Doctor Sleep | Okuma Parçası

doctor sleep
1977 senesinin Aralık ayının ikinci gününde, Colorado’nun en büyük resort otellerinden birisi yanıp kül oldu.

İtfaiye tarafından yapılan araştırmalar, sebebin bozuk bir buhar kazanı olduğunu ortaya koyduktan sonra The Overlook Oteli’nin tamamen yok olduğu bildirildi. Kaza vuku bulduğunda otel kış için kapatılmıştı ve orada yalnızca dört kişi bulunuyordu. Üçü kurtuldu.

Otelin durgun sezonunun bakıcısı John Torrance buhar kazanının basıncını başarısız ama kahramanca düşürme çabaları sırasında öldü. Basınç, çalışmayan bir emniyet valfi yüzünden tehlikeli ve yüksek seviyelere çıkmıştı. Hayatta kalanlardan ikisi bakıcının karısı ve genç oğluydu. Üçüncüsü ise The Overlook Oteli’nin aşçıbaşı Richard Hallorann’dı, Florida’ya sezonluk bir iş için gitmiş ve “güçlü bir önsezi” diye adlandırdığı sebepten ötürü Torrance ailesinin başının belada olduğunu anlayıp geri gelmişti.

Kurtulan iki yetişkin patlamada kötü yaralanmışlardı. Sadece çocuk yaralı değildi, en azından fiziksel olarak.

Wendy Torrance ve oğlu The Overlook Oteli’nin sahibi olan şirketten bir ödeme aldı. Fazla büyük değildi ama kadın sırt ağrıları yüzünden çalışamaz durumdayken onları üç yıl idare edebilecek kadar yeterliydi. Danıştığı bir avukat ona, eğer diretip zora koşarsa belki biraz daha –hatta çok daha fazlasını- alabileceğini söyledi çünkü şirket mahkemelerden uzak durmaya hevesliydi.

Fakat o da aynı şirket gibi Colorado’daki o felaket kışı yalnızca arkasında bırakmayı arzuluyordu. İyileşeceğini söyledi ve iyileşti tabii sırt ağrıları yaşamının sonuna kadar onun yakasını bırakmadı. Kırık omurlar ve kaburgalar iyileşebilirdi lakin asla sızlanmayı kesmezdi.

Winnifred ve Daniel Torrance bir müddet Maryland’de yaşadılar, sonra Tampa’ya sürüklendiler. Bazen Dick Hallorann – güçlü önsezileri olan adam- Key West’ten onlarla konuşup özellikle genç Danny’yi ziyaret etmek için geliyordu. Aralarında bir bağ vardı.

1981 yılının Mart ayındaki bir sabahın erken saatlerinde Wendy, Dick’i aradı ve ondan ziyarete gelmesini istedi. Dediğine göre Danny gece uyanmış ve ona banyoya gitmemesini söylemiş, onun akabinde de bir daha konuşmayı reddetmişti.

Çocuk işemek için uyandı. Dışarıda güçlü bir rüzgâr uğulduyordu –sıcaktı, Florida’da neredeyse her zaman sıcaktı – ama o sesten hoşlanmadı ve asla seveceğini de sanmıyordu. Ona The Overlook Oteli’ni hatırlatıyordu, bozuk bir buhar kazanının olabilecek en uzak tehlike olduğu yeri.

O ve annesi ikinci kattaki küçük bir kiralık dairede oturuyorlardı. Danny annesinin odasının yanındaki küçük odadan çıktı ve koridoru geçti. Rüzgâr şiddetlendi ve binanın yanındaki ölen palmiye ağacının yaprakları kamçılandı. Sesler kemik gibiydi.

Hiç kimse kullanmadığı zaman banyonun kapısını daima açık bırakırlardı zira kilidi kırıktı. Şimdiyse kapalıydı ama annesi banyoda değildi. The Overlook Oteli’nde aldığı yüz yaraları sayesinde şimdi yumuşakça horluyordu ve şu an sesi odasından duyulabiliyordu.

“Peki o zaman,” diye düşündü. “Kazara kapattı o zaman, hepsi bu.”

O anda dahi biliyordu. Kendisi de güçlü önsezileri ve görü gücü olan bir çocuktu ama bazen bilmeniz gerekirdi. Bazen görmeniz gerekirdi. Bu, Overlook’un ikinci katındaki bir odada öğrendiği bir şeydi.

Çok uzun, çok esneyen, çok kemiksiz bir kol ile uzanarak tokmağı çevirip kapıyı açtı.

Aynı tahmin ettiği gibi 217 numaralı odadaki kadın oradaydı. Bacaklarını açmış, solgun kalçaları kabarmış halde çırılçıplak tuvalette oturuyordu. Derisi soyulmuş göğüsleri sönmüş balonlar misali aşağıya sarkmıştı. Midesinin altındaki kıl öbeği griydi. Gözleri de griydi aynı çelik aynalar gibi.

Çocuğu gördü ve çürümüş dudakları bir tebessümle gerildi.

“Gözlerini kapa,” demişti Dick Hallorann bir zamanlar ona. “Kötü bir şey görürsen, gözlerini kapa ve kendi kendine onun orada olmadığını söyle ve gözlerini tekrar açtığında gitmiş olacaktır.” Fakat bu, beş yaşındayken 217 numaralı odada işe yaramamıştı ve şimdi sekiz yaşındayken de işe yaramazdı. Bunu biliyordu. Onun kokusunu alabiliyordu. Kadın çürüyordu.

Adının Bayan Massey olduğunu bildiği bu kadın mor ayaklarının üstüne kalktı ve ellerini ona doğru uzattı. Kollarındaki etleri aşağı sarkmıştı, neredeyse damlar gibi. Eski bir dost görmüşçesine gülümsüyordu, ya da yiyecek iyi bir şey görmüşçesine.

Serinkanlılıkla karıştırılabilecek bir ifadeyle Danny yavaşça kapıyı kapadı ve geri adım attı. Tokmağın sağa, sola ve yeniden sağa dönüp sabit kalmasını izledi. Şu an sekiz yaşındaydı ve korkusuna karşın birazcık mantıklı düşünme yetisine sahipti – bunun sebebi kısmen zihninin derinliklerinde bir yerde bu olanları bekliyor olmasıydı. Gerçi çocuk en sonunda gelecek olanın Horace Derwent olacağını sanmıştı, ya da babasının Lloyd dediği barmenin. Bütün bunlar olmadan evvel Bayan Massey’nin geleceğini bilmesi gerektiğini düşündü.

Çünkü Overlook’taki bütün ölü şeyler arasında en kötüsü oydu…


Çeviri : Serhan Vural