Bu adamlar sapık beyler bayanlar, normal normal işine gidip hikaye yazıp geri dönen, kulaktan dolma bilgilerle evren yaratan tipler değiller. Veya Wikipedia’dan okuduklarıyla yetinmiyorlar. nWoD kitapları arasından en sevdiğim, favorim olan kitabı tanıtmaktan ciddi ciddi gurur duyuyorum.
Karşınızda, Book of Dead.
nWoD kitapları arasında ilk okuduğum kitap bu oldu, Mirrors ve Core Rulebook’dan sonra. İyiki de bunu okumuşum, çünkü bu kitaptan aldığım gaz, sıkıcı olarak tabir edilebilecek bir iki kitabı rahatça okumama sebep oldu. Book of Dead, bir kitap olmaktan öte “mitolojik deliliktir”. Gerçek mitolojik bilgiye sahip olunmadan böyle bir kitap yazılamaz.
Kitap aslında Geist: Sin-Eaters adlı alt sistemin özellikle işine yarayacak olsa da, her türlü diğer sistemde de kullanılabilecek bilgiler vermektedir. Eğer ölüler dünyası ile alakalı çeşitli mitolojilerden bilginiz az ya da çok varsa eğleneceğinizi garanti edebilirim.
Giriş bölümü, Descent, kitabın anlattığı Underworld’ü, yani bi çeşit ölüler diyarını özetleyen bir takım yazılara sahip. Underworld’de Ruhlar (Ghost olanlar, Spiritler tamamen farklı) ve Geistler yaşıyor. Ee… Tabii her varlığın cinsini belirlemek bu kadar kolay olamayabiliyor.
İlk bölüm, Where the Light Still Shines, önce dünyanın bakış açısını ele alıyor. Dünya üzerindeki çeşitli mitolojiler, ölüler diyarı hakkındaki bilgiler güzel bir şekilde WoD evrenine uyarlanmış bir şekilde karşımıza burada çıkıyor ve çeşitli kültürlerin çeşitli inançları hakkında bilgi veriliyor. Gerçekten etkileyici! WoD ile ilginiz olmasa bile, karanlık atmosferde ve benzer konuda geçen bir FRP oynatmadan önce okumanızı tavsiye edeceğim bir yer burası.
İkinci bölüm, Chthonic Cultures ile Underworld’ün tasvirine ve karanlığına dalıyor kitap. Öncelikle, “Avernian Kapısı” denilen şeyleri anlatıyor.
Avernian Kapıları, belirli durumlar sonucunda ortaya çıkan, açılmak için bir ‘Anahtar’a ihtiyaç duyan görünmez kapılardır. Açık kalma süreleri tamamen dengesiz ancak genelde kısadır. ‘Anahtar’ bir fiziksel madde olabileceği gibi, bir durum olabilir. Mesela 100 yaşındaki bir adamın kapının olduğu yerde öldürülmesi. Tabii çok daha karmaşık şeyler de mümkün. Aynı zamanda “Mezarlık Kapıları” ve bunlar hakkında bilgiler de veriliyor.
İşin güzel tarafı, kitap öyle geniş fikirlilikle tasarlanmış ki, herhangi bir sistemle bunları çok rahat kullanabilirsiniz. Elbette, büyük riskler mevcut ancak büyük ödüller de -hayatta kalabilene tabii- mevcut.
Üçüncü bölüm, Dark Sympathies, genelde Geist üzerine odaklanmış ve özellikler ekliyor. Ancak onların dışında kullanabileceği Meritler ve özellikler de veriyor. Geist the Sin-Eaters sitemi oynatıyorsanız oldukça işe yarar bir bölüm.
Dördüncü bölüm, The Autochthonous Depths, Underworld’ün derinliklerine inilen kısım. Underworld, dünyadan tamamen farklı bir ortama sahip olduğu için ve tam büyüklüğü bilinmeyip, haritası mevcut olmadığından ötürü, bazı şeyler oldukça farklı mekaniklere sahip. Mesela yön bulmak, yemek bulmak… Her şeyin ölü olduğu yerde ne yemeği yahu? Underworld’ün Nehirleri ve bunun gibi karşılaşılabilecek şeyler hakkında küçük küçük bilgiler veriyor ve sizi daha fazlasını üretmeye heveslendiriyor.
Her bölüm bir öncekinden daha güzel. Ancak yine de son bölüm, hiçbir önceki bölümlerde anlatılan yerler kadar güzel değil .
Beşinci ve son bölüm, The Dead Dominions, olayın b.ka sardığı nokta.
Dead Dominions ismi, Underworld’de bulunan bazı krallıklardan gelmektedir. Bu krallıkların bazıları belirli yerlerde, bazıları birisi kaybolduğunda, bazılarıysa spesifik bulunma durumlarına sahiptir. Bu bölümde ona yakın olan Dead Dominion tanıtılıyor ve daha fazlası nasıl yaratılır diye bilgiler veriliyor.
Bir sonuca bağlamak gerekirse, eğer hikayede ilginç, absürt ve daima karanlık bir öğe kullanacaksanız ve ne olacağına karar veremediyseniz, Underworld’ün kolları sonuna kadar açık. Geist oynatıyorsanız zaten çoktan okumuş olmanız gerekiyor!
| Yiğit Levent | Baal Adramelech |