Sergio Leone

sergio leone 4

SERGIO LEONE

(3 Ocak 1929-30 Nisan 1989)

Tozun, toprağın ortasında belinde silahı birbirini kısık gözlerle süzer iki erkek… Arkadan yükselen müziğe ve ekrana yansıyan görüntüye hakkını verircesine sadece durup birbirlerine bakarlar. Ayaklarında çizmeleri, kafalarında güneşten koruyan geniş kenarlı şapkaları vardır. Yüzleri güneş yanığı, çizgileri savaşmaktan derin gözler süzer birbirini… Ekran döner etraflarında, biz döneriz etraflarında… Onlar sağ kalmayı dilerler, biz “iyi” olanın sağ kalmasını… Gözlerinizi kapatıp kulaklarınızı yükselen bu manzaranın müziğine bırakın. Segio Leone yaşadığı sürece bunu yapmanızı dilerdi…

İtalyan film yönetmeni, film yapımcısı, senarist… Westerni yeniden yaratan, ona adını veren ve daha fazlası olduğunu zamanla kanıtlayan usta yönetmen… Sinemanın öncü isimlerinden Vincenzo Leone ile sessiz film aktristi Edvige Valcarenghi(Bice Waleran)’ın oğlu olarak Roma’da dünyaya gelen yönetmen gözünü bir film setine açmıştı. Okul sıralarında aklında ilerde bize göstereceği filmlerinin fotoğraf kareleri vardı. Hatta filmlerine muhteşem müziklerini armağan eden dostu ve ortağı Ennio Morricone ile de o sıralarda tanıştı. Sonrası kafasında dönen aşkına hukuk öğrenciliğini bırakıp sinema dünyasına girişi ile renklendi. Artık Sergio kendi kafasındakileri seyircisine aktarabilecek bir mecranın içindeydi. Tıpkı babası gibi…

[stextbox id=”black”]YILLAR VE LEONE

1960’lı Yıllar

Sergio Leone

60’lar seyircinin yeni görüş arayışına girdiği, tarihi destanlardan, abartılı iyilerden ve sürekli rengi belli hikâyeleri izlemekten sıkıldıkları bir yıldı. Dünya değişiyor, değerler netliğini kaybediyordu. İşte tam da bu anda Leone adında bir adam çıkıp “Anti-kahramanalar”ını yaratmaya başladı. Spagetti Western adını verdikleri hatta çoğu zaman hakir gördükleri bir tarzdı Leone’nin seçtiği… Ama o kimseye kulak asacak halde değildi. Gerçek dünya kendi gözlerinden böyle yansıyordu onun. İyiler vardı, kötü olabilirlerdi. Çıkarlar vardı, kötüyü iyi yapabilirlerdi. Silahlar ve kendi adaletini sağlayan insanlar vardı. Kurallar bir otoriteden değil onların kendi ağızlarından ve ellerinden çıkardı. Dünya değişirken Leone dünyayı işte böyle bir masalla anlatmaya başladı. İzleyene adaleti kimin sağladığını sorgulatarak…

İlk adımlarını atan bebek gibi yardımla çekti adını duyuran filmini. “Bir Avuç Dolar” adlı yapımı Akira Kurosawa’nın Edo Dönemi macerası “Yojimbo (1961)” filmi esas alınarak çekilmişti. Yönetmenin elinde 200.000 dolar ve Clint Eastwood adında kim olduğu bilinmeyen bir oyuncu vardı. Fakat Leone filmi alıp kendi sihrini üstüne ekmiş ve “Ben buradayım!” demişti. Bu film sadece yönetmeninin değil oyuncularını da ihya etti. Clint Eastwood o zamana kadar sadece Amerikan televizyonlarında yer alan bir oyuncuyken bir anda dünya çapında dikkat çekmeye başladı. Leone bu ilk westerninde afişlerde yönetmen olarak başka bir isim kullanacaktı. Bob Robertson…

Sergio Leone

Leone’nin bir sonraki büyüklere masalları “Birkaç Dolar İçin” ve efsanevi yapımlarından olan “İyi, Kötü ve Çirkin” olacaktı. Yıllar 1965 ve 1966… Bu yapımlar yönetmenin “Dolar Üçlemesi” olarak da adlandırılır. Bir diğer bilinen adı ise “The Man wıth No Name”…Yönetmen bu kez kendi adını kullanacak ve yapımlar hem görselliği hem de müzikleri ile sinema tarihine adını silinmeyecek şekilde yazdıracaktı. Leone yapımları artık iyi ve kötü tanımının adını değiştirecek ve westerni baştan yazacaktı. Hatta ülkemizde western denildiğinde onun Spagetti-Western’leri ilk akla gelenler olacaktı. Yönetmen yeni bir çekim tarzına da imza atıyordu bu yapımlarla Ennio Morricone’nin müzikleri eşliğinde yapıyordu çekimlerini.

Üçlemesi sinema dünyasında öyle bir yankı buldu ki yönetmen bu başarının gölgesinde Birleşik Devletlere davet edildi. Paramount Pictures yapımcılığında “Bir Zamanlar Batıda” filmini yönetmesi isteniyordu. Dönemin popüler isimleri olan; Charles Bronson, Henry Fonda, Jason Robards ve Claudia Cardinale’nin rol alacakları yapım beklenen başarıyı yapılan kötü montaja kurban olduğu için veremedi. Amerika’da gişede sönük olan film tüm bunlara rağmen Avrupa’da büyük dikkat çekti ve hit oldu.

1970’li Yıllar

Sergio Leone

Leone “Bir Zamanlar Batı’da” filmini çektikten sonra üçlemesine “Yabandan Gelen Adam” adlı yapımla devam etti. Başlarda sadece yapımcılığını üstlenmek niyetiyle girdiği filmin yönetmen koltuğunda, yönetmen olarak seçtiği Peter Bogdanovich’le yaşadığı fikir ayrılıkları sonucunda kendisi oturmak zorunda kaldı. Yapım üçlemenin son ve belki de onu “Spagetti Western Yönetmeni” sıfatından sıyıracak olan “Bir Zamanlar Amerika’da” ile son verecekti. “Yabandan Gelen Adam” 1971 yapımı komedi yanı ağır basan bir spagetti westerndi. Leone üçlemesi olarak bilinen filmlerinden ikincisidir. Filmin ana teması “Meksika Devrimi”dir. Filmin başrollerinde alışılageldiği üzere parlak yıldızlara yer yoktur. Ne De Niro, ne Eastwood boy gösterir yapımda. Onların yerine İrlanda’lı Devrimci rolünde James Coburn, Meksikalı Haydut rolünde ise Rod Steiger vardır. Yapımın müzikleri ise yine Ennio Morricone’ye emanettir. Film üçlemenin ikinci ayağı olmasına rağmen ilk ve son ayağı geçememiştir.

Usta yönetmen bu sırada prodüktörlüğe devam eder. Yıl 1973’ü gösterdiğinde “iI mio nome e nessuno” adlı yapımı gerçekleştiren Leone yönetmen koltuğunu Tonino Valerii’ye bıraktı ama yardım etmeyi de ihmal etmedi. Yapım Henry Fonda’nın son westerni olarak bilinir. Fonda’ya yapımda Terence Hill eşlik etmiştir. Leone bu senelerde başka filmlerin de yapımcılığını üstlenmeye devam eder. TV için çeşitli reklam filmleri çeker.

1980’li Yıllar
Sergio Leone

Leone “Baba” filminin yönetmenliğini reddetti, yapımın yönetmenliği Francis Ford Coppolla’ya gitti. Yönetmen seçimini “Bir Zamanlar Amerika’da” filminden yana kullandı. Bu film üzerinde on sene ter döktü yönetmen. Senaryosunu Henry Grey’in “The Hoods” isimli romanından alan yönetmen, New York şehrinde 1920’li ve 1930’lu yıllarda yaşamış Yahudi bir gangsterin çocukluğundan süre gelen yaşamını ve arkadaşlığını konu alıyordu. Dört saatlik bu filmde başrolleri Robert De Niro ve James Woods rol alıyordu. Warnes Bros yapımı uzun bulduğu için “kendi tekniklerini” kullanarak ve geçmişe dönüş sahnelerini es geçerek filmi iki saate indirdi. Yapım Amerika’da iki saatlik versiyonuyla yayınlanırken Avrupa’da orijinal hali ile gösterime girdi. Yapımın kesilen kopyası tam bir fiyaskoydu. Eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu. Ama orijinal hali Avrupa’da çok beğenildi ve iyi bir gişe yakaladı. Warnes Bros yaptığı hatanın farkına vardığında çok geçti yönetmenin gönlü kırılmıştı ve bu yapım onun veda filmi oldu, yıl 1984’tü.

Leone’nin daha sonraki yıllarda 1989’daki ölümüne kadar gerçekleştirmek isteyip de yapamadığı projeleri oldu. Leone tarih 30 Nisan 1989’u gösterdiğinde kalbinin onu bırakması sonucu hayata veda etti. Arkasında kendi oluşturduğu bir tür, fotoğraf karelerini aratmayan sahneler, devleşen oyuncular, kırılan iyi ve kötü tanımları ve inanılmaz masallar bırakarak… Huzurla uyu usta…