Terry Gilliam’ın “Don Kişot’u Öldüren Adam”ında Sil Baştan

man-who-killed-don-quixote

12 Monkeys, Brazil ve Dr. Parnassus gibi harika filmlerin yönetmenliğini yapmış Terry Gilliam’ın uzun yıllardır çekmeye çalıştığı projesinde yeni gelişmeler var.

Don Kişot’u Öldüren Adam (The Man Who Killed Don Quixote) öyle bir proje ki bir türlü çekilememesiyle ilgili Lost in La Mancha (La Mancha’da Kaybolmak) isimli bir belgesel dahi yapıldı. Gilliam fırsat buldukça yeni oyuncularla projeye başlıyor, ancak daha sonra şansı yaver gitmiyor ve proje rafa kaldırılıyordu. Fakat bu sefer işler ciddileşmiş gibi.

Filckreel’in yaptığı habere göre daha önce başrollerinde John Hurt ve Jack O’Connell’ın oynayacağı söylenen projede kadro yeniden değiştirilmiş. Bu sefer Don Kişot rolünde Monty Python filmleriyle tanıdığımız Michael Palin olacakken onun sadık yaverliğini ise Star Wars: Güç Uyanıyor’da Kylo Ren’i canlandıran Adam Driver yapacak. Ayrıca haber bu kadarla da sınırlı değil. Film için yapılmış bazı konsept tasarımlara ve filmin senaryo taslağına da yer verilmiş.

Michael Palin and Adam Driver

Habere göre filmin hikayesi şu şekilde:

Bir zamanlar Toby fikirlerle dolu genç bir sinema öğrencisiydi. Böylece şirin bir İspanyol köyünde bir Don Kişot uyarlaması çekmeye karar verdi.

Ama o günler geride kaldı ve şimdi Toby küstah bir reklamcı, şehvet düşkünü ve zevksiz. Para ve gösteriş yozlaştırdı onu. Ve İspanya’da bir reklamı bitirirken bir yandan da patronunun eşiyle, felaket bir havayla ve kendi egosuyla uğraşmak zorunda. Tüm bunlar olurken gizemli bir çingene elinde öğrenciyken çektiği filmin eski bir kopyasıyla çıkagelir: Toby üzgündür ve çok uzun zaman önce ilk filmini çektiği o küçük köyü bulmaya karar verir. Dehşetle keşfeder ki çektiği o küçük filmin bu sessiz yer üzerinde korkunç etkileri olmuştur. Angelica, masumiyet dolu kız, yüksek kalite bir fahişe olmuştur ve Don Kişot’u oynayan o yaşlı adam aklını kaybetmiştir, gerçekten ‘mahzun yüzlü şövalye’ olduğuna inandırmıştır kendini.

Bir dizi kaza köyü yok edebilecek bir yangına neden olur. Polis tarafından aranan Toby kendisini sadık yaveri Sancho olarak yanına alan yaşlı aptal tarafından ‘kurtarılır’ ve onun mükemmel eşi Dulcinea’yı aramak üzere yollara düşerler.

Bu yolculuk esnasında Toby şeytanlarla karşılaşacaktır, hem gerçek hem hayali, modern ve ortaçağdan gelen. Genç hanımlar kurtarılacaktır, mızrak düelloları tamamlanacaktır ve devler öldürülecektir!

Gerçeklik ve fantezi bu garip yolculukta birbirine karışmakta, ta ki tekinsiz bir sona kadar.

Terry Gilliam’ın hikayeye olan yaklaşımı oldukça heyecan verici, umarız bu sefer şeytanın bacağını kırar da sinemalar da izleyebiliriz bu filmi.