Halen elimde sımsıkı tuttuğum telefonu hurda yığınına savurup öne doğru bir adım atıyorum, fakat sonra durup biraz daha düşünmeye karar veriyorum.
"Hmm."
Pençelerim kafamdan ölü deriler sıyırıp saçlarımı karıştırırken kararımı veriyorum.
"Sung, şu çöplüğü ara ve demir levye gibi bir şeyler var mı bak bakalım. Eğer dediğin doğruysa, sefil hayatlarımızı birkaç hafta daha devam ettirebilecek birkaç deste banknota hayır demem açıkçası. Tekstil fabrikasına doğru gidiyoruz, adamların peşinden. Mesafeyi koruyalım, ve Tanrı aşkına, sessiz olmaya çalış. Bugün kalbura çevrilmeye niyetim yok."
Kısa ve kesin bir biçimde burnumu çektikten sonra, ben de en yakınımdaki hurda yığınınında bıçak ya da sopa gibi kullanılabilecek bir şey olup olmadığını araştırıyorum.
Bir yandan da aklımda başka bir düşünce dönüyor.
"Umarım burada şu köpeklerden yoktur."