Angel-A | Kritik

angel a 1

[stextbox id=”alert” color=”330000″ bcolor=”330000″ bgcolor=”efefef”]Benim adım Andre. Andre Maussah. 28 yaşında bir amerikan vatandaşıyım. Paris mükemmel bir şehir ama tadını pek fazla çıkaramıyorum. Çünkü çok meşgul biriyim. Yapmam gereken çok fazla işim var.
[stextbox id=”info” float=”true” align=”right”]melahatKRİTİK

Melahat Yılmaz
[Arşivi]

Andre onu ekranda gördüğümüz ilk andan itibaren yalan söylemeye başlar. Aslında inannılmaz derecede beceriksiz ve neredeyse Paris’in tüm kötü adamlarına borcu olan bir dolandırıcıdır kendileri. Bir o kadar da yalancı. Yolun sonuna gelmiştir. Ya borçlarını gece yarısına kadar ödeyecektir ya da…

İyice köşeye sıkıştığı bir anda, gidip çekilişten kazandığı amerikan vatandaşlığına duyduğu güvenle, onu öldürmek ve ya çeşitli yöntemlerle sakat bırakmak isteyen hasımlarından kaçmak amacıyla ABD konsolosluğuna sığınır önce. Fakat işlediği suçlar hızlıymış dediği bilgisayar ekranında görücüye çıkınca kapı dışarı edilir. Çaresizce romantikler şehrinin sokaklarında yürümeye başlar. Tıpkı montunun cebinden çıkaramadığı sakat sağ kolu gibidir kurtulmak için bulmaya çalıştığı fikirler. Bir türlü çıkmazlar beyninin ceplerinden. Çaresizlik içinde karakola koşar. Kendi tutuklatmak bulabildiği tek çaredir. Fakat karakoldan da karga tulumba dışarı atılır. Son çare kalmıştır geriye. İyi bir intihar sahnesi sergilemek…

angel a 3

Ama işler umduğu gibi gitmez,köprüye çıkar. Başını yukarı kaldırıp bağırır önce; istediğin bu mu? Benden vaz mı geçtin? Neden sorularıma cevap vermiyorsun? İşte tam mimarisiyle insanı büyüleyen köprünün korkuluklarından sarktığı anda, uzun bacaklı, güzel bir sarışın kendini suların ıssızlığına bırakır. Andre’de peşinden. İşte böylece karşılaşmış olur Angela ile…

Andre karşısında sırılsıklam uzun bacaklarını pervasızca açmış kadına bakar nefes nefese. Kızgındır. Bugüne kadar istediği hiç birşeyin olmadığı yetmiyormuş gibi ölümü bile ona çok görülmüştür. Bağırır sarışın afete neden kendini öldürmek istiyorsun ki? Neden gidip hayatını bir amaca adamıyorsun? Git Hindistan’daki yetimlere yardım et.

Angela neden o kadar uzak? Diye sorar ve Andre’ye hayır diyemeyeceği bir teklifte bulunur kendisini ona adamak ve yardım etmek.

Angel-A aslında başlı başına bir kedini arayış öyküsü. Andre ve Angela Paris’in boş sokaklarında gezinirken sizde peşlerine düşüp yaşadıkları her olayda kendinize bakıyorsunuz. Acaba içimde olan aynaya yansısaydı nasıl görünürdüm? Kısa ve çirkin mi? Baş döndürücü ve özel mi? Filmi seyrederken başrol oyuncularından biri olan şehir de sizi büyünün içine çekiyor.

angel a 4

Luc Besson imzası taşıyan Angel- A yönetmenin uzun bir ara verdikten sonra çektiği 10. Filmi. 1999’da çektiği Joan Of Arc adlı filmi gişede ve eleştirilmenlerce büyük bir hezimet olarak görüldükten sonra kabuğuna çekilip kamerasını bir kenara koyan yönetmen 2005 yapımı bu fantastik iç hesaplaşma filmiyle yeniden döndüm diyor bizlere. Yapımda şehrin kullanımından tutun, siyah beyaz ekranın film ilerledikçe parlamasına, kullanılan müziklerin yerli yerinde durmasına, kostümlerine kadar herşey sanatçının yeniden dönüşünü işaret ediyor gibi. Siyahlar beyaza, beyazlar griye dönerken bizde bu iki zıt karakterin birbirleriyle birleşmelerini görüyoruz. İki rengin boyadığı Paris semalarında. Kullanılan teknik filme farkındalık kazandırmakla kalmayıp gözlerimizi huzura da davet ediyor. Aynı zamanda filmin senaryosu da yönetmenine ait. Yapımın müziklerine Anja Garbarek imza atmış. Uzun bacaklı, sig
ara tiryakisi meleği başarılı performansı ile Rie Rasmussen canlandırırken, Andre rolünde ise yer aldığı projelerde ikinci adam olarak görmeye alıştığımız ve birinci adamlığa başarılı oyunculuğu ile bu yapımda terfi eden Jamel Debbouse görüyoruz. İkilinin uyumlu kimyası öyküyü keyifle seyretmemizi sağlayan sebebplerden biri oluyor 88 dakika boyunca.

Hayatımızı başlangıcında biz seçemeyiz. Doğru. Herşey öğrenmekle ilgilidir. Biri nasıl yapılacağını göstermediği sürece kendimizi bile sevemeyiz. Andre de böyle bir adamdı işte. Yalancı, korkak, güvensiz. Özellikle de kendi sevmeyi bilmeyen bir dolandırıcıydı. Ta ki meleği gelip ona; seni seviyorum diyene kadar.

Hepimiz onun kadar şanslı olur muyuz bilmiyorum ama melekler her zaman bizi kurtarmak için gökten tepemize düşmeselerde bildiğim bir şey var. Kısa bir an aynanın karşısına geçip kendinize seni seviyorum dediğinizde oluşacak olan mucize. Herşey sevmekle başlar diyenlere gülüp geçmeyenlerdenseniz bu film tam size göre. İflah olmaz olanı sevgiyle değiştiren bir melek var lakin içinde. Meleğiniz hep sizinle olsun.

Huzurla…

angel a 5