Yokyer

ORADA BAMBAŞKA BİR GERÇEKLİK VAR…

Richard Mayhew, Londra’da mütevazı bir hayat süren, sıkıcı bir işi ve oldukça talepkar bir nişanlısı olan genç bir adamdır. Bir akşam kaldırımda yürürken yaralı bir kıza rastlar. Ona yardım etmek için durur… ve bunun sonucunda, tanıyageldiği hayat tarihe karışır.Birkaç saat sonra, yardım ettiği kız da ortadan kaybolur. Ertesi sabah Richard Mayhew ait olduğu dünyadan silinmiştir. Banka kartları çalışmaz, taksiler onun için durmaz, emlakçısı onun dairesini başkasına kiralar. Richard artık görünmezdir! Kanalizasyonlar ve terk edilmiş Metro istasyonlarından oluşan bir yeraltı labirentindeki, canavarlarla azizlerin, katillerle meleklerin bir arada yaşadığı, gölgelerden ve karanlıktan ibaret bir Londra’da yaşamaya mahkumdur. Gerçekliğin yarıklarından aşağı düşerek, tamamıyla farklı bir yere, Yokyer’e iner.

Burası, Richard’ın Yukarı Londra’da hayatını kurtardığı kızın, Door’un yurdudur. Kasvetli ve mumla aydınlanan bu diyarda büyük bir güce ve soyluluğa sahip olan Door ailesinin neden katledildiğini bulmaya çalışmaktadır. Bu arayış aynı zamanda, bu tuhaf yeraltı krallığını yok oluşa götürmeyi amaçlayan kötülüğü de engellemeye yöneliktir. Dönecek bir yeri olmayan Richard Mayhew da, Leydi Door’un arkadaşlarıyla birlikte girdiği bu kararlı –ve muhtemelen ölümcül– arayışa katılmak zorunda kalır.

Garip tarihi dönemler ve tehlikeli uyumsuzlukların içinden geçilerek, sürekli aşağı doğru yapılacak bu ürkütücü yolculuk Richard’ın son umudu ve gerçekliği, rahatsız edici bir şekilde, her an azalmakta olan ‘gerçek’ dünyaya tek dönüş yoludur.

Gaiman, basitçe söylemek gerekirse, hikâyelerin hazine evi gibi ve biz de ona sahip olduğumuz için şanslıyız…
-Stephen King-

Bu kitabın bitmesini hiç istemedim… Avcı, Islington, Door… bu karakterler artık hayatımın bir parçası… Yokyer beni çok mutlu etti.
-Tori Amos-

Gaiman bir usta… Alanındaki hiç kimse bundan daha iyi olamaz…
-Peter Straub-


Çevirmen ve editör ile yapmış olduğumuz röportaj için buraya tıklayın!