Kayıt Ol

Zehir

Çevrimdışı Herr Mannelig

  • ****
  • 924
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Zehir
« : 18 Şubat 2008, 21:20:05 »
Ağzımda vişne tadı, ciğerlerimde duman, aklımda bir kişi… Yavaş yavaş zehirleniyorum, ölüyorum yavaş yavaş… Beni zehirleyen ne peki? Kalbime saplanmış şarapnel parçalarına benzettiğim ondan tek geriye kalan anılar mı yoksa her nefeste kendim gibi tükettiğim Captain Black mi? Her ikisi de mi? Çok mu soru sordum? Ama bu benim yazım tekniğim! Açıkça bir şeyi belirtmek yerine sorular sorarak o “şeyin” siz okuyucuların zihninde oluşturmaya çalışmak. Ya da bir şeyleri açıkça açıklayamıyorum çünkü sizlere sorduğum cevapların zihnimde direkt cevapları yok; açıkça belirtemediğimden de sorular sorarak sizleri yoruyorum. Eminim bana küfredeceksiniz ama kendimi tanrı gibi hissettim şimdi.

   Bana göre tanrının yaptığı da buna çok benzeyen bir şeydir. Demek istediğim şu: tanrı, varlığını ve dünyadaki birçok gizem olarak adlandırdığımız olguları direkt olarak açıklamak, gerçeği gözümüze sokmak yerine bir şeyleri gizli tutarak sorularla cevaba ulaşmamızı istiyor. Tanrıyla aramdaki fark da şu: o bazı şeyleri gizli tutarak soruları bile bizim bulmamızı istiyor, ben ise soruları direkt size veriyorum. Yok, efendim bende bilirim bazı şeyleri gizli tutarak soruları da size bırakmayı ama sizin bunu anlayıp, soruları bulmaya uğraşacağınıza inanmıyorum; güvenmiyorum size. Tanrı ise bunu yapacağınızdan emin, insanlara güveniyor, insanlar bunu yapmasa bile belki umursamayacak bile ama ben üzülürdüm. Tanrı işte bu yüzden yüce bir varlık!

   Hayır! Konudan kopmadım, sadece açtık biraz, eh biraz da uzaklaştım, dağıldı biraz. Ben dağılmışım zaten, konu da dağılsa ne yazar. Neyse toparlayayım; hem kendimi hem konuyu… En son sorulardan bahsetmiştim. İlk bahsettiğim konu hakkında sorumsu bir şey daha size; Dave Mustaine’in “Zehir ilaçtı” lafına ne dersiniz?

   Önümüzde hiçliğe açılan bir kapı var. Her insan bu uzun maratonu yürüyerek bitirip yok olacak. Ben sadece kapıya doğru koşuyorum. Biraz abzürd ama şöyle düşünün: çok gerildim, bunaldım. Öyle ki ölümün kurtuluş olduğunu düşünüyorum. Alkol ve dumanla kafamı dağıtıyor bunalımdan kurtulup hayata dönüyorum. Zehir ilaç mı şimdi sizce?

   Ya da şöyle düşünün: hayatım gerçekten çok boktan. Sürekli acı çekiyorum, artık dayanılmaz geliyor. Ben de zehir yutup terk-i diyar eyliyor böylece huzura kavuşuyorum. Zehir şimdi ilaç mı?

   Matematik dersindeyim. Şimdi yazımı bitirip beni dumandan da alkolden de daha rezalet hale sokan bir şey olan sıkıntıya, bunalıma, matematiğe dönüyorum. Ama bu geleceğimi kurtaracak muhtemelen. Evet, şimdi zehir ilaç mı?
Contraataques muy rabiosos, deberemos resistir; Ay Carmela!