Kayıt Ol

Mücahit Hattab

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Mücahit Hattab
« : 17 Mart 2011, 15:55:40 »

Mücahit Hattab

Millet: Çeçen
Envanter
Kalın palto - Eldiven
Bot


Oyuncu: Wanderer

Yaş: 27

Fiziksel Görünüş: Siyah saçlı orta boylu ve gelişkin kaslı birisi. Sağ kaşının üzerinden başlayıp burnuna kadar inen bir bıçak izi taşımakta. Sırtında, sol omzunun arkasında da aynı şekilde bir bıçak izi var. Gri gözleri ve beyaz dişler var. Doğasına aykırı bir biçimde yakışıklı.

Zihinsel Kimlik: Sağı solu belli olmaz.

Meslek:


Durum Göstergesi

Açlık: 3 saat uygun
Susuzluk: 3 saat uygun
Yorgunluk: Kas ağrısı / Yorgunluktan bayılmaya 4 saat
Hastalık: Bacağında bir kurşun var / Hafif kanama
Özel Durum I:
Özel Durum II:
Moral: Berbat
Yoldaş:
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #1 : 18 Mart 2011, 14:49:16 »
Giriş - Zoraki Yoldaşlık

18 Aralık 2049 - 12:15
Krasnyy Bor - Arzamas'ın 20km kuzeyi


Bir hafta önce kendilerini ortasında buldukları çatışmadan sağ çıkabildiklerinden beri nedenini bilmedikleri bir biçimde birlikte yolculuk ediyorlardı Mücahit ile Hank. Aslında nedenini ikisi de biliyordu fakat dillendirerek kendilerini küçük düşüremezlerdi. Bu zamanda her zaman arkanı kollayacak birisi olması iyidir.

Geceyi konaklamak için 4 yıl önceki silik bir saldırıdan kalma yıkık bir siper bulmuşlardı. Şu anda ise Rusya'nın zengin olunabilecek ve az da olsa rahat bir yaşam sürülebilecek tek uygun şehri olan Arzamas'a doğru yürümekteydiler. Tarlaların arasından 4 saattir yürüyorlardı ve ikisinin de yabancı olduğu bu yolda onlara rehberlik eden hiç bir şey yoktu. Ta ki ileride silik bir yol görene kadar. Yola yaklaştıklarında doğru yolda olduklarını belli eden o devrilmiş tabelayı da görebildiler.

''Arzamas 20km''

Hava soğuk fakat rüzgar esmiyor. Yer yer bulutlar var, güneş en tepede olmasına rağmen sanki dünyayı aydınlatmaktan acizmiş gibi. Çevrenizdeki tarlalar tamamen çorak, hiç bir şey yetişmiyor. Issızlığın ortasında yürüyorsunuz.

Spoiler: Göster
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Mücahit Hattab
« Yanıtla #2 : 18 Mart 2011, 17:00:06 »
"Novoselki'ye gitmeliyiz. Uzun zamandır susuz kaldın ve zulamızda çok az şey var. " dedikten sonra bir avuç toprak alıp kokluyorum.

"Kokuyu alıyor musun?" Gözlerimle ufka, Kuzeydoğuya doğru bakıyorum. "Suyun, ekmeğin ve rahat yaşamın kokusu! Ne zaman olduğunu bile hatırlamıyorum fakat yakın bir tarihteydi. Novoselki'de. Bir grup haydutla çatışmıştık, hem de ne için biliyor musun? Bir teneke peynir için, üstelik çatışmadan muzaffer ayrıldığımızda  küflü çıkmıştı! Yaşamak zor şey doğrusu..."
Spoiler: Göster
Küflü Peynir




Yara izimi kaşıyarak gerçek bir gerillaya yakışır şekilde dimdik ve düzenli adımlarla kuzeydoğu istikametine doğru yollanıyorum.  Adımlarımın ritmini hiç bozmadan aç ve susuz arkadaşıma dönüp sırıtarak, "Ne o? Gelsene! Yoksa burada çürüyüp gezegenin bir parçası olmak mı istersin?!" Hala gülüyorum. "İlk hedef, Novoselki! Umarım senin için su bulabiliriz, çünkü kendiminkini paylaşmaktan hiç hoşlanmam!"
Spoiler: Göster
Biz Krasnyy Bor'da değiliz di mi, ayrılmışız oradan?

Haritada gösterilen yerdesiniz. Krasnyy Bor, Novoselki ile aranızda duruyor.

May the force, be with you.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #3 : 18 Mart 2011, 19:46:44 »
Hank birlikte yolculuk ettiği adama ifadesizce baktı ve konuştu,

"Bunun yerine daha yakında olan Krasnyy Bor'da durum erzak tedarik etmeyi sonra da direkt güneye tarlaların içinden devam etmeyi tercih ederim. Arzamas'a ne kadar çabuk varabilirsek o kadar iyi. Yol üzerinde oyalanmaya niyetim yok." dedi ve su şişesini çıkardı.

Önce havaya kaldırarak ne kadar kaldığına baktı. Daha sonra yavaşça kapağını çıkardı. Dikkatlice kapağa su doldurdu ve kapaktaki suyu içti. Dudaklarının ıslanması bile ancak yetmişti ama tasarruflu kullanmak zorundaydı. Su bulundukları zamanda önemli bir şeydi. Uğruna kolaylıkla adam öldürebilecek bir şey.

Şişenin kapağını geri taktı ve yol arkadaşını süzdü. Tüfeğine takıldı gözleri. Kaç mermisi vardı? On belki on beş. Daha fazlası zaten zengin olduğunu gösterirdi. Sağ elini belinde ki bıçağın kabzasına koydu. Kendisininde bir an önce bir ateşli silah bulması gerekiyordu. Ufak bir 45.lik. Yada şanslıysa eski bir kalaşnikof. Bir bıçakla yaban topraklarda fazla hayatta kalamazdı.

*çevreyi tara*

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #4 : 18 Mart 2011, 20:26:57 »
Yalnızca dudakları ıslansa da Hank biraz rahatlamıştı, en azından vücudu suyun neye benzediğini yeniden hatırlamıştı.[*]Susuzluk 1 saat geriledi.[/*] Çevrede elle tutulur pek bir şey yok gibi görünüyor. Takip ettiğiniz uzunca bir yol, yolun sağ tarafından yer yer devrilmiş, yer yer kopmuş telleri sallanan elektrik direkleri, ileride küçük bir tepenin silüeti ve çevrenizde uçsuz bucaksız tarlalar var.

Kısa bir süre daha yürüdüğünüzde asfalt yoldan ayrılan bir tali yol daha olduğunu görüyorsunuz. Az ilerisinde de tepenin arkası görünmeye başlıyor; ana yolun sağına ve soluna doğru uzanan küçük evler görüyorsunuz. Bir iki yerden tüten dumanlar var, fazla bir hareketlilik yok gibi. Tepenin üzerindesiniz şu anda ve sağ tarafınızda ana yoldan ayrılıp kıvrılarak uzaklaşan bir toprak yol, önünüzde ise küçük bir yerleşim bulunmakta. Ayrıca toprak yolun gittiği yerde ağaçlık alanlar olduğu da gözünüze çarpıyor.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #5 : 18 Mart 2011, 20:40:33 »
Sağ taraftaki yola sadece ters ters bakıyorum ve sonra hiç istifimi bozmadan ana yola devam ederken su şişemden koca bir yudum alıyorum. "Riske girmeye gerek yok..."

"Yeşillik varsa su da vardır dostum! O çirkin suratını kaldır ve yola bak artık, şu kasabamsı yere bir göz atıp neler bulabileceğimize bakalım, yanımdan ayrılma silahın yok. Gerçi ölmen belki daha hayırlı olur benim açımdan ya neyse..."

Dedikten sonra yürümeye devam ediyorum. "Gelsene uyuşuk herif!" diye bağırıyorum, arkadakinin gelip gelmediğini bile bilmeden...
May the force, be with you.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #6 : 18 Mart 2011, 20:50:31 »
Hank başını iki yana sallayarak gençlerin ne kadar aceleci olduğunu düşündü. Su şişesini emniyetli bir şekilde bel çantasına koydu ve yürümeye başladı.

"Ne boktan bir yer." diye mırıldandı kendi kendine.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #7 : 18 Mart 2011, 21:11:18 »
Yerleşim yerine girdiğinizde pek de sıcak karşılandığınız söylenemez. Köy gibi bir yer, çevre pis, binalar küçük ve derme çatma, birkaç motorlu araç rastgele park edilmiş. Köye girdiğinizde yaşlıca bir kadın görüyorsunuz ilk olarak, size ters ters bakıyor ve topallaya topallaya uzaklaşıyor. İlerledikçe binaların arasında, sokaklarda ve çevrede bir kaç insan daha görüyorsunuz. Kimsenin umrunda değil gibi hissediyorsunuz kendinizi, herkes işine devam ediyor ve ilk gördüğünüz kadın hariç size bakan dahi kimse yok. Derken önünüze iki iri yapılı adam çıkıyor, ellerinde AK-47ler ile.

''Durun! Kimsiniz ve nereye gidiyorsunuz?'' Parmakları tetikte ve üzerlerinde yeşil üniformalar var. Üniformaların göğsünde yuvarlak bir simge ve içinde bir M işareti görüyorsunuz. Bir yere ait özel görevlilere benziyorlar. Adamlar şüpheli bakışlar atıyorlar size.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #8 : 19 Mart 2011, 16:03:50 »
"Bu adamlar bizi soyup soğana çevirecekler. " diye mırıldanıyorum. Silahım her zamanki gibi , kolay ulaşabileceğim bir yerde fakat ben silahımı çekene kadar beni on kere vurabileceklerini de biliyorum.

Hank'a ne yapacağını bile sormadan konuşmayı deniyorum. Klasik diplomasi saçmalığı. Konuşurken elim gayri ihtiyari silahıma doğru gitse de adamların bunu çakmayacağını umuyorum.

"Ben basit bir gezginim, üzerimde hiç para veya değerli herhangi bir şey yok. Bu adamla yolda karşılaştık ve bir süredir beraberiz. Tanımam etmem, bizimki zoraki yoldaşlık ve aslına bakarsanız..." Bir yandan yol arkadaşıma(!) bakıyorum. "Son on dakikadır ondan ayrılmayı planlıyordum. Peki, bir mahsuru yoksa sizin kim olduğunuzu ve neden silahlarınızı üzerimize doğrulttuğunuzu sorabilir miyim?"


Dedikten sonra göz ucuyla Hank'e bakarken 'Umarım küçük yalanımı bozacak bir iş yapmazsın ahmak İrlandalı..." diye defalarca kendi kendime yalvarıyorum.

Sinirlerimin gerildiğini hissediyorum ve boynumdan kabaracak bir damarın beni ele vermesinden korkuyorum.

*Çevreyi tara*
May the force, be with you.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #9 : 20 Mart 2011, 14:06:12 »
Hank ellerini bedeninden biraz ayırarak adamlara azda olsa güvence verdi. Bütün kasları gerilmiş her an bıçağını çekip bir adama fırlatmaya hazırdı.

Yanında Mücahhit'in konuştuğunu duydu,

"Ben basit bir gezginim, üzerimde hiç para veya değerli herhangi bir şey yok. Bu adamla yolda karşılaştık ve bir süredir beraberiz. Tanımam etmem, bizimki zoraki yoldaşlık ve aslına bakarsanız... Son on dakikadır ondan ayrılmayı planlıyordum. Peki, bir mahsuru yoksa sizin kim olduğunuzu ve neden silahlarınızı üzerimize doğrulttuğunuzu sorabilir miyim?" diyordu.

Başını iki yana salladı. "Ne korkak adam." diye düşündü. Bir adım ileri attı ve konuştu,

"Sadece geçip gidiyoruz beyler. Endişelenecek bir şey yok. Onun şu güzel tüfeği dışında ikimizde çulsuzuz. Mataralarımızı doldurduktan sonra, köyünüzden geçip Arzamas'a doğru yol almak istiyoruz." dedi sakince ve adamların tepkisini bekledi.




Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #10 : 20 Mart 2011, 14:15:16 »
Adamlardan daha zayıf olanı bir Mücahit'e bir de Hank'a bakıyor ve ikinizide baştan aşağı şöyle bir süzüyor. ''Temiz su bulursan bize de haber ver.'' diyor Hank'a doğru alaycı bir biçimde. Yanındaki adama kafasıyla gidelim işareti yapıyor ve hareketleniyorlar. Yanınızdan geçip tam uzaklaşmaya başlıyorlar ki zayıf olan olduğu yerde durup kafasını çeviriyor ve kısa bir süre tereddüt ettikten sonra size dönerek sesleniyor. ''Hey. Biraz para kazanmak ister misiniz?'' Kafasını çevirip arkadaşına da kısa bir bakış atıyor, adamın hafifçe gülümsediğini fark ediyorsunuz.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #11 : 20 Mart 2011, 14:25:31 »
Hank bey kardeşimin rahatlığından hoşnutsuz oluyorum.

'İnsan biraz tedirgin olur be!'

Adamların para kazanmak ister misiniz teklifi hoşuma gitse de, diğerinin gülüşünden dolayı hiç de emin değilim. Tepkilerini, niyetlerini ölçmek için soruyorum.

''Kim istemez ki? Fakat ne yolla kazanacağımızı önceden belirtmeniz gerekir, beğenirsek ne ala, beğenmezsek yolumuza devam ederiz. Kabul mü?''

Ayrıca benimle dalga geçmeleri de hiç hoşuma gitmiyor, su bulamazsak reziliz. Hem, sinir olmaya da devam ediyorum,

'Mataramız mı var lan bizim?'
May the force, be with you.

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #12 : 20 Mart 2011, 14:33:42 »
Hank ellerini serbest bırakarak sakallarını kaşıdı. Yol arkadaşının çok fazla konuştuğunu düşünerek.

"Teklifinizi duyalım." dedi sakince.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #13 : 20 Mart 2011, 14:49:28 »
''Bilemiyorum dostum, bunlar pek de işe yarayacak tiplere benzemiyorlar.'' diyor arkadaki iri kıyım tip ilk kez konuşarak. Zayıf olan ''İşimizi görürler bence.'' diyor ve size yaklaşıyor.

''Tamam, olay şu beyler; önümüzdeki iki gün boyunca Arzamas-34'te devriye gezmemiz gerekiyor ve bizim yapacak daha iyi işlerimiz var. Anlarsınız ya? Bu lanet üniformalar üzerimizde olduğu sürece paramızı almak için oradaki devriyeye görünmek zorundayız ve iki gün sonra yeniden oradan geçip paramızı alacağız. Teklifimiz ise şu; üniformaları size vereceğiz ve oradan geçeceksiniz. İki gün sonra biz oraya giderek parayı alacağız ve burada buluşup bölüşeceğiz. Gayet kârlı ha?''
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Hank O'Sullivan - Mücahit Hattab
« Yanıtla #14 : 20 Mart 2011, 14:57:23 »
Kuşkuyla bir kaşımı kaldırıp diğerini indiriyorum.

"Size nasıl güvenebiliriz?"
May the force, be with you.