Alman yazar Otfried Preußler’ın “The Satanic Mill” adlı kitabının bir uyarlaması Krabat. Tam bir fantastik/dram öyküsü. Hikaye Avrupa’da boy gösteren 30 Yıl Savaşları zamanında başlıyor…
Savaşın getirileri, açlık ve veba nedeniyle öksüz kalan Krabat bir avuç arkadaşıyla birlikte dilencilik yaparak geçinmektedir. Bir gün kafasının içerisinde bazı sesler duyar. Bu ses kendisini bir değirmene çağırmaktadır. Bir daha asla aç kalmayacağı, iyi bir hayata davet edilen Krabat bu teklifi kabul eder. Yol arkadaşlarını da yüz üstü bırakarak, kargaların rehberliğinde değirmene ulaşır.
Usta ve 11 çalışandan oluşan değirmen ahalisi, Krabat’ın gelişini pek hoş karşılamaz. Deneme sürecinde ona Tando ve Juro’dan başka herkes kötü davranmaktadır. Usta’nın ise nasıl biri olduğu hiç belli olmamaktadır. Krabat nihayet deneme sürecini geçer ve değirmenin gerçek bir üyesi olur. O artık Usta’ya ve onun kara büyüsüne bağlıdır. Değirmendeki işlerinin yanında sihir hakkında da birçok şey öğrenir.
Değirmende kendisine iyi bir yer edinir. Aynı zamanda Tonda ile dostluğunu da ilerletmiştir. Değirmendekiler her Paskalya arifesinde değirmen sınırlarının dışına çıkar ve kendilerince tek günlük bir tatil geçirirlerdi. Bu tatillerden birisinde Tonda Krabat ile birlikte yakındaki bir köye ruhsal bir seyahat yaparlar. Krabat orada Tonda’nın sevdiği kızı görür. Ve bu sırada kendisi de başka bir kıza vurulur.
Tonda bu gördüklerini unutmasını ister. Çünkü değirmende işler pek de özgürce yürümüyordur. 12 çalışan Usta’nın neredeyse “malıdır”. Ve onların aşk yaşamaya da hakkı yoktur. Tonda Krabat’a sevdiği kızın adını asla Usta’ya duyurmaması gerektiğini söyler. Krabat bu öğüdü tutar.
Ama tutamayan birisi vardır. Ve bu kişi ne yazık ki Tonda’dır. İkilinin sevgililerinin bulunduğu köye bir yağmacı çetesi gelir. Usta köyü onlardan korumaya karar verir ve değirmencilerini köyü korumaya gönderir. Tonda bu sırada sevgilisinin başına bir şey geldiğini sanır ve kızın adını haykırır.
Bu Usta’nın beklediği fırsattır. Tonda’nın sevgilisi ölür. Ve sonraki günler de Tonda’da…
Krabat artık yalnızdır. Yeni yeni fark ettiği başka bir şey ise her Yılbaşı Arifesi’nde Usta güçten düşmesidir. Ve her defasında bir kurban, ustaya eski gücüne kavuşturur. Bu kurban 12 değirmenci arasında seçilmektedir. Her şeyin bir karşılığı vardır. Kurbanın yerine bir başkası gelir ve bir sonraki seneyse sıra başkasındadır. Değirmenin çarkları ancak böyle döner. Ve Usta ancak böyle ayakta kalarak sürdürür varlığını.
Tek dostunu kaybeden Krabat yıkılır. Hiddetle kaçmayı denemesine rağmen Usta’nın kara büyüleri ona engel olur. Sevdiği kızı bir kez daha görmesiyle fikirleri kaçmaktan, özgür olmaya ve tüm arkadaşlarını da özgür bırakmaya yönelir.
Bu değirmende özgür olmanın tek yolu sevgilinin gelip Usta’dan değirmenciyi istemesidir. Ancak bu hem kız hem de Krabat için büyük bir irade savaşıdır. Juro’nun da yardımlarıyla Krabat mücadele etmeyi bırakmaz. Sevdiği kişiyse onu ustanın elinden alabilmek için kara büyünün en hasıyla karşı karşıyadır…
“Krabat” filmi, 30 Yıl Savaşları sırasındaki Almanya’yı iyi bir şekilde yansıtmış. Güven ve sadakatin oldukça ince bir çizgi üzerinde dans etmesi ve kara büyünün hiç olmadığı kadar kötücül olması sizleri bu filme bağlayacak. Değirmenden kurtuluş tamamen sevgiye bağlıydı. Ama tek bir aşk, öğrencilerinin hayatlarıyla beslenen Usta’ya karşı gelebilecek midir?
Yönetmenliğini Marco Kreuzpaintner’ın yaptığı filmde Krabat rolünü David Kross, Tonda rolünü Daniel Brühl ve Usta rolünü Christian Redl üstleniyor.
Kimin kimin tarafında, ne için savaştığı hiç belli olmayan bu filmde iddia ediyorum kendinizden bir şeyler bulacaksınız!