Uzun bir yolculuktan sonra kılıcımı çekip gökyüzüne bakıyorum. Kar, şiddetini dağın tepesine çıktıkça arttırmış ancak yine de Dovahkiin’e karşı koyamamıştı. Ejderha’nın kanat çırpışlarını duyuyordum, onu hissediyordum.
Kısa bir bekleyişin hemen ardından ona döndüm ve bağırdım. “JOOR-ZAH-FRUL!”
[stextbox id=”black”]FUS-
Güç
Skyrim çok özel bir oyun. Bethesda’nın uzun zamandır yaptığı en iyi oyun hatta. Fallout 3 faciasından sonra pek bir ümidim kalmamıştı açıkçası, ancak bu oyun olacağını beklediğimden daha iyi ve sağlam. Karmakarışık anlatmaktansa, her konuya bir paragraf ayıracağım. RO kısmında hikayenin başlangıcını öğreneceksiniz.
Mekanik ve grafik motoru olarak oldukça Oblivion’a benzer bir oyun Skyrim. Zaten kullandıkları Creation Engine, önceki oyunda kullandıkları Gamebyro Engine baz alınarak yapılmış, tamamen sıfırdan yapılmamış bir motor. Kaldı ki her ne kadar cilalansa da yaşını göstermediğini söyleyemeyeceğim. Skyrim maalesef Oblivion kadar devrim niteliğinde grafiklere sahip değil…
…Gerçi kimin umurunda? Oblivion mükemmel grafiklere sahipti evet, ancak hala dönüp dönüp Morrowind oynuyorsak grafikler cidden o kadar önemli olamaz. Hikaye anlatımı ve atmosferi verişi bir ayrı Skyrim’in. Oblivion’daki o kontrolsüzlük hissi yok. Obsidian’ın yaptığı Fallout New Vegas’dan ders almış gibiler neredeyse; Hikayeyi oynamanıza gerek olmadığı halde, o kadar akıcı, o kadar hafif ve atmosferik ki, ister istemez kendinizi “kaderinizi” öğrenmeye çalışırken buluyorsunuz. Verdiğiniz her karar karakterin değil sizin kararınızmış gibi oluyor.
Atmosfer konusunda ciddi anlamda abartı bir oyun Skyrim. Elbette inanılmaz buglara sahip şu çıktığı zamanın haliyle ancak bir Bethesda oyunu ne zaman o buglara sahip olmadı ki? Yine de mükemmel. Bir dağa tırmanırken, hızını arttıran kar yağışı odada titremenize veya bir mağaradaki ölü cesetler burnunuza kötü kokuların gelmesine sebep olabilir. Grafikler yüzünden değil, sadece oyun neyi ne zaman ve nasıl vereceğini iyi biliyor.
Bir sıkıntım, oyunda hiç büyü kullanmadan, saf bir savaşçı olmanın inanılmaz zor olması. Umut ediyorum ki gelecek yamalarla biraz güçlendirirler saf savaşçıları, çünkü bir seviyeye gelmeden önce kalkanla düşmanların saldırılarını bloklasanız bile hasar alıyorsunuz. Mantıklı, ancak büyü kullanıcılarının çeşitli güçlerinin yanında inanılmaz güçsüz kalabiliyor.
Oyunun bir güzel yanı, bir bölgedeki insanlara yardım etmeniz ve bir şeyler yapmanız, o insanların sizinle konuşurken söyledikleri şeyleri değiştiriyor. “Oha sen cidden Dragonborn’sun!” diyen adamlardan bıkmıyorsunuz değil tabi.
Ayrıca maalesef oyunun arayüzü inanılmaz kötü. O kadar rahatsız edici ki, 2 saat oynamadan alışamıyorsunuz rahat rahat. Ve hayır, alışmış olmanız kötü olmadığı anlamına gelmez.
[stextbox id=”black”]RO-
Denge
Dikkat, hafif spoiler içerebilir, oyunun başlangıç kısmından konuşacağım.
Karakterinizi Imperial, Nord, Redguard, Breton, Dark Elf, High Elf, Wood Elf, Orcs, Khajiit ve Argonian ırkları arasından seçiyorsunuz. Ardından yeterli seviyede detaya sahip yüz ve beden yaratma kısmından sonra, sizi direk olarak oyuna atıyor oyun. Ne sınıf seçmek, ne sınıf yaratmak var. Oyunda ne yaparsanız, karakteriniz o yönde gelişiyor. Bunları yazarken, 4 gündür 40~ saat oynadığım Nord karakterim 122. seviye kilit açma ve 90. seviye tek elli silahlara sahipti.
Skyrim, Oblivion’dan iki yüz küsür sene sonrasında geçiyor. İdam edilecek bir grup mahkumla bir sınır kendine götürülüyor ve tam kafanız kesilecekken şehre bir ejderhanın saldırmasıyla kurtuluyorsunuz. Tabi ejderhadan da kaçmanız gerekiyor ancak olur o kadar, kelleyi kurtardınız en azından. Oyundaki seçimler bu en baştaki tutorial’dan beri başlıyor ve oyunun tamamına yayılıyor.
Bu yıllarda Skyrim İmparatorluk ve İsyancılar arasındaki savaşlarla ikiye bölünmüş durumda. İsyancılar (Stormcloak oluyor bu amcaların adı), Skyrim’in kendi kendini yönetmesi ve İmparatorluğun artık defolmasını istiyorlar. İmparatorluk ise, biz Skyrim’e hep iyi davrandık, bu herifler her şeyi bozuyor diyorlar. Sanıyorum New Vegas’dan bir şeyler öğrenmişler cidden ki, tam bir iyi-kötü savaşı yok ortada. Her iki tarafında iyi ve kötü yaptıkları şeyler var ve oyuncu son sözü söylemek zorunda.
Bu olaylar yetmezmiş gibi bir de Ejderhalar uyanıyor ve ortalık tam şenlik havasına bürünüyor. Bir yandan Ejderhalarla uğraşıp, bir yandan şehirlerde kafanıza esen görevlere gidiyor, bir yandan Daedralarla uğraşıyor, bir yandan iç savaşta taraf tutuyorsunuz. İşler o kadar karışıyor ki bazen Hırsız Loncasının görevlerini yaptığınızı fark etmeniz zaman alıyor (gece 7’de diyaloglar bir birine karışınca yanlış görevi yaptığımı fark etmem zaman aldı biraz)!
Hikaye anlatımı konusunda gelişmiş olsa da, bir takım yan görevlerdeki yapaylık canınızı sıkabiliyor. Güzel tarafı zindanlar Oblivion’a göre çok daha iyi ve detaylı hazırlanmış. Aynı modeller kullanılmış olsa da, her zindan kendine özgü ve şu ana kadar 70’i aşkın zindan gördüğümü söylemeliyim. Bunların yarısının 2 veya 3 parça halinde olacak kadar büyük olduğunu ve bu şekilde bölündüğünü düşünürsek, 200’ü aşkın özgün zindan tasarlandığını söylemek pek abartı olmaz. Dragon Age 2 yapımcılarına sesleniyorum, demek ki yapılabiliyormuş değil mi?
Canımı sıkan bir nokta, savaşacağımız düşmanların sayısının az olması oldu. Bir yaratık ve varyasyonları şekilde ilerliyor ve varyasyonları saymazsak cidden az (10-20 arası?) canavar var benim gördüğüm. Varyasyonlarla beraber bu sayı 50-60 oluyor olsa da, bu ölçekte bir oyun için ciddi sayıda az geldi.
Ve müzikler! Bir ejderha gözüktüğünde başlayan mükemmel müzikle gazlanıp, bir ejderhaya cidden saldırıyormuşsunuz gibi hissetmeniz hiç zor olmuyor. Sesler, müzikler ve oyunun tüm animasyonları (özellikle kamera), bunu desteklemek ve sizi oyun içinde hissettirmek için yapılmışlar!
Bu arada, oyun oynamak için ortalama altı bir İngilizce istese de, ortalama üstü bir İngilizceyle alacağınız zevki 30-40 katına çıkarabilirsiniz.
[stextbox id=”black”]DAH!
İtme
Özetlemek gerekirse, Skyrim inanılmaz derecede atmosferik, eğlenceli ve karakterli bir oyun olmuş. Pek çok sıkıntısı var ve bunların bir kısmı yamalarla, bir kısmı ek paketlerle ve bir kısmı da modlarla düzeltilecek olsa da, yine orada burada bu hatalarla karşılaşacağıma eminim. Sonuçta bu bir Bethesda oyunu ve Oblivion iki ek paket, sayısız yama ve moddan sonra hala hatalara sahip. Ama açık dünya oyunu yapmanın en büyük riski de bu elbette, inanılmaz sinir edici ve komik hatalar ortaya çıkabiliyor.
RPG oyuncularına şiddetle tavsiye ederim. Ancak sınav haftasından önce başlamayın, üzülürsünüz.
Yiğit Levent | Baal Adramelech |