Kayıt Ol

Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş

Çevrimdışı TurkceBKF

  • **
  • 77
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #15 : 21 Şubat 2011, 16:57:30 »
Hurin, doğrusu yazılanları okumaktan ve konuşmaktan çok keyif alıyorum. Unuttuğum üçlemeyi tekrar hatırlamamı sağlıyor.

Hurin:
Alıntı
Buradaki  göndermeniz sanırım Aragorn'a yardıma gelen Ölüler Ordusu'dur. Ancak burada ufak bir eksikliğiniz var. Çağlar önce bu kavim hem Sauron'a hemde Batı İnsanlarına yardım etmeyi kabul etmiş ancak savaş zamanında hiçbir tarafın yardımına cevap vermeyip kendi yeminleri sebebiyle lanetlenmişlerdir. Aragorn onlara sadece sözlerini yerine getirip lanetten kurtulup huzur bulmaları için yardımcı olmuştur.
demişsin.

Yanlış hatırlamıyorsam, Sauron'a taptıkları için Isildur'a yardım edemeyeceklerini söylemişlerdi. Onları yardım etmedikleri için de lanetleyen Isildur'du değil mi? Yani kendisine yardım etmeyenleri ölümden kötü bir hayata mahkum eden ve kurtulmalarının ancak kendi soyundan birisinin iznine bırakan Isildur'du. Aragorn onları savaşa çağırmadan da acılarını anladığını söyleyip serbest bırakabilirdi. Belki o zaman gönüllü olarak onun yardımına gelir ve kehaneti öyle gerçekleştirirlerdi. Oysa Aragorn onları Sauron'un Nazgul'ları kullandığı gibi kullandı.

Alıntı
Aslında teknoloji düşmanlığı demek yanlış olur. Çünkü Numenor insanları zamanında denizcilik, mühendislik alanlarında çok ilerlemişlerdir.  Eğer Tolkein eğer bu kadar karşı olsaydı teknolojiye Numenor büyü gücü veya mistik güçler ile ihtişam kazanırdı.
Yanlış hatırlamıyorsam, Tolkien'in kendi sözlerinde de teknolojinin getirdiği hıza ve güce bir çekince ve korku vardı. Hobbitlerin hayatını daha güzel olarak anlatmasının sebebi de onların teknolojiden uzak olması değil miydi? Bir de Numenor'un büyük ve zalim bir deniz imparatorluğu yok muydu? Sauron gelip onları yozlaştırmadan önce de yanlış hatırlamıyorsam elf dostu küçük bir azınlık kalmıştı.

Alıntı
Hükümdarlık babadan oğula geçmesi bence kitaba uyuyor. Lakin Aragorn öyle bir soydan geliyor ki Yüzük Savaşlarında Kral olduğu zamanlar kendi tacını takacak bir Kral yüzyıllardır yoktu ve babası ise yaşamıyordu. Yani anlayacağımız aslında doğumla bunu hakettiği için hükümdarlığı aldı. Aksi takdirde vekilharç soyunun çoktan hükümdarlığı alması gerekirdi.

Hükümdarlığın babadan oğula geçmesinin kitaba uyması konusunda bir sözüm yok zaten. Kitap içi tutarlılıkta bir sorun yok. Ancak kitaptan şöyle bir uzaklaşıp baktığınızda sadece soyundan dolayı kral olmayı hak ettiği söylenen bir karakter var. Haliyle bu rahatsız edici. Ama bu benim kraliyet fikrini tehlikeli ve insanı küçültücü bulmamın gözümü sanat eserinin güzelliğine kapamasından da olabilir.

Sam ile Frodo meselesine geldiğimizde, şunu hatırlatayım. Frodo Sam'in efendisi, Sam ise Frodo'nun uşağıdır, sadece bahçıvanı değil. Türkçe'sinde nasıldı hatırlamıyorum ama İngilizcesinde Sam Frodo'ya hep saygı sözüyle seslenir. Mr.Frodo, Master ve Sir der. Arkadaşlar birbirlerine böyle hitap etmezler. Sam kitabın sonlarına doğru görevinin Frodo ile beraber ölmek olduğunu söyler, ölüme kadar onun yanında olacak, yemeğini yapacak arkasını toplayacaktır. Bu Tolkien'in gözünde büyük bir fedakarlık ve sonunda ödüllendirilecek bir davranıştır. Çünkü efendisinin sözünden çıkmayan küçük adam, yoluna çıkan güçlükleri yendiği zaman mutluluğu bulacaktır. Bu aslında çok Hristiyan bir yaklaşım ve bana sorarsan sağlıklı bir yer de değil. O yüzden de kitabın en sıkıntılı yönlerinden biri.

Bu arada kusura bakma, senin yaptığın gibi yazından direk alıntı yapmayı beceremedim.  :-[

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor'un gözünden savaş
« Yanıtla #16 : 21 Şubat 2011, 18:38:07 »
Kitapta dağlarda yaşayan halkın Isildur ile görüştüğü ve Numenor'un Andordan getirilmiş bir taş üzerine yemin ettikleri yazar. Kendileri bir söz verdiler (Isildur veya Isildur'un soyundan gelen kişiye yapacakları savaşta yardımcı olmak) ve sözlerinde durmadılar bu sebepten dolayı hiç bir zaman huzur bulamadılar. Isildur sözlerinde durmadıkları için onları lanetlemedi, kendileri sözlerinde durmayarak kendi kendilerini lanetlediler. Aragorn, Gandalf ve hobbitleri sürekli izleyen gözün dikkatini çekebilmek için Palantir'i kullandı. Kendisi kralın soyundan geldiği için (Numenor kanı taşıması bu sebeple doğuştan Palantir'i kullanmaya hakkı olması) Palantir'i kendi iradesine yöneltmiş ve kendisinin istediği kadarı ile göze kendini göstermiştir. Bu sırada ayrıca gelecekte olacakları görmüştür. Bunlardan birisi de Umbar yakınlarında yaşayan insanların Umbar ve Harad'lılar tarafından köşeye sıkıştırılmış olmasıdır. Aragorn burda çok büyük bir rizikoya girdi ve o insanları kurtarabilmek için akrabaları ile efsanelerde geçen bir sözleşmeyi takip etmiş ve söz verilen taşın olduğu yere gitmiştir. Burada karanlıkların içine dağ insanlarının sözlerinin tutmayı isteyip istemediğini sormuş ve karşılığında sadece sessizlik bulmuştur. Yürüyüşe başladıklarında ise grubun en sonunda olan ve aynı atı paylaşan Gimli ve Legolas ikilisi ardlarındaki varlıklarları hissetmiş ve Gimli Legolasın gözlerinde İnsan hayaletlerini görmüş, Legolas Gimliye onlardan ürkmediğini söylemiştir. Yani Aragorn çağırdığında gelmeme seçenekleri de vardı, zorlanmadılar. Ancak bir daha hiç huzur bulamayabilirlerdi. Zaten Umbar donanması yenildikten sonra gemiler ele geçirildikten sonra Aragorn savaşçıları onurlandırmış ve sözlerini kabul etmiştir. Dağ İnsanları Sauron'a tapmıyorlardı. Sadece ondan korkuyorlar ve açıkca karşı gelecek cesareti bulamıyorlardı. Nazgul çok farklı bir şeydir. Kendileri zenginlik ve hırs için 9 yüzüğü kabul etmiş insan krallarıdır. Bir süre boyunca zenginleşmişler ve dahada güçlenmişlerdir. Eskilerin Alim Krallarının yerini almışlardır. Ancak zaman içinde madde aleminden uzaklaşmaya başlamışlar ve en sonunda yüzüklerin kudreti sebebi ile yüzük tayfı haline gelmişlerdir. Sadece sauron'a uşaklık etmişler ve Arnor kralllığının sonunu getirmişlerdir.

Ben denizcilikte ve mühendislikte ilerlemişlerdi demiştim. Sizse korkunç bir deniz imparatorlukları yok muydu demişsiniz. Bu bakış açımızın ne kadar farklı olduğunu gösteriyor. Evet zaman içinde İnsanların kalbi soğudu Elfleri ve Valar'ın sözlerindeki bilgeliği unuttular. Kalplerindeki gurur ve mağrurluk gün geçtikçe onları daha da sertleştirdi. Bir zamanların öğreticileri yol göstericileri sonraları vergi almaya başlamıştı. Ancak gerçek soğuma ve kötülük Sauron'a kadar olmamıştı. İnsanlar hala Batıya saygı gösteriyorlar ve Tar Palantir bile Numenor'un kaderinin Ak Ağaca bağlı olduğuna inanıyordu. Sauron'dan sonra Eru'nun şarkısını bozan ve onu lekeleyen Melkor'a tapınma ve insan kurbanı yaygınlaşmaya başlamıştır. Her zaman olduğu gibi taze tomurcuk veren işler donun vurması ile solmuş ve verimsizleşmiştir. Böyle der Gimli insanoğlu ve yapıtları için. Elf dostları veya diğer adıyla Edain'in varlığı eğer karşı varsayımları doğru alırsak hain olarak adlandırılmalıdır ve kitapta Kralın İnsanları denen kişiler tarafından böyle yaftalanmışlardır. Peki Hain iseler demek ki kötü deniz imparatorluğunu sevmeyen kişilerdir bu insanlar. Düşmanımın düşmanı dostumdur atasözünü ele alırsak o zaman Elf Dostu kişiler aslında Sauron ve diğerleri ile aynı kefededir. Peki Elf Dostları o zaman neden kurtulmuş, neden Sauron'un yüzük savaşları zamanı olduğu gibi helak edilmemiştir? Sizin düşünce yapınıza göre bunu da sorgulamak gerekir.

Bende gerçek hayatta monarşi ile yönetilmek istemem. Seçme ve seçilme hakkımın olması benim hoşuma gider. Ancak kitaba geri dönersek, Aragorn akrabaları ve ailesi dolayısı ile Kralların soyuna bağlıdır. Aragorn yaşadığı dönemde ise aynı kan bağından gelen bir kişi daha yoktur. Zaten Aragorn kral olma hevesi ile yanıp tutuşan bir karakter değildir. Eğer öyle olsa idi 60 yıl boyunca Shire kıyılarını akrabaları ile gözetlemekle uğraşmaz. Hakkı olanı talep etmek için doğru Minas Trith'e yürürdü. Pelennor Surlarının ardında yaşanan muharebe Sauron'un ordusunun yenilgisi ile sonuçlandıktan sonra Aragorn şehre girmeyi kabul etmemiş ve çadırını şehrin dışına kurmuştur. Bunu yapmasının sebebi o anda hala yönetimin vekilharç soyunda olması ve Halk ile Vekilharç'ın kendisini isteyerek ve severek kralları olarak kabul etmesini istemesidir. Yoksa bazılarının "Van minit" dedikten sonra olayın kaymağını yemeye çalıştığı gibi kendisi de alınan zaferdeki karşı konulmaz değerine karşılık hemen Ak Kuleye çıkar ve krallığını ilan edebilirdi.

Kitaptaki ufak nüans farklılıkları aslında bizim neyi nasıl anlayabildiğimizi etkileyebilmekte sanırım. Ben ingilizcesini okumadım kitabın ancak Türkçesinde de sürekli Bay Frodo olarak hitap etmekte. Ancak ben bunu bir zaman sonra ast üst ilişkisinden daha çok Samwise'ın iyi niyetli birazda saf(temiz) düşünmesinden dolayı sevgi ile yaptığını düşünürdüm. Ayrıca sonunda ölme olayını da evet bir görev olarak kabul edebilir. Ancak hangimiz kendisine bu kadar yakın bir dost bulduğunda kendini tehlikeye atmaz ki?

Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!

Çevrimdışı TurkceBKF

  • **
  • 77
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #17 : 22 Şubat 2011, 18:17:31 »
Kitapta dağlarda yaşayan halkın Isildur ile görüştüğü ve Numenor'un Andordan getirilmiş bir taş üzerine yemin ettikleri yazar. Kendileri bir söz verdiler (Isildur veya Isildur'un soyundan gelen kişiye yapacakları savaşta yardımcı olmak) ve sözlerinde durmadılar bu sebepten dolayı hiç bir zaman huzur bulamadılar. Isildur sözlerinde durmadıkları için onları lanetlemedi, kendileri sözlerinde durmayarak kendi kendilerini lanetlediler.


Kitabı bulamadım ama nette bulduğum bir kaynak Isildur'un sözlerini şöyle alıntılamış.
Alıntı
“I curse thee and thy folk. You shall have no rest until
your oath to the west is fulfilled. Long this war will be
fought and you will be called ere its end.”
Yani benim kötü tercümemle:
"Seni ve senin halkını lanetliyorum. Batıya olan yemininiz yerine getirilinceye kadar huzur bulmayasınız. Bu savaş uzun olmalı ve siz sonunda buraya çağrılasınız."
Yani Isildur onları lanetliyor. Kendi kendilerini lanetlemediler.

...Yani Aragorn çağırdığında gelmeme seçenekleri de vardı, zorlanmadılar. Ancak bir daha hiç huzur bulamayabilirlerdi.
Yukarıdaki cümlede dediğin "Başına silah tutmuşlardı, gelmeyip ölmeyi yeğleyebilirlerdi zorlama yok" demeye benziyor. Aragorn gerçekten iyi olsaydı onları salardı. Aksine Aragorn yaşayan ölü kölelerini düşmanlarının üstüne salmayı seçti.

...Elf dostları veya diğer adıyla Edain'in varlığı eğer karşı varsayımları doğru alırsak hain olarak adlandırılmalıdır ve kitapta Kralın İnsanları denen kişiler tarafından böyle yaftalanmışlardır. Peki Hain iseler demek ki kötü deniz imparatorluğunu sevmeyen kişilerdir bu insanlar. Düşmanımın düşmanı dostumdur atasözünü ele alırsak o zaman Elf Dostu kişiler aslında Sauron ve diğerleri ile aynı kefededir. Peki Elf Dostları o zaman neden kurtulmuş, neden Sauron'un yüzük savaşları zamanı olduğu gibi helak edilmemiştir? Sizin düşünce yapınıza göre bunu da sorgulamak gerekir...

Bunu açabilir misin? Yanlış hatırlamıyorsam Numenor'u Valar'lardan biri yok etmemiş miydi? O sırada Sauron'un yanında Elf Dostları vardı mı diyorsun? Ya da batıya sefere çıkan orduda mıydı Elf Dostları? Sauron zaten imparatorluğun kendisi değil miydi, istediğini yaptırabiliyordu. (Batı kıyılarına sefere çıkmak gibi) Yani Sauron'la savaşanlar imparatorlukla savaşmıyorlardı. Dolayısıyla Sauron'un düşmanının düşmanı değildiler.

Aragorn ile ilgili söylediklerinde şunu dikkate almak lazım. Tolkien onu anlatırken senin de cümlende söylediği gibi tahtı hak eden kişi olarak gösteriyor. Halbuki bu fikrin kendisi yanlış zaten bana göre. Oysa bu eser ve ne yazık ki bunun ardından gelen benzerleri monarşiyi yaşamamış insanlara monarşi övgüsü yapıyor. Bu konuda sevdiğim yazar Charles Stross'un şu yazısına bakabilirsin. http://www.antipope.org/charlie/blog-static/2010/11/the-season-of-snark.html Kralın tebasına iyi davranması, kraliyeti ya da kutsal kanında yücelik taşıyan birileri olduğu fikrini haklı çıkarmaz. Bir eserde bunun olması iyi bir özellik değil. Epik Fantastik böyle bir tür dersen alternatifleri konuşuruz. Böyle olmak zorunda değil.

...Ben ingilizcesini okumadım kitabın ancak Türkçesinde de sürekli Bay Frodo olarak hitap etmekte. Ancak ben bunu bir zaman sonra ast üst ilişkisinden daha çok Samwise'ın iyi niyetli birazda saf(temiz) düşünmesinden dolayı sevgi ile yaptığını düşünürdüm. Ayrıca sonunda ölme olayını da evet bir görev olarak kabul edebilir. Ancak hangimiz kendisine bu kadar yakın bir dost bulduğunda kendini tehlikeye atmaz ki?

Arkadaşların birbirine dalga geçmiyorlarsa "bay" dediğini duymamıştım. Sürekli bay, sayın, efendi Frodo denmesinde ast üst ilişkisi yok mu sence? Sonundaki görev meselesi de gene Tolkien'in Katolik dünya görüşüyle alakalı, bir önceki yazıda belirtmiştim.

Dönüp baktığınde senin de dediğin gibi nüanslar bizim eseri algılayışımızı değiştiriyor. Bu da aslında eserin ne kadar derinlikli olduğunu göstermiyor mu?

Slevin

Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #18 : 23 Şubat 2011, 18:44:46 »
İdeolojiler bitkiler gibi topraktan fırlamazlar. Bir ideolojinin gelişmesi için öncelikli şartlar vardır. Demokrasinin gelişmesi için de bazı şartlar var. İdeolojik birikim, kaos sonrası bunalım, halkın haklarına karşı oluşan tehditler, günlük yaşamın zorlaşması içinde bulunulan politik sistemin değişmesini gerektirecek şeylerdir.

Yüzüklerin Efendisi fantastik bir eserdir. Bunun unutulmaması gerekli. Tarihine baktığımızdaysa 3000 yıl gibi insanlık tarihi düşünüldüğünde devede tüy kalacak bir zaman dilimi görüyoruz. Ve bu 3000 yılın büyük bir kısmı tüm dünyayı baskısı altına almaya çalışan canavarlarla savaşarak geçmiş.

Şimdi bu ortamda demokrasiyi doğurmadığı için Tolkien monarşi misyoneri midir?

Çevrimdışı TurkceBKF

  • **
  • 77
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #19 : 24 Şubat 2011, 08:30:51 »
Yüzüklerin Efendisi fantastik bir eserdir. Bunun unutulmaması gerekli. Tarihine baktığımızdaysa 3000 yıl gibi insanlık tarihi düşünüldüğünde devede tüy kalacak bir zaman dilimi görüyoruz. Ve bu 3000 yılın büyük bir kısmı tüm dünyayı baskısı altına almaya çalışan canavarlarla savaşarak geçmiş.

Şimdi bu ortamda demokrasiyi doğurmadığı için Tolkien monarşi misyoneri midir?
Tolkien bir yazar olduğu için yazdıkları üzerinden eleştirilebilir. Ortadünya gerçek olmadığı için Tolkien onun tarihini yazarken başka bir sonuca ulaşacak bir eser yazmayı tercih edebilirdi. Bırak demokrasiyi temel özgürlüklerle çelişen ya da daha doğrusu onları önemsemeyen bir eser yazmayı kendisi tercih etmişti. Başka görüş açıları mümkün.
Herhangi bir eseri okurken/izlerken/dinlerken arkasında anlatılanı, övülenle yerileni görmek gerekir. Ne dersiniz?

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor'un gözünden savaş
« Yanıtla #20 : 28 Şubat 2011, 21:17:28 »
Gandalf'ın Khazzad Dum köprüsünde Balrog ile karşılaştığında söyledikleri
Alıntı
I am a servant of the Secret Fire, wielder of the flame of Anor. Go back to the shadow. The dark fire will not avail you, flame of Udun! You shall not pass!

Eğer ki Gandalf kötü ise nasıl kutsal bir güçten yardım isteyip bunun karşılığında Balrog'u yenebiliyor. Ayrıca Size önerim sadece üçlemeyi düşünerek genelleme yapmayın. Silmarillion, Kayıp Öyküler vs yararlanarak düşüncelerinizi değerlendirin.
Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!

Çevrimdışı TurkceBKF

  • **
  • 77
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #21 : 01 Mart 2011, 11:07:31 »
Hurin, iyi ve kötü konusundaki düşüncelerimiz senden oldukça farklı anlaşılan.
Eğer ki Gandalf kötü ise nasıl kutsal bir güçten yardım isteyip bunun karşılığında Balrog'u yenebiliyor.
İlahi bir güçten yardım alanlar iyi iseler, Melkor'un gücünden beslenen Sauron da iyidir. Yok dersen ki gücü aldıkları varlığın iyiliği ya da kötülüğü üzerine konuşmak gerekir. İnsanları ve diğer varlıklara kendi istediklerini yaptırıp onlardan gerçekleri saklamak kötüdür dersen Gandalf kötü olur. Hele hele kitaptaki sahneleri farklı bir gözle okumaya başlarsan kötü olabileceği çok yer bulursun. Ayrıca unutmayın Gandalf Batının Lordlarının temsilcisi, Batı'nın Lordları da çok iyi değiller. Kendi oğlu başka varlıklar yaratmak istediği için onu diğer kardeşlerine yok ettirten Ilúvatar'mı iyi? Topraklarına ayak basanları yok eden, bir deli saldırdığı için koca bir kıtayı yakıp yıkan Valar'lar mı iyi? Yarattıklarıyla hiç ilgilenmeye Ilúvatar ya da Elfler ve İnsanlardan başkasına dikkat etmeyen, Orcların ya da Goblinlerin başkasının yaratısı olduğu için kötü olduklarını düşünen çocukları mı iyi? Cüceler bile yaratıcısı Aulë onları Ilúvatar'a sunduğu için kötü diye yaftalanmaktan kurtulmadılar mı?
Tolkien'in tanrıları sadece belli yaratıkların çıkarlarını düşünen koruyucu ruhlar gibiler, birbirlerine karşı savaşırlarken hangi tarafın iyi veya kötü olduğu, üzerinde düşünülmesi gereken bir soru. Tahmin ettiğiniz kadar da kolay değil.

Gandalf'ın Khazzad Dum köprüsünde Balrog ile karşılaştığında söyledikleri
Alıntı
I am a servant of the Secret Fire, wielder of the flame of Anor. Go back to the shadow. The dark fire will not avail you, flame of Udun! You shall not pass!


Bir not da şu cümleyle ilgili belirteyim. Burada Anor'un ne olduğu belli değil. Anor güneş demek ancak başka bir yerde geçmediği için ne olduğunu bilemeyiz. Eğer sır ateşin hizmetkarıyım diyerek Gandalf'ın Ilúvatar'ın hizmetkarı olduğunu söylemiyorsan gücün nereden geldiği de belli değil. Tolkien orayı belli ki çok önemsemediğinden daha sonra açmamış.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor'un gözünden savaş
« Yanıtla #22 : 01 Mart 2011, 11:58:40 »
Evet, aslında Darth Vader da iyilerden yanadır, İmparator Palpatine ve diğer Sith Lordlar da öyle... Karanlık taraf sonsuz dengeyi getirecek, mutlak güce ulaşmak için herkes birbirini kesip biçecek, böylece Galaksi'nin nüfus planlamasında gözle görülür bir iyileşme gerçekleşecekti. Jedi'lar da kötüdür aslında. Düzen karşıtı, asi insanlardır onlar. Onur, özgürlük, sadakat gibi boş ve gereksiz idealler peşinde koşarlar. Tıpkı Aragorn ve Gandalf gibi...

Gandalf, Gondor'u, Rohan'ı, Elf ve cüceleri, özellikle de Hobbitleri falan boş vermeli, Saruman'la bir olup Sauron'a hizmet etmeliydi. Böylece Sauron tüm diyarları tek bir devlet haline getirip, demirden yumruğunun altında pek bir güzel yönetirdi. Evet, elflerin o şiirsel güzellikleri bozup onları birer orc, kana susamış birer savaşçı yapardı. Hobbitleri de onlara yem eder, bir işe yaramalarını sağlardı. İnsanları da köle haline falan getirirdi ama olsun. Sonsuz düzen için hepsine değer... Ne de olsa Sauron iyi taraf!
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı TurkceBKF

  • **
  • 77
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #23 : 01 Mart 2011, 12:35:46 »
mit:
Benim yapmadığım bir ikilik üzerinden fikirlerini paylaşmışsın. Espirili bir şekilde yazdığın yazını özünde aslında çatışmalarda bir taraf kötü ise ona karşı olanın iyi olduğunu söylüyorsun. Ne yazık ki edebiyatta çok kullanılan bu teknik gerçek hayatta geçerli olmuyor. Çatışan tüm tarafların kötü olması mümkün. Dolayısıyla Gandalf'ın ya da Jedi'ların kötü olması onların karşıtlarını iyi yapmaz. İyi ya da kötü üzerinden konuşurken bazı temel prensipler üzerinden iyilik ya da kötülük konuşulabilir. Daha sonra da incelenenin bu prensipleri ne kadar yerine getirdiği ya da getirmediğine bakılır.

Tolkien'in eserleriyle ilgili çok yazdığım için tekrar yazmayacağım, sadece verdiğiniz örneklerin onların iyiliğiyle ilgili olmadığını belirtmeliyim. Sadece kurduğunuz ve geçerli olmadığını düşündüğüm ikiliğe hizmet ediyor. Konu dışına çıkmaktan çekinerek Star Wars'la ilgili yazmak isterim.
Aklıma geliveren ilk örnek: eğer savunma hakkının önemli bir prensip olduğuna inanıyorsanız Savcı, Yargıç ve İnfazcı olan Jedi'lar kötüdürler. Onların kötü olması imparatorluğun iyi olduğunu göstermez. Kurum olarak Jedi'ların ve İmparatorluğun kötü olması içinde iyilik yapan bireylerin olmadığını da göstermez. Eğer eserlere siyah beyaz değil de başka tonlarda ve renklerde bakarsanız okuma keyfinizi arttıracak noktalar keşfedebilirsiniz.

Not: İyi ve kötünün pek de belli olmadığı, hatta herkesin kötü olduğu, oldukça gerçekçi bir fantastik eser okumak isterseniz size Glen Cook'un Black Company serisini tavsiye ederim.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #24 : 01 Mart 2011, 13:34:38 »
mit:
Not: İyi ve kötünün pek de belli olmadığı, hatta herkesin kötü olduğu, oldukça gerçekçi bir fantastik eser okumak isterseniz size Glen Cook'un Black Company serisini tavsiye ederim.

Ayrıca bu bahsettiğin seri Tartışma Platformu'nda ki En İyi 100 Fantastik Kitap Sıralaması adlı konuda, yeni sıralamaya göre 89. sırada gözüküyor. İlk 100'e girdiğine göre önemli bir eser. Tabii ülkemizde Clen Cook'a ait herhangi bir kitabı bulunmaması ve çevrilmemesi de manidar.

Alıntı
89   Glen Cook   The Black Company [S1]   1984     
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor'un gözünden savaş
« Yanıtla #25 : 01 Mart 2011, 14:26:51 »
Alıntı
Aklıma geliveren ilk örnek: eğer savunma hakkının önemli bir prensip olduğuna inanıyorsanız Savcı, Yargıç ve İnfazcı olan Jedi'lar kötüdürler

Jedilar infazcı diyorsunuz ancak onda da yanılıyorsunuz. Jedi'lar zorunda olmadıkça hiçbir zaman can almazlar.

"Ama Mace Windu Şansölye Palpatine'i öldürecekti" diye bir nida ile ortaya çıkacaksanız size bunun açıklaması Mace Windu'nun Karanlık Lord'un tamamen karmaşa haline girmiş olan demokratik yapıda yetkilerini kullanarak kaçabileceğini bildiği için orada olayı bitirmek istiyor. Lucas jedi felsefesini yaratırken uzakdoğu keşişlerini örnek almış ve jedi'lar süreli pasifist olarak hareket etmiştir. Ayrıca Palpatine insan olmayan her ırkı aşağılık görmüş ve her zaman diğer ırklara karşı haksızlıklar olmuştur. İnsanlar dışında orduya katılabilien veya çalışabilen yoktur. Ayrıca Kashyyk'taki Wookiee'lere karşı köleleştirme ve soykırıma varan cezalar verilmiştir. Bu imparatorluk mu iyi? Yani buna rağmen iyilerse o zaman sizinle biz aynı star wars'u izlememişiz.

Şimdi Orc'lar yaratılmamıştır. Ortada sıfırdan bir araya gelen bir canlı varlık yoktur. Yüzüklerin Efendisindeki Orc'lar Elflerin işkence ile bozulmuş halleridir. Daha fazla için Silmarillion'un ingilizce versiyonuna göz atabilirsiniz. Melkor hiç bir zaman bir şey yaratmaya çalışmadı. Sadece yaratılanlar üstünde kendi hakimiyetini kurmaya ve yaratılanları bozmaya çalıştı. Şarkı söylenirken 3 kere ritmi bozdu. Iluvatar Aule cüceleri gizliden gizliye canlandırdığında kızdı çünkü Aule tam olarak planla bilgili değildi ve herşeyi bilmiyordu. Bunun için cüceler her zaman başka varlıklara karşı kayıtsız kaldı onlarla anlaşamadı. Iluvatar istese canlandırmaması için salık verebilirdi Aule'ye.
Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!

Çevrimdışı TurkceBKF

  • **
  • 77
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #26 : 01 Mart 2011, 15:47:31 »
Alıntı
Aklıma geliveren ilk örnek: eğer savunma hakkının önemli bir prensip olduğuna inanıyorsanız Savcı, Yargıç ve İnfazcı olan Jedi'lar kötüdürler

Jedilar infazcı diyorsunuz ancak onda da yanılıyorsunuz. Jedi'lar zorunda olmadıkça hiçbir zaman can almazlar.

"Ama Mace Windu Şansölye Palpatine'i öldürecekti" diye bir nida ile ortaya çıkacaksanız size bunun açıklaması Mace Windu'nun Karanlık Lord'un tamamen karmaşa haline girmiş olan demokratik yapıda yetkilerini kullanarak kaçabileceğini bildiği için orada olayı bitirmek istiyor.
Yukarıdaki iki cümlede önce infazcı değillerdi yani yargılayıp cezasını vermiyorlardı dedikten sonra demokratik yapıda suçsuz olduğu düşünülebilirdi diye bir başkasını öldürmeye çalıştığını ve bunun o durumun koşullarına göre uygun olduğunu belirtiyorsun. Burada çelişki yok mu sence?
Star Wars ile ilgili konuşmadan önce çerçeveyi çizelim istersen. Star Wars filmleri üzerinden mi konuşacağız, üzerine çizgi diziyi ekleyecek miyiz, ya da çizgi romanlar ve kitaplardan hatta oyunlardan bahsedecek miyiz? Çerçeveyi tam çizersek o konuda da konuşabiliriz.

Ancak şu cümleye cevap vermeliyim:
Bu imparatorluk mu iyi? Yani buna rağmen iyilerse o zaman sizinle biz aynı star wars'u izlememişiz.

Daha önce iki kez belirttiğim konunun altını tekrar çiziyorum. Bu cümlede benim yapmadığım bir önermeyi yapmışım gibi kabul edip onun üzerinden yorum yapıyorsunuz. Tekrar etmek gerekirse

çatışan tarafların hepsi kötü olabilir, bir tarafın iyi ya da kötü oluşuna onun kiminle çatıştığı üzerinden karar verilemez.

Tartışırken sadece yazdıklarımız üzerinden konuşursak daha kolay sonuca ulaşırız.

Tolkien konusuna dönersek, demişsin ki:
Şimdi Orc'lar yaratılmamıştır. Ortada sıfırdan bir araya gelen bir canlı varlık yoktur. Yüzüklerin Efendisindeki Orc'lar Elflerin işkence ile bozulmuş halleridir. Daha fazla için Silmarillion'un ingilizce versiyonuna göz atabilirsiniz. Melkor hiç bir zaman bir şey yaratmaya çalışmadı. Sadece yaratılanlar üstünde kendi hakimiyetini kurmaya ve yaratılanları bozmaya çalıştı. Şarkı söylenirken 3 kere ritmi bozdu. Iluvatar Aule cüceleri gizliden gizliye canlandırdığında kızdı çünkü Aule tam olarak planla bilgili değildi ve herşeyi bilmiyordu. Bunun için cüceler her zaman başka varlıklara karşı kayıtsız kaldı onlarla anlaşamadı. Iluvatar istese canlandırmaması için salık verebilirdi Aule'ye.

Burada söylediklerin şunlar:
1. Orclar yaratılmamışlardır. Elflerin "bozulmuş" halleridir. Bu sebeple saygı ya da korunma hak etmezler.
Yani: Sizin bahsettiğiniz iyi kötü anlayışında, bazı yaratıkların en temel hak olan yaşam hakkına, barınma hakkına sahip olmalarına izin varken, bazılarının kendilerinden bağımsız sebeplerle, yaratılışlarından dolayı bu haklara sahip olması mümkün değildir.
2. Melkor'un suçu yaratılanları değiştirmektir. Hatta haddini bilmeyip "Şarkı söylenirken üç kere ritmi bozdu."
Yani Iluvatar'ın kafasındaki plandan farklı bir arayışa girdiği için hatta ona isyan ettiği için Melkor suçludur diyorsun. Melkor'un bir çocuk olarak ebevyninin düşüncelerine ve planlarına uyması gerekir, eğer buna uymazsa yaptıkları asla iyi sonuç vermez ve kendisi de suçludur. Ebeveynin planını bozmak yanlıştır ve cezalandırılmalıdır.

Açıkça bunları savunuyorsan Tolkien'le benzer bir ahlak anlayışına sahipsin demektir. Eğer böyle bir hayat bakışı seni mutlu ediyorsa ne güzel. Ben daha farklı bir anlayışın, iyi-kötü ayrımının olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bunu tartışmak ahlak felsefesine girer bu kadar laflamak da yeter. Burada yapmaya çalıştığım/ız Tolkien'in eserindeki işte bu anlayışı ortaya koymak. Edebiyat incelemesi böyle yapılmıyor mu?

Daha farklı bir bakış açısı için http://www.goblinscomic.com/archive/ web çizgiromanını okuyabilirsiniz. Goblinlerin gözünden dünyanın pek de ak-kara olmadığını görüyorsunuz.

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor'un gözünden savaş
« Yanıtla #27 : 01 Mart 2011, 16:02:26 »
Star Wars'ı kendi bölümünde genişletilmiş evrenide içine katarak ( Old Republicten, Yuuzhan Vong istilasına hatta ilerisini takip eden olaylar) konuşabiliriz.
Palpatine Usta Yoda ile Mecliste savaşırken bağıra bağıra dark side gelecek bende sizi demir yumruğumla yöneteceğim ve beni kimse durduramaz diyor. Tamamen bozulmuş benliğini kaybetmiş rüşvetçi politikacılar ona masum derlerse masum mu olacaktı Darth Sidious? Emir 66'yı veriyor ve Cumhuriyet için halkların korunması için uğraşanlar öldürülüyor. Jedi'lar bu kadar uğraşlarına rağmen kötü mü?

Yüzüklerin Efendisinde goblinler saldırı yapmadıkları sürece Elfler kasıtlı olarak onları avlamamış. Bir çok zararı olmasına rağmen Gollum'u esir olarak bile almaya gönülleri el vermemiştir elflerin. Orc'lar ve goblinler kendi yaşam alanlarında Sauron'un çağrısına uyup ortaya çıkana kadar kendi ortamlarında yaşamışlardır. Elfler "Hadi bugünde şu goblinleri katledelim" mantığı ile hareket ettiği görülmemiştir. Aksine elfler yaşayan her şeye saygı duymuşlardır.

Tolkein'in yarattığı dünyada bir Tanrı vardır adı Iluvatar'dır ve o ol demiştir Valar olmuştur. Kesin hükmü vardır Iluvatar'ın ve bunu semavi dinlerle örtüştürebiliriz. Eğer bundan dolayı Iluvatar'ın söz sahibi olması ve herşeye karar vermesi sizi rahatsız ediyorsa başka bir seriye yönelin hoşlanacağınız. Yada oturun kendi serinizi yazın sizi mutlu edecek.

Ben şimdiye kadar sizden çizme ile ilgili yorum yapmanızı istedim. Lütfen çizmeyi aşmayın ve benimle yada düşüncelerimle ilgili yorum yapmayın. Çünkü bu sizin ilgi alanınıza girmez. Biz nasıl size hoşgörü gösteriyorsak ve güzelce sohbet ediyorsak sizde aynı çizgide devam ediniz. Magicalbronze sizin ne kadar çalışkan, ne kadar üretken biri olduğunuzu söylediği için ve sizi övdüğü için size müsamaha gösteriyoruz ve farklı fikirlerinize saygı gösteriyoruz. Ancak herkes sınırlarını bilmeli, Kimse Nemrutluk taslamasın, kişilik tahlili yapmaya kalkmasın.

http://kancansan.blogcu.com/cizmeyi-asmak/95954
Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!

Çevrimdışı TurkceBKF

  • **
  • 77
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor’un gözünden savaş
« Yanıtla #28 : 01 Mart 2011, 16:16:38 »
Hurin, iyi ve kötü anlayışları üzerine konuşuyoruz bunun edebiyattaki ve özellikle de Tolkien'deki yansımalarını inceliyoruz. Eğer böyle bir incelemede yapılan yorumlar sizin kişiliğinize yapılmış diye düşündüyseniz hatalı bir tartışmaya girmişim demektir. Burada yapılmaya çalışanın Tolkien'in iyi kötü kavramını incelemek olduğunu düşünmüştüm. Onunla benzer bir anlayışta olduğunuzu ve savunduğunuzu söylerken hakaret ettiğimi düşünmüyorum. Sevdiğiniz ve savunduğunuz bir yazarın görüşlerine benzer görüşleriniz olduğunu söylemem sizce hakaretse özür dilerim.
Son mesajınızdan sonra bu konu altında verimli bir tartışma yürütebileceğimizi zannetmiyorum. Kusura bakmayın.

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Son Yüzük Taşıyıcısı: Mordor'un gözünden savaş
« Yanıtla #29 : 01 Mart 2011, 16:20:04 »
Selametle, sizi çok sevmiştik ancak aramızdan çok çabuk ayrılıyorsunuz ne kadar üzücü bir olay. Oysa ki ben sizinle sohbet etmeyi çok sevmiştim lakin sınırları belirlememiz gerektiğini düşünmüştüm son mesajımda. Görüşünüze saygı duyuyorum iyi günlerde kalın. Gelirseniz yine bekleriz, umarım bir gün sizinle sohbet edebilecek olgunluğa ulaşabiliriz.
Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!