Kaybolan Kule

Ay ışığı altındaki bir kıyıda solgun bir prens haykırıyordu. Kadim ezgi buz tutmuş gökyüzünde yankılandı: Anımsa yazgıyı saptayan o geceyi, ve yardım et zordaki kardeşineUnutulup gitmiş Mahvolmuş Halkın geride bıraktığı lanetli bilgiyi kurcalamak, boyutlar arasındaki engeli yıktığında… Ezeli Şampiyon ile tanışma vakti gelmişti: “Yine belleğimi yitiriyorum. Bir isim -başka bir isim! Benim binlerce adım var. Binlerce kahraman oldum ben. Anılar, rüyalar, varoluşlarAnlamıyor musunuz? Bunu anlamaya bir tek ben mi mahkumum? Ben, Ezeli Şampiyon diye çağrılanım -ben, sonsuza dek var olmuş kahramanım- ve evet, ben aynı zamanda sizim. Biz üçümüz aynı yaratığız ve binlerce ayrı yaratığız. Biz üçümüz tek bir şeyiz- sonsuza kadar mücadele etmeye ve asla nedenini anlamamaya mahkumuz.Değişen hiçbir şey yoktu. İki kez güldü ve son kez konuşurken gözlerinden yaşlar döküldü:

“Ah, Hayat ne kadar kederli!”