Kuşadası’ndan Sevgilerle | İnceleme

kusadasindan sevgilerle top

Son zamanlarda “Sokaklar Benim Yeniden” ve “Akisfer” adlı kitaplarıyla okuma gündemimize keyifli bir meşguliyet katan değerli usta Sadık Yemni, yeni kitaplarını ardı ardına sıralamaya devam ediyor. Bu kez bir sayfiye polisiyesiyle, “Kuşadası’ndan Sevgilerle” ile karşımızda.

[stextbox id=”black”]Serin sulardan kızgın kumlara

Kitapta olaylar, Mert R. Kurşun adlı sigorta dedektifimizin eski bir aile dostu olan Marion Palmer’dan bir telefon çağrısı almasıyla başlıyor. Kadının sesindeki endişe tınısını hemen algılayan Mete soluğu Kuşadası’nda alıyor. Ama yeteri kadar çabuk değil… Dedektifimiz otele vardığında Marion’ı odasında ölü bulur. Yerel polis bunun basit bir soygun cinayeti olduğunu ileri sürse de yılların deneyimine sahip olan Mert öyle olmadığından adı gibi emindir ve dostunun katilinin peşini bırakmaya da hiç niyeti yoktur. Böylece kısa ziyaretini uzatır ve bir taraftan adanın nimetlerinin tadını çıkarırken bir taraftan da olayı araştırmaya başlar. Kısa zamanda da işin ardında basit bir cinayetten çok daha fazlası, zekice kurulmuş bir kumpas olduğu ortaya çıkar.

[stextbox id=”black”]Film tadında, film yolunda

kusadasindan sevgilerle
Künye için resmen tıklayın!

Kitabın sayfalarını çevirmeye başladığınız anda dikkatinizi ilk çeken şey üstadın kullandığı dil oluyor. Son çıkan kitaplarının aksine bu kez birinci tekil şahıs anlatımını tercih etmiş kendisi. Bu da okurken kendinizi dedektifin yerine koyabilmenizi sağlıyor. Olayları onunla birlikte çözüyor, ipuçlarını birlikte çözüyoruz. Bu perspektifin getirdiği bir diğer farklılık da diyaloglarda gösteriyor kendini. Kitapta geçen konuşmalar uzun, ağdalı ve süslü cümlelerden değil de günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız devrik ve kesik diyaloglardan oluşuyor. Bu durum ilk başta okumayı biraz zorlaştırsa da sayfaları çevirdikçe alışmaya ve olayları birebir yaşıyormuş gibi hissetmeye başlıyoruz. Üzgün bir kadının bir türlü bitiremediği fakat acısını hissetmek için de tamamlanmasına ihtiyaç duymadığımız cümleleri, yetişkinlerin karşısında konuşmaktan utanan bir gencin devrik diyalogları derken o atmosferi, havadaki gerilimi, karşı tarafın çekingenliğini vb. hisseder oluyorsunuz.

Bir başka ilginç anekdot da kitaptaki yan karakterlerden biriyle, maktulün kocası Harry Palmer’la alakalı. Harry Palmer, Len Deighton tarafından kaleme alınan, silah taşımayan, yumruk atmayan, yemek pişirmeyi seven, mali sıkıntılar içinde yüzen bir İngiliz gizli servis ajanı. Sadık Yemni, gençliğinde kendisine çok şey katmış bu karakteri romanında kullanarak bir nevi vefa borcunu ödemiş bu eski dosta.

[stextbox id=”black”]Tarih ve kurgu iç içe

Kitabın bir diğer ilginç yanı, polisiye kurgusunun yanında gerçek bilgileri de içermesi. Sayfaların arasında karşılaşacağınız kişilerin büyük bir kısmı yani belediye başkanından tutun da tarihçisine, bar sahiplerinden turizm müdürüne kadar neredeyse hemen hepsi adanın hakiki birer sakini. Yine sayfalar arasına serpiştirilen tarihi olaylar, anlatılar, hatıralar ve mekânlar da sonuna kadar gerçek. Bu da kitabı okurken olaylara daha farklı bir açıdan bakmanızı sağlıyor.

Örneğin kitabın orta yerlerinde, tarih bilgisiyle adaya nam salmış Ali Bey’i Birinci Dünya Savaşı esnasında gerçekleşen ilginç bir olayı anlatırken görüyoruz: Luka adında bir yüzbaşı tarafından yönetilen İtalyan askerleri, o yıllarda Yunan istilasına karşı ada halkıyla birlikte omuz omuza çarpışmış Nasıl? Enteresan değil mi? Mete Kurşun da öyle düşünüyor ve bundan iyi bir film çıkar diyor kendi kendine. Bunu asıl söyleyen, hatta dile getirmekle kalmayıp gerçek bir proje haline getiren kişi sevgili Sadık Yemni elbette. “Kuşadası’ndan Sevgilerle” bahsettiğimiz film projesi başta olmak üzere pek çok kapıyı daha şimdiden açmış durumda. Bu bile kitabı dikkat edilmeye değer bir eser haline getiriyor.

Üstat Yemni’nin bir arkadaşına “Yazlık bir yerde geçen polisiye yazmak istiyorum.” demesiyle başlayan, arkadaşının da “Neden burada, Kuşadası’nda geçen bir tane yazmıyorsun?” demesiyle devam eden bir sohbetin buralara kadar geleceğini kim tahmin edebilirdi ki?

Kısacası polisiyeyle tarihin, kurgula gerçeğin başarılı bir şekilde harmanlandığı bir polisiye okumak isterseniz Kuşadası’ndan Sevgilerle sizin kitabınız.

Keyifli okumalar…