2015 Yılında Kaybettiğimiz, Hayal Dünyamıza Yön Vermiş 8 Büyük İsim

yasar kemal

Yaşar Kemal

“‘Ben okumaya geldim.’ dedi. Olur, dedi öğretmen. Sonra kafa kâğıdını sordu. Yok. Ayakkabısı, kalem defteri de yok… Giysileri yırtık pırtık… Öğretmen kafa kâğıtsız, ayakkabısız okula gelemeyeceğini anlatmaya çalışıyor, Kemal yeminler ediyordu ki üç ayda okur yazar olacak, daha fazla başına bela olmayacak… (…) Üç ay sonra artık gazete bile okuyordu. Dağlara taşlara, bulduğu kâğıtlara, duvarlara yazılar yazıyordu. Öğretmenine gidip teşekkür etti, artık sözünde durma, okuldan ayrılma zamanı geldiğini söyledi. Öğretmen izin vermedi.”

Tüm bunlar olduğunda dokuz yaşındaydı. Biraz istek ve azimle imkansızlık bahanesinin yok edilebileceğinin en güzel örneğiydi Yaşar Kemal. Okur yazar olmasaydı, Anadolu’nun bir köyünde, kasaba kasaba destan anlatıp türkü söyleyeceğini belirtirken; ilk günkü özveri ve hiç tükenmeyen arzusuyla Türkiye’nin en büyük romancılarından birisi oldu.

Cumhuriyet ile yaşıttı. İlk şiirlerini 16 yaşında yayınlandı ve sonra, 2015 Şubat’ına kadar aralıksız olarak anlatmaya devam etti. Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi, olmadı. Muhtemelen bunu hiç dert etmedi. Defalarca yargılandı, sansürlendi, vatan haini ilan edildi; ama anlatmaya devam etti.

Gittiğinde arkasında baştan yaratılmış bir roman anlayışı, sayısız kahraman ve mit bıraktı.