The Witcher | Okur Yorumları

The Last Wish Blood of Elves
The Last Wish Blood of Elves Front US
NathanS9 Haziran 2011 Witcher, Rivialı, Geralt. Bu onun hikâyesi. Bu kitap onun tüm kısa hikâyelerini tek bir fantastik öyküde topluyor. Çok eğlenceli ve okuması kolay bir kitap. Salvatore ya da Terry Brooks hayranları büyük keyif alacaktır. Geralt ilgi çekici bir karakter ve yaratık avcılığındaki uzmanlığı ilginizi en başından yakalıyor.


Shamgar “Jack” – 18 Ocak 2010

Nadiren de olsa, tesadüfen “The Last Wish” gibi bir edebi mücevhere rastladınız mı hiç? Tıpkı tozlu bir yolda yürürken işlenmemiş bir elmasa denk gelmek gibidir.

Sapkowski “hikâye anlatma” dehasına ilavaten iyi yetişmiş bir hayal gücüne sahip.

Eğer kendinizi kontrol etmezseniz bu kitabı bir oturuşta bitirebilirsiniz, sıkılmayacaksınız, bir sonraki sayfaya hatta her sayfaya geçmek için sabırsızlanacaksınız.

Sadece gerçek canavar âşıkları değerlendirmemle hemfikir olmayacaktır!


Thomas Chestnut “Tom C.” – 8 Haziran 2008

Kitabı, kitaptan uyarlanarak yapılmış “The Witcher” adlı bilgisayar oyununu oynadıktan sonra okudum. The Last Wish’i gerçekten çok sevdim ve bence fantastik kitaplarla ilgilenmiyor olsanız bile sadece hikayelerin muhteşem konularından ötürü bu kitabı sevebilirsiniz. Öyküler tipik iyi/kötü ayrımına sahip de değiller, daha çok ahlaken muğlak ve sonuçlarla, durumlarla ilgili muhakeme yapma üzerine yoğunlaşıyor.

Kitap, bir yaratık avcısı olarak yetiştirilmiş Witcher Geralt ile ilgili hikayelerden oluşuyor. Fakat bazen orada – burada ona sorun çıkaran bir insanı öldürmek zorunda da kalabiliyor. Her bölüm Geralt’ın hatırladığı farklı bir hikâyeden ibaret ve her bölüm kitap boyunca kendi hikaye ve kurgusunu oluşturarak onunla birlikte başlıyor. Bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum ve eğer oyunlarla ilgileniyorsanız “The Witcher” oyununa da (harika bir oyun) bir şans verin derim. Umarım Sapkowski’nin tüm Witcher kitapları Amerika’ya gelir.


J. Bauer “Gentle Reader” – 20 Haziran 2008

Amerikan yazarlarından başka bir şey okumak adına, Polonya’daki başarısına dair kısa bir makale okuduğum Sapkowski’ye yöneldim. Güzel bir eser: Harika değil, ama kesinlikle ilginç bir okumalık. Küçük espriler güzel çevrilmiş.

Witcher, tam olarak Moorcock serilerinin Elric’i gibi değil, ama o da kendi zaaflarıyla dolu ilginç bir kahraman. Meraklı arkadaşlara ve tanıdıklara sahip.

The Witcher ve Bay Sapkowski’den daha fazlasını görmeyi bekliyorum. “The Night Watch” kadar leziz olmasa da iş görüyor.


Poisoned Blade – 25 Mayıs 2008

Kitaba başlamadan önce, kitaptan uyarlanarak yapılmış “The Witcher” isimli PC oyununu bitirdim. Oyundaki karakterleri, hikâyeleri, aksiyonu ve oyunun temasını gerçekten çok sevdim. Geralt profesyonel bir yaratık avcısı. Yaratıkları avlamak için kılıç, simya ve büyü kullanıyor. Zaman zaman kendi gizli amaçları olan insanlarca yanlış yönlendirilebiliyor ve bazen insanların canavarlardan daha kötü olabildiğini anlıyor. Çünkü yaratıklarla savaşırken en azından ne uğruna dövüştüğünüzü, hangi tarafta olduğunuzu bilirsiniz. Geralt, oyunda neredeyse bir süper kahraman. Zombi dolu bir bataklık bile onun için problem değildir.

Kitapta, Geralt oyundaki kadar sert değil. Bazen, 80’lerin TV aksiyon kahramanları gibi hissettiriyor. Harika bir savaşçı değil ve oldukça kolay biçimde aptal yerine konabiliyor. Oyunu oynadıktan sonra kitabı okuyunca bir parça hayal kırıklığına uğradım çünkü Geralt’ı daha çok “Unutulmuş Diyarlar” karakteri Drizzt gibi biri olarak bulmayı bekliyordum. Bir özel dedektif gibi değil…

Kitap, Geralt’ın maceraları etrafında dönen altı kısa hikâyenin derlemesi. Çok iyi yazılmışlar, ama epik bir histen yoksunlar. Daha çok çarpıtılmış peri masallarının çığırından çıkması gibiler. Eğer kahramanca maceralar arıyorsanız bu sizin kitabınız değil. Eğer peri masallarına benzeyen, karanlık ve ilginç hikâyeler arıyorsanız o zaman beğenebilirsiniz.

Sonuçta kitap sadece iyi. Kötü değil ama harika da değil. Kitaba 5 üzerinden 3, oyuna ise 5 üzerinden 4 puan veririm.


Limorkil9 Haziran 2009

“The Last Wish” gerçekten de harika bir fantastik kitap ve Sapkowski bizim dilimizi konuşanlar tarafından çok daha fazla övgüyü ve tanınmayı hakkediyor.

Bu kitap, birbirlerine bir başka “flashback” öyküyle bağlanan kısa hikâyeler kitabı. Genellikle kısa hikâye kitaplarından hoşlanmam fakat “Last Wish”teki tüm öyküler aynı karakter, Witcher Geralt hakkında olduğundan daha çok bir roman havasına sahip. Geralt, tıpkı Elric ve Drizzt tarzında bir savaşçı/büyücü. Canavarlarla savaşıyor ve insanlara yardım ediyor fakat karşılaştığı “sıradan halkın” çoğu kendisine güvenmiyor. Kendisi Sapkowski’nin yarattığı pek çok ilginç karakterden yalnızca biri, ki görünüşe göre karakterizasyon ve diyalog kurmada yazarın üstüne yok.

Hikâyeler aksiyon yüklü ve olaylar kısmen Orta Çağ Avrupa’sını kısmense Grimm Kardeşlerin peri masallarını çağrıştıran bir dünyada geçiyor. Eğer şeytani “Alice Harikalar Diyarı” ve benzerleri gibi çarpıtılmış çocuk masallarını seviyorsanız burada da karşılaşacağınız şey de bu. Çünkü Sapkowski’nin dünyası sıklıkla peri masallarının ardındaki “gerçek” anlamı tasvir ediyor. Bu dünyada prensesler kulelere iyi bir sebepten dolayı kapatılıyor ve onları kurtarmak için girişilen kahramanca hareketler genellikle parçalanan boğazlarla sona eriyor.

Ufak da olsa bir eleştiride bulunabilirim fakat bu eleştiri yalnızca Sapkowski’ye değil tüm fantastik edebiyat yazarlarına yöneltilebilir. Ben fantastik edebiyat yazarlarının “ciddi savaşçı” karakteriyle sürekli eşleştirme ihtiyacı duydukları “komik” karakterleri sevmiyorum. Ozan Dandelion eğlenceli ve sıkıcı olmak arasındaki çizginin üzerinde iyi ilerliyor ve sadece birkaç hikâyede göründüğü için memnunum. Aynı zamanda fantastik romanlardaki standart kadın tiplemelerini de sevmiyorum. Tıpkı kendini beğenmiş o***unun teki olan fakat sadece iyi göründüğü için herkesin müsamaha gösterdiği Büyücü Yennefer gibi. Geralt, karakterine ters düşecek şekilde Yennefer’in numaralarına çok kolay kanıyor ve ona olan düşkünlüğü hiç de inandırıcı değil. Fantastik edebiyatın çoğu büyük (erkek) yazarı klasikleşmiş kitaplarında hep benzer karakterleri kullanıyorlar. Sapkowski’nin bu kalıbı kıracağını umduğum için oldukça hayal kırıklığına uğradım.

Bu kitabı Drizzt, Elric, Conan, Fafhrd ve Grey Mouser (Fritz Leiber adlı meşhur Amerikalı yazarın ünlü fantastik romanı – çn.) – kısaca fantastik diyarların fantastik olduğu, iyi ile kötünün kesin çizgilerle ayrılmadığı, hükümdarların o kadar da soylu olmadığı, dünya hakimiyeti fikirleriyle dolu karanlık lordların bulunmadığı hikâyeleri seven herkese şiddetle tavsiye ederim. Sapkowski bu tarz hikâyeler yazan en iyi yazarların arasında yer alıyor. Öyküleri de oldukça orijinal ve bağımlılık yapıcı. Çeviri gayet iyi ve bilmesem çeviri olduğunu bile anlamazdım. Sanırım Sapkowski kendi dilinde de çok iyi olmalı.

Stanislav Syursin – 30 Ağustos 2009Uzun süredir Witcher kitaplarının büyük bir hayranıyım. Hepsini Rusça çevirisinden okuduğum için çok şanlıyım. Sorun şu: İngiliz yayımcılar kronolojik olarak “Last Wish”i takip eden “The Sword Of Destiny” adlı kitabı atladılar. “The Sword Of Destiny”, daha sonra “Blood of Elves”te görünecek yeni karakterleri tanıtıyordu. Bu hareket karşısında derin bir hayal kırıklığı yaşadım. Karım birinci kitabı okudu ve beğendi, ama şimdi “Blood of Elves”e devam edemiyor! “Blood of Elves”in Amazon’da “Last Wish”ten daha az puan almasına şaşırmadım. İnsanların kafası karıştı, hikâyenin akışı mahvoldu. Gollancz yayımlarına bu hakkındaki görüşlerimi ilettim ve işte verdikleri cevap: “Muhtemelen kısa hikâye derlemelerinin çok iyi satmadığının farkında değilsiniz, bu nedenle belli başlı yayınevlerinin bu tarz kitapları basması genellikle zordur. “The Witcher” konusunda şanslıydık çünkü birincisi, onu bir roman olarak yayımlamıştık ve ikincisi, bilgisayar oyunun çıkışıyla onu destekleyebilmiştik. Şu aralar, ne yapmamız gerektiğine dair yazarla görüşme halindeyiz, ancak lütfen karınızı “Blood of Elves”i okuması için teşvik edin…” Bir şekilde Bay Sapkowski’nin kendi isteği dışında, yayıncının isteklerine uyması için zorlandığına inanıyorum. Ve “kısa hikâyeler satmıyor” beyanı çoktan “Last Wish”in başarısıyla yalanlandı. Gollancz, “Sword of Destiny”yi ihmal ederek okurlara ve yazara büyük bir kötülük yaptı. Geçenlerde “Sword of Destiny”nin basılması için imza toplayan şu dilekçeyi buldum: http://www.petitiononline.com/GvR066kf/petition.html. Israrla herkesin katılmasını ve adlarını eklemesini için tavsiye ediyorum, çünkü kitap gerçekten de İngilizce konuşan kitlelerce okunmayı hak ediyor.


B. Kaelble – 9 Ağustos 2010

“Blood of Elves”, kendi başına iyi yazılmış bir kitap. Karakterler ilgi çekici ve bir fantezi kitabı için dünyası oldukça özgün. “Blood of Elves” kesinlikle yavaş bir kitap. Bu kendi içinde olumlu ya da olumsuz değil, özellikle serinin bir şey üzerine inşa edildiğini söyleyebilirsiniz.

Ancak, kitabın temposunun yavaş olmasının olumsuz yanı serinin devamının çevrilmemiş olmasındandır. “Blood of Elves” kendine yeten bir öykü değil. Kitabın gerçek bir zirvesi yok ve hiçbir şey çözülmüyor. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse tıpkı Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi’nin ilk kitabını okumak gibi. Hikâye kesinlikle bir yere gidiyor ama ilk kitap tam olarak herhangi bir şeyi bitirmiyor. Eğer serileri seviyor ve diğer kitaplar ulaşılabilirse bu bir problem değildir, ancak bunlar sadece Polonya’da bulunabiliyor. Eğer hikâyenin sonunu belki de asla göremeyeceğini bilmek sizin için bir sorun değilse bu harika bir kitap, ama bu tarz bir şey sizi rahatsız edecekse ben olsam uzak dururdum.


BookFiend – 22 Şubat 2011

Harika bir romandı. Geçen senenin başlarında okumuştum ve hâlâ ikinci bölümünün İngilizceye çevrilmesini bekliyorum. Ve maalesef, halen istekli halde bekleyişteyim.


A Kid’s Review – 1 Ocak 2011

Yayıncıların bu unutulmaz serinin diğer kitaplarını geçmesi / geciktirmesinden dolayı hayal kırıklığına uğramış olsam da sahip olduğumuz en iyi umut yazarı desteklemek için kitaplarının İngilizceye çevrildiğini görmektir. Bir bütün olarak, “The Witcher”ın epik fantezi masalı en iyiler arasında yer alıyor, alıştığımız türün %95’inin ulaşamayacağı kadar uzağında. Avrupa şirketinin bir video oyun serisi için Sapkowski’nin hikâyesini seçmesi şaşırılmayacak şey.


Jake – 31 Ocak 2011

“Blood of Elves” iyi bir kitap, beni yanlış anlamayın. Fakat benim sevdiğim kadar aksiyon yüklü değil. Ve Geralt kesinlikle ana karakter değil. Geralt’ın arka koltuğu aldığını gördüğüm için hayal kırılığına uğradım. Hâlâ kitabı seviyorum, ama Geralt’ın uzaklaştırılmasından dolayı ihanete uğramış gibi hissediyorum.

Ancak halen, İngilizceye çevrilecek yeni kitabı için yerimde duramıyorum.


Holofernes – 5 Mayıs 2009

Eğer “Witcher Evrenini” sevdiyseniz bu kitabı mutlaka okumalısınız, fakat sadece bir başka “muhteşem ve seksi kılıç ustasını” anlatan kısa hikâyeler bekliyorsanız tavsiye etmem. Her ne kadar “Last Wish”i okurken oldukça keyif almış olsam da bu tamamen farklı bir şey – Witcher evreninde geçen, gerçek bir hikâye örgüsü, anlatılacak daha uzun bir öyküsü ve gelecek kitaplarda daha fazlasını göreceğimizi vaat eden tam bir roman… MUHTEŞEM!

Bu kitap (tüm diğer şeylerin yanı sıra) Scoia’tael hareketlerinin başlangıcını, çeşitli ırkların nasıl dünyanın kendilerine ait köşelerinde yaşamaya başladığını açıklıyor ve Triss Merigold, Shani, Dandelion ve diğer ilginç karakterler hakkında daha fazla bilgi sunuyor. Kraliyet seviyesindeki politik meseleler tartışılıyor, takipler ve kıl payıyla kaçışlar birbirini kovalıyor ve katiller, işkenceciler ve büyücüler etrafta kol geziyor.

Geralt kitabın her yerinde karşımıza çıkıyor, diğer karakterlerin hayatına giriyor ve çıkıyor. Kitapta “yok” değil… sadece her hikâye özellikle onun üzerinde yoğunlaşmıyor. Benim görüşüme göre Ciri’nin olgunlaşarak büyücü bir kadına dönüştüğünü anlatan ana hikâye ilginç ve güzel; sıkıcı ve kötü değil.

Geralt, diğer karakterlerin gözünden daha enteresan ve aykırı bir savaşçı olarak görülüyor – belki beklediğimizden biraz daha karamsar ve içine kapanık fakat daha oturaklı. Bu kitapta kendine daha az güveniyor, bu da “Beyaz Kurt”un etrafta caka satarak dolaştığını görmek isteyenleri uzaklaştırabilir.

Yani… genel olarak daha az “kılıçlar ve fıstıklar”, daha fazla senaryo ve hikâye. Oldukça keyif aldım ve tek oturuşta bitirdim. Geri kalan hikâyeleri okumak için sabırsızlanıyorum.

Dip Not: Witcher oyununu oynayan ve beğenen herkes bu kitapta çok daha fazlasını görecek ve kitabı daha çok sevecektir.

#

Bu görüşler Amazon.com online kitap satış sitesinden, kitaplara ait sayfalara yapılan yorumlardan seçilerek hazırlanmıştır.

The Witcher ana sayfasına dönmek için tıklayın.