Merhabalar.
Öncelikle kitapları okumamış olanlar ya da çok fazla bilgi sahibi olmayanlar için biraz spoiler içerdiğini belirtmem gerekiyor. Bu uyarımı yaptıktan sonra da rahat rahat yazıma başlayabilirim.
[stextbox id=”black”]Kane Günceleri’nin çıkışı
Mitoloji öğretmeni olan yazarımız Rick Riordan, çocuğuna geceleri anlattığı kendi kurgusu olan küçük bir öyküden yola çıkarak, Percy Jackson ve Olimposlular adlı Yunan Mitolojisinin gerçek olduğunu ve günümüzde var olduğunu var sayan bir seri yazıyor.
Kane Günceleri de Percy Jackson’un haftalarca çok satan olmasından ve fazlaca bir fan kitlesi oluşturmasından dolayı bu “Günümüzde Mitoloji” formatının bir ürünü olarak karşımıza çıkıyor.
Bu kitap biraz da çıkışı risksiz bir kitaptı açıkçası. Tutar mı tutmaz mı tehlikesi olan bir kitap değildi.
Neden, diyecek olursanız da;
Percy Jackson okur kitlesi diyebilirim. Percy Jackson’u başarılı bulan bu kitle aynı formatta başka bir Rick Riordan kitabına hayır diyecek değildi.
Ve piyasaya çıkan ilk kitabımız Kırmızı Piramit raflarda yerini aldı.
[stextbox id=”black”]Konusu
Antik Mısır Tanrıları gerçekler! Ama Hayat Evi tarafından büyülü boyut Duat’a hapsedildiler ve onların izinden gitmek yasaklandı. Julius Kane, 5 tanesini (İsis, Horus, Osiris, Set, Neftis) salıyor. İş bunlardan bir haber olan Sadie ve Carter Kane’in başına kalıyor.
[stextbox id=”black”]Özellikleri
Kurgusu sağlam olmasına rağmen temelde Percy Jackson’dan kopya çekilmiş gibi. Percy Jackson’da önce içimizdeki kötü tanrıyı yeniyor, sonra onun bir kukla olduğunu öğreniyor ve bütün tanrıları ve dünyayı yok etmek isteyen asıl düşmanı durdurmaya çalışıyorduk. Araya da mitolojik canavarları serpiştiriyorduk.
Kane Güncelerin’de de tıpkısının aynısı oluyor resmen. İlk kitapta içimizdeki kötüyü yeniyor sonra onun bir kukla olduğu çıkıyor ve tanrıları ve dünyayı yok etmek isteyen asıl düşmanla savaşıyoruz. Ben açıkçası beklediğim farklılıkları bulamadım. Tutulmuş bir şeyi bozmamak için yapılsa da fazla kopya olmuş.
Bunun dışında ise Mısır Mitolojisi ile Yunan Mitolojisi ne kadar farklıysa bu kitaplarda o kadar farklı diyebilirim rahatlıkla.
Dili ve Üslubu daha edebi olabilecekken biraz daha geniş bir kesime hitap etmesi için hafifletilmiş ve cümleler sadeleştirilmiş. Seriyi okuyan daha küçük kesimin ilgisini çekebilmek amacıyla Ses kayıt olayı, Carter-Sadie geçişleri vs. yapılmış.
Bu olaylar benim kitap okuyuşumu bozdu maalesef. Kitap sürükleyici bir şekilde Carter’ın ağzından giderken (veya tam tersi) bir satır başına geliyorum, Sadie, “Yeter Carter sıra bende.” ya da “Yanlış anlatma şapşal.” tarzı bir cümle kuruyor ve olay farklı bir ağızdan devam ediyor. Bu da benim konsantrasyonuma engel oluyor ve akıcılığa sekte vuruyor.
Bu sekteye rağmen kitap gayet rahat ilerliyor, bir 10 bölüm sonra daha az rahatsız olmaya başlıyorsunuz geçişlerde, yeterince akıcı ve sürükleyici bir portre çiziyor.
[stextbox id=”black”]“Günümüzde Mitoloji” Olgusu ve Kitabın İçinde Mitoloji
Kitabın temeli ve kitabı popülerleştiren şey bu aslında. Bunu öğretici ve faydalı bir yanı da var ki Kane Güncelerini okuyan bir kişi ilk iki kitabın sonunda bile yeterli bir mitoloji bilgisiyle donanıyor. Bazen de “Percy Jackson’da şöyle ama mitolojide değil.”, ”Kane Günceleri’nde şöyle ama mitolojide değil.” tarzı düşünceler oluyor. Şunu da belirtmek isterim ki saf mitoloji kitabı değil Kane Günceleri (veya PJ).
Burada mitolojiyi günümüze adapte etme söz konusu, birebir geçiremezsiniz ki sonuçta. Yazarımız işte bu yaratıcılığı mükemmel bir şekilde ortaya koyuyor. Mitolojiyi günümüze adapte ediyor. Bu açıdan kendisini tebrik ediyorum.
Okumayanlara tavsiye ederim.