5 Efsane Yazar, Tarihe Damgasını Vurmuş Eserinden Nefret Ediyor

lewis caroll

Alice Harikalar Diyarı’nı hiç yazmamış olmak isteyen Lewis Caroll olur mu? Ya Otomatik Portakal’a karşı öfkeli bir Anthony Burges? Daha kimler var, kimler!

İnsan hayret ediyor.

Düşünsenize, hayranı olduğunuz eserlerin yaratıcıları dünyaya damgasını vurmuş, belki de edebiyatın akışında yön belirleyici olmuş eserlerine karşı bir nefret ya da öfke besliyor. Belki de onu yazdığı için çok pişman. Aklınız alıyor mu? Biz de buna oldukça hayret ettik ve hemen sizlerle paylaşmak istedik!

peter-benchley

1. JawsPeter Benchley

İlk durağımız bir pişmanlık hikayesi.

Biz onu bir beyaz perde klasiği olarak bildik. Dönemin çocukları ayaklarını suya sokamadı bir süre, sırf onun yüzünden. Meğer Jaws’ın yaratıcısı ve yazarı Peter Benchley de hayranlarıyla benzer bir şey yaşadı.

Peter Benchley, romanıyla birlikte (sonradan romanının film uyarlaması da katılınca) insanlarda yarattığı geniş ölçekli köpekbalığı fobisi için oldukça pişman oldu. Bu durumdan oldukça etkilenen yazarımız için, Jaws efsanesi tam bir kabusa dönüştü.

lewis caroll y

2. Alice Harikalar DiyarındaLewis Caroll

Kasım ayında 150. yaşına girecek Alice. O hala genç, o hala çocuk ve hala daha Harikalar Diyarı’nda yapacakları var. Oysa yaratıcısı Lewis Caroll onu hiç yazmamış olmayı diliyordu. Hatta öyle ki, bugün onu tanıdığınız ad olan Lewis Caroll mahlasını (gerçek adı: Charles Dodgson) sırf Alice’in yarattığı büyük çaplı ünden kurtulmak için aldığını söyleyebiliriz.

Bakın yakın dönemde ortaya çıkan mektuplarında durumu nasıl anlatıyor:

Tüm bu türdeki tanınırlık gerçek adımın kitaplarla bağlantılı olarak bilinmesine neden oluyor ve varlığım yabancılar tarafından gösterilip göz dikiliyor, bir ’aslan’ gibi muamele görüyordu. Bundan o kadar şiddetle nefret ediyordum ki, bazen neredeyse hiçbir kitabı yazmamış olmayı diliyordum.

Vay, vay,vay.

Anthony_Burgess

3. Otomatik PortakalAnthony Burgess

Sadece 3 haftada yazılmış olan Otomatik Portakal’ın (kitabın) sonu malumunuz. Ancak o malum sona birkaç kez makas değiyor ve Burgess’in kitaba karşı öfkesi de burada başlıyor.

Amerikan yayıncı son kısmı “daha gerçekçi” olması için kesiyor. Sonrasında, o meşhur Stanley Kubrick uyarlaması da bazı şeyleri değiştirince artık yazarımız için bıçak kemiğe dayanıyor.

Kendisi bu durumu şöyle ifade ediyor:

Film, okurlar için kitabın neyle ilgili olduğunun yanlış anlaşılmasını kolaylaştırıyor ve yanlış anlaşılma beni ölüme kadar takip edecek. Bu yanlış yorumlardan dolayı kitabı hiç yazmamalıydım.

Bu söz olmadı yahu. Üzgünüz sevgili usta, ama sana katılmıyoruz. Otomatik Portakal olmadan distopya türü hep eksik kalırdı. Bırak isteyen istediğini düşünsün.

P L Travers

4. Mary PoppinsP.L. Travers

Şemsiyesiyle uçarak gelen meşhur dadı Mary Poppins ve çocukları götürdüğü büyülü dünyalar, sıra dışı maceralar… Bilmeyen yoktur sanırız.

İşte 1964’teki o ünlü film uyarlaması yazarı esere küstüren iş oluyor. Öyle ki, yazar P.L. Travers filmin prömiyerinde ağlamıştır da. Yok, duygulandığı için değil, nefret ve öfkeden.

a-a-milne

5. Winnie the PoohA.A. Milne

Tişörtü bir türlü üstüne tam oturmayan, sarı, tombul ayıcık Winnie de payına düşeni alanlardan. Neyse ki Winnie’yi düşününce onun bunu pek de kafaya takacağına ihtimal vermiyoruz. Winnie bu yahu. O yine her şeyin en tatlı yolunu bulur ve küsüp gitmek yerine yaratıcısının gönlünü alır. Tabii eğer haberi olsaydı.

Oğul Christopher Robin’e göre, (evet, gerçek Christopher Robin’den bahsediyoruz) babasının Winnie the Pooh’dan pişman olma nedeni onun tamamen kendisine ait olmasıymış: Milne, üretken bir yazarlık kariyerine rağmen bu eseri hiçbir zaman üstün tutmamış.

Ancak muhtemelen Christopher Milne bu eserden babasından daha çok nefret ediyor. Ne de olsa gerçek Christopher Robin olarak kitapta yansıtılmış kurgu karakter asla peşini bırakmadı.

Daha da ileri gidelim mi? Winnie’nin çizeri bile ondan nefret ediyor.

Tombul sarı ayıcığın yaptıklarına bak sen.

 

Bu büyük yazarlarımız ne kadar pişman olur, ne kadar nefret ederlerse etsinler, edebiyat dünyasında bıraktıkları izler için biz onlara sonsuz teşekkürler ediyoruz. Onlarsız belki de böyle bir lezzeti tadamayacak, bir yanımız eksik kalacaktı.