Kara Gemi’den Dehşet Hikayeleri

kara gemiden dehset hikayeleri top

Çocuk kitaplarına bayılırım. Kapaklarına, resimlerine… Belki çocukluğumun kitap okuyarak değil de filmler tarafından büyülenerek, top peşinde koşturarak, uçurtma uçurarak, bisiklet tepesinde mahalleyi turlayarak, atari salonlarında Street Fighter oynayarak geçmesidir neden, bilemiyorum.

kara gemiden..Neyse konuyu dağıtmadan devam edeyim isterseniz. Epey oldu, bir alışveriş merkezinde dolanırken mini bir kitap fuarı ile karşılaştım. Çocuklar için kitap basan yayınevleri toplamışlar kitaplarını, yığmışlar alışveriş merkezinin bir köşesine. Hemen bitiverdim başlarında ve başladım tek tek stantları dolaşmaya.

Tam Tudem Yayınevi’nin standına göz atıyordum ki kapağı, boyutu, kısacası basımı çok hoşuma giden bir kitapla karşılaştım. Aldım elime, incelemeye koyuldum. Kapağındaki iki çocuk el ele tutuşmuş, hayaletlerle dolu bir sis bulutunun içinden bana bakıyordu. Çocukların tepesinde ise şu yazıyordu:

Kara Gemi’den Dehşet Hikâyeleri – Chris Priestley”

Chris Priestley… Daha önce adını duymadığım bir yazardı. Kitabı kendim için istediğimi itiraf ederek -ki zaten bu kuşkusuz yüzümden de anlaşıyordu o an- satın aldım.

Eve geldiğimde ilk işim yatağa uzanıp, yeni keşfettiğim hazine sandığının kapağını aralamak oldu. Derken o kapak ardına kadar açıldı, parıldayan cümleler, elmastan öyküler gözlerimi kamaştırdı. Ve ben de hazinemi büyülenerek seyre daldım.

Harika bir yazarın kaleme aldığı, muhteşem bir kitaptı “Kara Gemi’den Dehşet Hikâyeleri”.

kara gemi...Chris Priestley’i okurken insan bir an Poe okuduğu hissine kapılıyor. Yazar size gotik bir festival vaat ediyor. Kendinizi bir anda öykü kahramanlarının yanında, heyecan ve merak içinde buluveriyorsunuz.

Kitabın konusundan kısaca söz edersek: Ethan ve Cathy babalarıyla birlikte bir uçurumun tepesine kurulu eski bir handa yaşamaktadır. Han günlerdir süren bir fırtına tarafından kuşatma altına alınmıştır. İki kardeş hastalanınca babaları, doktor bulma ümidiyle handan ayrılmak zorunda kalır. Yalnız başlarına kalan çocuklar ansızın vurulan kapı ile ürkerler. Gelen genç bir denizcidir. Bu esrarengiz denizci, gece boyunca, dehşet dolu hayalet öyküleri anlatacaktır iki kardeşe.

Priestley ülkemizde henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir hazine. Çocukların ve hep çocuk kalacakların kesinlikle ıskalamaması gereken harika bir yazar. Umarım daha fazla kitabı dilimize kazandırılır.

kara gemiden dehset hikayeleri

Not: Kitabı bitirir bitirmez araştırmaya koyuldum ve bu kitabın, konuları birbirinden bağımsız üç kitaplık bir seriye ait olduğunu öğrendim. Serinin bir diğer kitabı yine Tudem Yayınevi tarafından yayımlanan “Montague Amca’dan Dehşet Hikâyeleri”. Maalesef Tudem, serinin üçüncü ayağı olan “Tales of Terror from the Tunnel’s Mouth”u dilimize kazandırmamış henüz.

Ama olsun diyor ve korsanlarla, kanla, karanlıkta dolanan garip varlıklarla, tekinsiz eşyalarla, hortlaklarla dolu iki harika kitabın sizi beklediğini hatırlatarak yazıma son veriyorum.

Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Hala bir çocuğun kalbini taşıyorsanız emin olun pişman olmayacaksınız.