Cennetin Kılıç Tutan Eli: Tyrael

Tyrael

Neydi onu bu kadar mükemmel yapan? Kötülüğü ilgi çekici ve muhteşem bulan bir dünyada nasıl olmuştu da onun gibi bir karakter “tapılası” bir biçimde hayran kitlesi oluşturmuştu? Hani kötü olan en karizmatikti?

Tyrael kesinlikle bu tabuyu yıkan karakterdir. Yukarıda resmini gördüğünüz kişi, inanılması zor olsa da bir melektir. Klasik, Hıristiyan tasviri olan meleklerin aksine, Tyrael, alışılmışın çooook dışında bir melek olarak karşımıza çıktı Diablo 2’de. İyiliğinde bir gram bile kaybetmemsine rağmen, elinde devasa kılıcı ile harika bir Archangel’dı o. Öyle ki, pek çokları onun, gelmiş geçmiş en harika Archangel olduğunu düşünmekten şu anda bile vazgeçmedi. Sırtından her biri ışıkla parlayan birer kırbaç gibi savrulan ve fışkıran kanatları, alışılmış kuş kanatlı melekleri solda sıfır bırakmıştır. Her biri birbirinden bağımsız şekilde hareket edebilen kanat uzuvları, gerektiğinde karşısındaki rakibini yakalamaya ve yakaladığı düşmanını etkisiz hale getirmeye dahi yaramaktadır. Diablo 2’deki sinematiklerde, yani oyun arası videolarda, izlediğimiz üzere kanatları oldukça geniş ve inanılmaz derecede büyüktür. Boyundan rahat bir şekilde 2 kat uzun diyebiliriz.

Efsane karakter Tyrael, ışığın en fedakâr savunucusudur. Ölümlü dünyaya müdahale etmesi yasak olduğu zamanlar da bile, insanlara olan sevgisinden dolayı dayanamayıp birden fazla kez yardımlarına koşmuştur. Hatta daha da ileri gidip, bir keresinde Yanan Cehennem’in üç iblis lorduyla bile yüzleşmiştir. Tyrael, Diablo ve Baal’ı yenecek kadar güçlü değildi belki; ama insanlar için her şeyi göze almış asil bir kişilikti. En bilindik ve en muhteşem başarısı ise, üç iblis efendisinden biri olan(yani Diablo, Baal’ın kardeşi)Mephisto’yu biçen şahsiyettir(o anı, yazının en sonundaki resimde görebilirsiniz.). Bunun dışında, bu iblislerin yenilmesi için, büyücü klanlarına (Horadrim klanına) liderlik bile etmiştir.

tyrael1

Oyunda, Diablo, kardeşi Baal’ı kurtarmaya geldiğinde ilk defa gördüğümüz Tyrael, Diablo ile savaşırken, aptal bir adamın Baal’ın kalbindeki Soulstone’u çekmesiyle serbest kalan Baal’a karşı da mücadele etmek zorunda kalır. Bir anda bire karşı iki durumuna düşen Tyrael savaşı kaybeder ve hapsedilir. Baal’ın başında nöbet beklerken bu beklenmedik olayla iblis lordlarının esiri olan melek, iblis kardeşler Mephisto’yu bulmaya giderken, Tyrael tarafından kurtarılır. Bize birçok görev ve bilgi veren melek, aynı zamanda birçok konuda yardım da etmekteydi. Onun dışında oyunda yer alan iki Archangel daha vardır. Bunlar. Hadriel ve İzual’dı. Hadriel, görünüş açısından Tyrael’a fazla benzediği için, bazen onunla karıştırılır. İzual ise, diğer ikisi gibi bir savaşçı melek olmasına karşın, kötü tarafın seçmiş ve bir iblise dönüşmüştür. Tyrael’a, iblisler tarafından etki altına alındığını söylese de, sonradan ortaya çıktığı üzere açıkça ihanet etmişti. Söylediği bir yalandı. İzual, Yanan Cehennem’in üç baş iblisine Soulstone’u(iblisleri hapsetmek için kullanılan ilahi bir taş) nasıl parçalayacaklarını öğretmiştir. Tyrael ise, bir kahramanın gelip, ona hak ettiği cezayı vereceğini bilerek, gelecek olan kahramanı(yani bizi) beklemiştir.

Kendisi Baal tarafından hırpalandığı için yeterli gücünü sağlayamamış ve bu yüzden görevlerin çok büyük bir kısmını size bırakmıştır. Ama gücünü geri kazandığında, dünyaya yıkımı getirecek olan WorldStone’u (Baal tarafından yıkım için kullanılmıştır) bizzat, kendi elleri ve o muhteşem kılcıyla parçalara ayırarak, Ölümlü Dünya’yı bir kere daha üç iblis lordunun gazabından kurtarmıştı.

Tyrael2

Bu eşsiz meleğin seslendirmesi ise, herkesin kalbini bir yerinden daha vurmuştur. Karizmasına karizma katan, tok ve güçlü sesi, onu daha başka anlamlar yüklemeye götürmüştür herkesi.

Hiçbir zaman göremediğimiz yüzü, standart melek tasvirlerinden onu bir kere daha kurtarmıştır. Kimilerine göre o, bir melek olduğu ve yüzü nur’la kaplı olduğu için ölümlüler tarafından görülmemektedir. Bu bana mantıklı gelen tek açıklama.

Görünmeyen yüzü sayesinde, akıllarda hep bir soru işarete bırakmıştır. Daima kapalı olan kapüşonu ve her biri saten kumaşmış gibi savrulan kanat telleri onu gönüllerimizde taht kurması için yeterli görmemize değmiştir, kimilerine göre.

Peki ya Diablo 3’te onu görecek miyiz? Hatırlar mısınız bilmiyorum ama size “Dikkat! Blogu İblisler Bastı!” adlı yazımda şöyle bir şey demiştim: “Size tavsiyem, sayfa açıldığında karşınızda duran savaşçı meleğe bir süre bakın. Yapanların ellerine sağlık, sanki nefes alıp veriyormuş ve havada asılı duruyormuş gibi bir hareketlilik katmışlar!” demiştim hani :). İşte o melek, Tyrael’dır aynı zamanda. İsterseniz, bir daha bakın bu eşsiz yaratığa; ama… bir farklılık göreceksiniz.

Birçoğumuz için yıkıcı ve mahveden bir söylenti olmasına rağmen, Tyrael’ın yozlaştırıldığı söylenmekte. Zaten oradaki zırhı da hiç de eskisine benzemiyor. Kendi isteğiyle olmuyor bu ama. Konuyu hatırlıyorsanız, Cehennem Cennet’e saldırdığında, melekler iblislerin kötü büyüleri ve daha nice kötülük dolu yollarında delirtiliyorlar. Akıllarını yitiren melekler, iblislerin boyunduruğu altına zorla giriyor.

Tyrael’ı bu kadar anlattıktan sonra, onun yozlaşması söylentisinin doğruluğunu yediremedim ben. Eğer bu doğruysa bile, umarım onu bu karanlıktan kurtarırı ve yeniden bize yarım eden, insanların üzerine titreyen meleğe geri kavuşuruz. Buna inancım tam!

tyrealnet

Şimdi gelin, Tyrael hakkında başkalarının düşüncelerine bakalım.

  • İtü sözlükten aldıklarım oldukça hoşuma gitti:

1. diablo 3 cinematic trailerda kendisini, kılıcını world stone’a doğru savururken görüyoruz. ayrıca 3. oyunun sayfasına ilk açtığımızda da bizi bizzat kendisi karşılıyor. tek kelime dört hece ile söyleyebilirim ki: has-ta-sı-yız.

2. lord of destructionın son videosunda world stone’a doğru ilerlerken karizması tavan yapan melek. kanatlarına kurban olduğum.

3. özellikle sesi ve düzgün aksanı ile ortadan yarıcı bir karizmaya haiz olmuş melektir. hafif yerden yükseklikte havada duruşu ile, ben öle herkesle muhattap olmam tribine de girmiştir. üzerindeki muhtemel altın olan zırh da karizmasına ekstra karizma eklemektedir. diablo 3 de kendisine daha fazla yer ayrılmasını önce haktan sonra da blizzard’dan niyaz ediyoruz.

4. aşık olunası melek, yüzünü bile görmeden hem de, bu kadar da karizmatik olunmaz ki ya, melek dediğin azıcık sevimli olur.

5. gelmiş geçmiş en karizmatik melek. ışık yolunu seçmesine rağmen karanlık büyüleri kullanan karakterimizin yolunu gösteren yaratık. yüzündeki nûr’un yoğunluğundan ötürü karanlık tasvir edilmiştir çoğu zaman, zenci olduğunu düşünebilirsiniz. tüm ihtişamı ile introlarda karşılaşırsınız, diablo’ya veya baal’a rakip olamaz ama mephisto’nun bileğini bükmüştür bir keresinde ve mephisto’nun ruhtaşı*nın bekçisi olarak tal rasha’nın mezarında saklanmıştır. cebren ve hile ile the wonderer, diablo’nun gizli hali, mekanı basar ve tyrael ile dövüşür soulstone’u alır ve hapseder yüce meleği buraya. level 2 sonunda duriel’i öldürdüğünüzde mezarının içinde hapsolduğu yerden kurtarmış olursunuz ve size muhteşem karizmatik sesiyle teşekkür eder. diablo 2 ek pakedi lord of destruction’ın sonunda, baal’ın içine sıçtığı tamir edilemez worldstone’u parçalarken yarılan kılıcının adı azurewrath’tir. düzeltme: bu herifin kılıcının ismi yok sanırım. bahsi geçen meşhur runeblade, azurewrath ise; izual’a aitmiş.

  • Buradakiler ise Private sözlükten:

1. diablo2’de’ki karizmatik melek. baal ile kapışması “helal blizzard” dedirtecek türdendir. ayrıca kendisi ruhani bir varlık oldugu için sadece görev verir, direk müdahele edemez.

2. karanlık yüzü, metal kapşonu ve post modern şovelye zırhıyla* şimdiye kadar gördüğüm en ilginç melek tasviridir kendisi. beyaz kanatları olmasa* melek le uzaktan yakından alakası yok gibi.sadece alev saçan kılıcı hristiyanlıktaki archangel gabrielı * andırır biraz.

3. tyrael’in diablo ile savaştığı sahne inanılmazdır. tyrael’in “seni aptal, az önce dünyanın sonunu garantiledin…” diye konuşmaya başladığı sahne yıllarca insanın gözünün önünden gitmez. yapan abileri tebrik eder, ellerinden öperim.

4. Act IV’e ilk gelindiğinde ‘aha acaba yardım edicek mi?’ diye merak ederken,’hadi aslanım koş kaplanım’ şeklinde bizi gaza getirmekten başka bir işe yaramayan,fakat gerek ses tonu gerekse şekli ile (°bkz: afilli ) ‘saygılar abime’ dedirten Diablo 2 NPCsidir kendisi.

  • Son olarak Ekşi Sözlük’ten alınanlar:

1. lord of destructionın sonunda worldstone’u yok etme sahnesinde worldstone’un kılıcından değil de karizmasından parçalandığını sanıyorum.

2. havada yavasca süzülen ışıktan kanatları , ilk anda sanki binlerce km uzaktan geliyormuş edası veren ekolu sesi ile bir karizma abidesi..

3. 5 yildir ismini primary nickim olarak kullandigim, karizmasi herhangi bir ölçü birimiyle ölçülemeyecek kadar yüksek, sirf “abi senin nick nereden geliyordu?” muhabbetine girenlere izah ederken bile gaza gelmemi saglayarak beni tekrar diablo 2’ye baslatmis olan yegane karakter… gönül isterdi ki, daha çok aksiyona girdigini görebilseydik… yine de act 3’e geçis videosunda the wanderer’i yerden yere vurmasiyla bile agizlarimizi birkaç karis açik birakmis, hayran etmistir kendine…

Not: Bu inceleme daha önce yazarımızın kendi kişisel blogu olan Aykırı Çağrışım‘da yayınlanmış ve kendi isteğiyle siteye eklenmiştir. Yazıya ulaşmak için buraya tıklayın.