Paul | Kritik

paul 1

Mars’ın kurak kovuklarındakilere selam,

2011 Blim-kurgu veya genel anlamda sinema açısından çok da iştah açıcı ve doyurucu bir sene olmuyor. Şimdilik gidişat böyle, Cannes’da gösterilen Melancholia ve özellikle Tree of Life filmleri gelene kadar bekleyecek gibiyiz. Bu arada, Paul gibi kendi çapında ufak, sevimli bir şaheseri tatmak gerekiyor. Aslında gişeyi de amaçladığını söylememiz yanlış olmaz bu filmin. Bu hafta (8 Temmuz Cuma) Türkiye’de vizyona girecek olan Paul, Amerika’ya ünlü çizgi roman ve fantazya toplantısı Comic-con için gidip oradan da uzaylı turuna çıkan iki geek’in öyküsünü anlatıyor.

paul 3

Genel yapısı itibariyle Nick Frost ve Simon Pegg’li diğer filmlerin komedi anlayışına yakın, absürd bir film. Yer yer karanlık renkler, gerilimli müzikler ve hareketli sahneleriyle bir çeşit parodi olma yoluna girmiş. Ancak daha çok, modern ve geek kültürüne yakın olan kişilere hitap eden bir çeşit E.T. uyarlaması olarak anmak en doğru tanım olur sanıyorum. Çünkü bu kez sevimli uzaylımız, hayat ve inanç dersleri vermiyor. Aile bağlarını kuvvetlendirip çocukları doğru yola çekmiyor aksine küfrediyor, ahlaksızlık yapıyor, ortalıkta çıplak dolaşıyor ve hatta uyuşturucu kullanıp etrafındakilere de öneriyor!

Oldukça eğlenceli ve iyi niyetli bu uzaylı arkadaşımız, filmin bir kısmında uzun diyaloglarla, inançları bile sarsıyor. Evrim tartışmasına girip tanrı hakkında felsefe yürütüyor, Battlestar Galactica spoiler’ı veriyor.

paul 4

Bu yaratığın çevresine aldığı tiplerse, biri bilim-kurgu yazarı (Nick Frost) diğeriyse çizer (Simon Pegg) olan iki nerd (geek ve nerd terimlerinin Türkçe tabirlerle karşılanamayacağı kanısındayım). Comic-con, çizgi romanlar, uzaylı mitosları, bilimkurgu göndermeleri derken Paul, her sene gittikçe artmaya başlayan ve açıkçası beni hiç de rahatsız etmeyen belirli bir kitle filmine dönüşüyor. 2010’da Scott Pilgrim ve Kick-Ass vardı, 2009’da Zaman Yolculuğu Hakkında SSS ve Zombieland.

paul 2

Hikaye, dünyaya düşen ve devlet tarafından alıkoyulan bir uzaylının kendi gezegenine kaçmaya çalışırken ana karakterlerimizle bir araya gelmesini ve hep beraber eğlenceli, tehlikeli bir yaz geçirmelerini sağlamasını işliyor. Yer yer, özellikle sonunda, klişelere sarılsa da (ki bunu kendi içinde de eleştiriyor) Paul bu sene izlediğim en tatlı filmlerden birisi! Hepsinden öte, iki şahane türü yol hikayesiyle Bilim-Kurgu’yu bir araya getiriyor.

Fırsatınız varsa gidin, görün!

paul 5