İzmir her yılın nisan ayında olduğu gibi bir kitap fuarını daha ardında bıraktı. Geriye tatlı hatıralar, çekilen fotoğraflar, sevdiğimiz yazarlarla sohbet etmiş olmanın değişilmez hazzı, anons yapan hanımefendinin her zamanki esprili yorumları, kitap taşımaktan kopmuş kollar, sızlayan bacaklar ve ağzına kadar dolmuş kütüphaneler kaldı. Ve bir de her kafadan yükselen, geleneksel “Ya, ben bu kadar çok kitap almayacaktım ki ama!” serzenişleri…
Dedikoduların aksine Gaziemir’deki yeni fuar alanında değil de yine Kültürpark’ın o eşsiz yeşil alanının ortasında kucaklaştık kitap fuarıyla. Bu yıl da katılım her zamanki gibi oldukça fazlaydı. Hatta geçen yıla nazaran çok daha kalabalık bir ziyaretçi topluluğu vardı kitap kokulu koridorları dolduran.
Ana salona geçince ilk uğrak yerim klasik olarak İthaki oldu. Fantastik ve bilimkurgu okurlarının etrafında dört döndüğü standın odak noktası Patrick Rothfuss’un yeni çıkan kitabı Sessizliğin Müziği’ydi elbette (Eğer incelememizi okumadıysanız mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim). Hemen yanında da Doctor Who: 11 Doktor 11 Öykü adlı derlemesiyle bize göz kırpıyordu.
Ardından Metis’e uğrayıp eski bilimkurgularından birkaç tanesini daha bulabilir miyim diye bakındım. Ama maalesef bu sefer meydanda yoktular, ya da bitmişti belki de. Yüzüklerin Efendisi ve Yerdeniz Serisi her zamanki gibi standın baş köşesinde, en çok ilgi görenler arasındaydılar.
Yordam Kitap standının en önünü China Mieville’in kapladığını görmek beni mutlu etti. Demir Konsey’le Bas-Lag serisini tamamlayan yayınevi geçen yıllarda uyguladığı satış politikasının bir benzerini devam ettirerek yazarın kitaplarından oluşan bir seti 50 Lira’ya sunuyordu.
Tudem standın ana görselini Neil Gaiman imzalı Babam Süt Peşinde’ye ayırmıştı, ikinci standı olan Delidolu Kitap ise Terry Pratchett’ın Diskdünya’sına geniş bir yer ayırmıştı. Her iki kitabın da ilgi odağını görmek mutluluk vericiydi.
Yapı Kredi Yayınları, Kazuo Ishiguro ile Ursula K. Le Guin arasında büyük tartışmalara neden olan, son zamanların en büyük ilgi odağı hâline gelen Gömülü Dev’le bizlerleydi.
İletişim Yayınları, İhsan Oktay Anar’ın aynı isimli romanından uyarlanan Puslu Kıtalar Atlası çizgi romanını sergilemişti başköşesinde. Üstelik çok aranan, olmadığı için hayıflanılan ciltli versiyonu nihayet çıkmış… İlgilenenlere duyurulur.
Lafı açılmışken, bu yıl fuar çizgi roman açısından bayağı zengindi. Baykuş Comics ve Gerekli Şeyler zaten senelerdir bizi kendilerinden esirgemiyorlardı. Ancak bu sene Marmara Çizgi ile Büyülü Dükkân’ı da gördük ve pek memnun olduk doğrusu.
Fuarın olmazsa olmazı imza günleri bu yıl da her zamanki gibi oldukça boldu. Kerem Işık, Hakan Günday, Ahmet Ümit, İlber Ortaylı, Can Dündar, Mavisel Yener, Ayşe Kulin ve Mine Söğüt gibi pek çok ünlü isim okurlarıyla buluştu, paneller düzenlendi ve fotoğraflar çekildi.
Üstat Sadık Yemni yeni kitabı Kayıp Kedi ile Kırmızı Kedi standında bizlerleydi. Kendisine ve yeni kitabına gösterilen ilgi o kadar büyüktü ki yanına yaklaşmak, hatta iki kelimeden fazlasını edebilmek oldukça zordu. Yine de böylesine büyük bir ustanın hak ettiği ilgiyi gördüğünü bilmek bile mutluluk verici.
Yol yorgunu Doğu Yücel, Doğan Kitap standında Güneş Hırsızları ve Varolmayanlar başta olmak üzere diğer kitaplarını imzalıyordu. Hayranları onu da yalnız bırakmadı ve önünde uzun kuyruklar oluştu, fotoğraflar ve imzalar havada uçuştu.
İthaki standındaysa sevgili Funda Özlem Şeran ve Seran Demiral bekliyordu bizleri. Funda, okuyanlar tarafından büyük beğeniyle karşılanan Ecel’i imzalarken Seran ise ilk bilimkurgu romanı Hayat Üretim Merkezi’ni imzalıyordu sevenleri için.
Her şey iyi hoştu ama fuarı anlamlı kılan bir diğer etmen olan indirimler bu sene kelimenin tam anlamıyla içler acısıydı maalesef. Özellikle şu sıralar İdefix üzerinden devam eden sanal kitap fuarı düşünüldüğünde… TÜYAP’ın artan stand kiralarından yakınan yayınevleri indirim oranlarını el birliğiyle anlaşmışçasına %20’ye sabitlemişlerdi. Arada bir-iki %25 görsek de bu bizi tatmin etmekten çok çok uzaktı elbette. Çünkü sizlerin de çok yi bildiği gibi geçmiş yıllarda %40 ve %50’lere varan indirimleri görmüşlüğümüz, buna istinaden de kucak kucak kitap aldığımız çok olmuştu. Maalesef bu yıl biz de herkes gibi nokta atışı yapmak zorunda kaldık ve isminden ya da kapağından ilgimizi çeken çoğu kitabı geride bıraktık. Oysa her yayınevi 3-4 stand açacağına bu sayıları bire indirse, 5 puan daha indirim yapsa, biz de daha çok kitap alsak… kötü mü olurdu?
Eh… belki istediğimiz kadar çok kitap alamadık ve cüzdanlarımız beklediğimizden daha hızlı boşaldı ama bizler bir fuarın daha tadını çıkarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dileriz seneye yine Kültürpark’ta buluşuruz kendisiyle. Şimdi sırada aldıklarımızı büyük bir mutlulukla okumakta…