bir tekme attı. Adam sarsılıp geri çekildi…Bu tekmeyi tekrar yemek istemiyordu.