Beklerken 127489235 tırnak kemirilidi.
Y: Son Erkek‘ten de tanıdığımız Brian K. Vaughan‘ın (bizce) magnum opusu Saga‘da geldik 3. cilde. İlk cilde adeta aşık olmuştuk. Öyle ki, üzerine detaylı mı detaylı bir inceleme kaleme alıp, eseri ıncık cıncık inceleyerek herkesi bu eserle tanıştırmak istemiştik.
2. cilt Marmara Çizgi‘den kısa sürede gelmesine rağmen karın ağrılarıyla beklemiştik. Sonrasında o da bitti, bizi aldı bir hüzün. 3. cildi nasıl bekleyecektik? El mahkum bekledik. Şimdiyse beklediğimizde değme vakti geldi!
Saga 3, bu defa içleri daha çok burakacak bir konuyla kaldığı yerden devam ediyor. Alana ve Marco’nun minik melez bebekleri ile yaşadığı bocalamalar daha çok gün yüzüne çıkarken, 2. ciltte karşımıza çıkan bir “ismi lazım değil” karakterle birlikte Marco’nun nasl bir yol izleyeceğini bir hayli merak ediyoruz. Tam da burada durup çizgi romanın bu cildinin konusuna beraber bakalım:
Edebi kahramanlarını arayan acemi ebeveynler Marko ve Alana, Quietus gezegenindeki kozmik fenere ulaşırken onları takip eden birçok kişi de hedeflerine nihayet yaklaşıyor.
Hedeflere yaklaşan “birçok kişi” demek, aynı zamanda Robot Prens de demek mesela ki bu hem heyecan verici, hem de çok korkutucu. Sonra o kapaktaki malum kadın demek. Alana ve Marco da demek aynı zamanda, ama neredeyse tüm evren minicik bir bebeğin peşine düşmüşken ağzı bozuk taze anne Alana ve arabulucu baba Marco daha ne kadar dayanacak?
Onu bunu bilmiyoruz da, biz 4. cildi nasıl bekleyeceğiz şimdi?
Eserin çevirisi, daha önceki ciltlerde olduğu gibi, Burç Üner‘e ait. Fiona Staples da seriye harika çizimleriyle güzelleştirmeye devam ediyor.