Ve geçtiğimiz ay sosyal medya üzerinden duyurusunu yaptığımız Kayıp Köşeler bölümümüz yayın hayatına başlıyor!
Peki nedir bu kayıpKÖŞELER? Neden böyle bir bölüme ihtiyaç duyduk? Haberleri yazıyorduk, incelemeleri de yana ekliyorduk. Eee? Daha ne peki? Derdimiz neydi?
Aslında derdimiz tam da burada başlıyor. Haber metinlerine asgari düzeyde görüşlerimizi ekliyor, yazdığımız inceleme ve tanıtımlara da konuya gelene kadar benzer başka şeylerden bahsettiğimiz oluyordu. Fakat Kayıp Köşeler, tam da anlatmak istediğimiz farklı bilgileri yazıya dökebileceğimiz bir alan olacak. Bazen yakınacağız, bazen dertleşeceğiz, bazen gıpta edecek ve yazacağız. Bazense çok farklı bir açıdan yürüyeceğiz, ama yine de yazacağız.
Bu platform aracılığıyla bizlere belki biraz daha yakından bakacaksınız. Zira daha samimi bir ortama kavuşmuş olacağız. Söyleyeceklerimiz var, sizleri de bekleriz.
Kayıp Köşeler sayfasına girdiğinizde farklı bir tasarım karşılayacak sizleri. Yine portal içinde olacaksınız fakat güneş batmış, lambalar sönmüş olacak. Yıldızların ışığında okuyacaksınız yazılarımızı. Tüm haberlerden ve detaylardan uzak şekilde hem de. İnanıyoruz ki bu değişiklik hoşunuza gidecek. kayıpKÖŞELER’e ulaşmak için BURAYA tıklayın.
Yakın zamanda yeni yazarların da ekleneceği bu kısımda şimdilik üç isim karşılıyor sizleri.
İlk olarak Köşeler’e giriş yazısı olarak tarafımdan kaleme alınmış kısa bir yazı karşılıyor sizleri. Kayıp Bir Köşenin Belirsiz Başlangıcı başlıklı yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Devamında Hazal Çamur’un metroda kitap okumak üzerine kaleme aldığı Raylar Üzerinde Okumak başlıklı yazısını görüyoruz. Buradan ulaşabilirsiniz.
Son yazımız ise M. İhsan Tatari’den geliyor. Sosyal medyanın öteki yüzünü Çığırından Çıkan Zamanlar başlığıyla sunuyor. Buradan ulaşabilirsiniz.
Son dediğimize bakmayın. Her an güncellenecek bir yer burası. Yeni yazarlarımız da kısa süre içinde yazılarıyla bu yeni platformumuza arz-ı endam edecekler.
Umuyoruz memnun kalırsınız. Şimdiden iyi okumalar!