Kayıt Ol

Yok

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Yok
« : 29 Aralık 2016, 17:47:34 »
Hiç mi yorulmadı bu devran, bu dünya?
Nasıl dayanır yıllara ve naif zamana?
Yok dönmeyi kesesi.

Dalgaların kaderi bu, belki de alışkanlığı,
Nedendir bilinmez, yok kıyıya vurmayı kesesi.

Roka balığın mezesiyse; aşk bu, rakıdır ezeli.
Bıkmaz mı insan, hiç mi sıkılmaz?
Yok tüketmeyi kesesi.

Gözyaşı demlenirse ağlamak can yakar.
İnsan görmek istemedikçe kör bakar.
Ama yine de yok yaşamayı kesesi.

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde,
Cinler, cüceler cirit atar oynarmış kalbur zaman içinde.
Gerçekler; savaş ve ölüm, cehalet ve lanet.
Ya yine de yok adamın hayal etmeyi kesesi.

Ham kalp kırıldıkça saf kalp yavaşça ölür.
İçi düğümlenir insanın, hayat yine de alır sürür.
Ama yok arkadaş yine de yok gülmeyi kesesi.

Herkes çocuk kalmak ister.
Bunu savunur ve bunu söyler.
Ama ben göremiyorum, yok kimsenin büyümeyi kesesi.

Anlatsam çok da, her şeyi geçtim.
Canı yanar, yanar, yanar.
Yüreği dağlanıp solar da.
Yok insanın sevmeyi kesesi.
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.