in ,

Canan Kim ile Söyleşi

Canan Kim ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi sizlerle. Birçok meşhur Stephen King kitabını Türkçeye kazandıran Kim, Kral’ın dünyasına dair sorularımızı yanıtladı.

Canan Kim Söyleşi
- Reklam -
- Reklam -

Merhaba! Canan Kim adını Stephen King’in Türk menşeili hayranları çok iyi bilir. Sahi, kaç roman oldu çevirdiğiniz?

Merhaba. Şu ana dek çevirdiğim ve Altın Kitaplar Yayınevi tarafından yayınlanan 17 roman var, bunlardan 9’u King’e ait. Stephen King’in Mahşer romanının kesintisiz versiyonu da çevirdim ancak henüz yayınlanmadığından onu bu sayıya dahil etmedim.

Bu King çevirisi hadisesi nasıl gerçekleşti ilk olarak? Sizin gibi çevirmen olmak isteyip yayınevleriyle iletişim kurmaya nasıl girişeceklerini bilmeyenler için de bir yol gösterici olması baabında hikâyenizi dinlemek isteriz.

- Reklam -

Aslında King romanları, her ne kadar ortaokuldan beri severek okusam da bilinçli bir tercih değildi. Yayınevine 2002 senesinde mektupla yaptığım başvuruyu olumlu karşılayarak bana birkaç sayfalık deneme çevirisi gönderdiler. Yapıp gönderdiğim çevirinin ardından bana ne tarz kitaplar çevirmeyi tercih ettiğimi sordular. Roman yanıtım üzerine Altın Kitaplar bana bir Stephen King & Peter Straub romanı olan Kara Ev’i gönderdi. Kitap kargoyla bana ulaşana dek hangi romanı çevireceğimi bilmiyordum. İlk çeviri olarak kalınlığıyla gözümü korkutmuş olsa da benim için güzel bir sürprizdi.

Peki bir çeviri nasıl hayat buluyor? Yani, siz orijinal kitabı elinize alıyorsunuz ve nasıl aşamalardan geçerek bize geliyor?

Çevirirken konuya hakim olmak benim için önemli. Bu yüzden tercümeye başlamadan önce orijinal kitabı baştan sona okurum. Okurken kafamda nasıl çevireceğime dair bir fikir oluşur. Bitirdikten sonra cümle cümle çevirisine başlarım. Tüm kitabı çevirdikten sonra ise bu kez çeviriyi baştan sona okuyup kontrol eder ve yayınevine gönderirim. Yaptığım iş konusunda mükemmeliyetçiyim, gönderdiğim çeviride hiç hata olmaması için gayret ederim.

The Dark Tower

Bugüne kadar en fazla keyif alarak çevirdiğiniz King romanı hangisi? Neden?

Kesinlikle “Kara Kule” serisi kitapları çünkü bu seri, benim en sevdiğim Stephen King yapıtıdır. Ortaokul, lisede okuyup çok sevdiğim serinin son kitaplarını çevireceğimi o günlerde söyleseler inanmazdım. O yüzden hem çevirirken çok keyif aldım, hem de çevirmekten büyük mutluluk duydum. Bunun, çevirilere olumlu anlamda yansıdığını ve okuyucuların beğendiğini umuyorum.

Peki ya tam tersi olan?

Mesleğimi çok sevdiğim için her kitabı çevirirken az veya çok keyif alırım. Bu soruya, beni en çok zorlayan romanı söyleyerek cevap verirsem, “Bir Aşk Hikâyesi” diyebilirim. Gerek boyutlar arası geçişleriyle karmaşık kurgusu, gerek anlatım dili olarak şimdiki zamanın çokça kullanılması ile çevirilmesi kolay olmayan bir romandı. King’in teknik anlamda ustalığını konuşturduğu bir roman olarak görürüm. Elbette hakkını vererek yansıtmak için elimden geleni yaptım ama dilerdim ki her King sever bu romanı orijinal dilinde okuyabilsin. Bunu bir çevirmen değil, okuyucu olarak söylüyorum.

Bir okur olarak Stephen King’in tarzı ve kurgularına dair hisleriniz?

King’in karakterlerini çok büyük bir başarıyla yaratıp güçlü kurgularına dahil ettiğini düşünüyorum. Kendimi Roland Deschain kadar yakın hissettiğim roman karakteri azdır. Pennywise’dan sonra kim bir palyaçoya, içi hafifçe ürpermeden bakabilmiştir?

Pennywise kimdir

King’in roman veya öykülerinden uyarlanan filmler de hayli fazladır. Siz onların da takipçisi misiniz? Eğer takipçisiyseniz bugüne kadarki en iyi ve en kötü uyarlamalar hangileriydi sizce?

Elimden geldiğince takip ediyorum ama her birini izlediğimi söyleyemeyeceğim. Seyrettiklerim içinde “Sadist”i çok başarılı bulurum. Tam olarak bu kategoriye dahil edebilir miyim bilmiyorum ama altı saat uzunluğundaki Mahşer uyarlamasını pek beğenmediğimi söyleyebilirim.

İlk okuduğunuz King yapıtı hangisiydi?

- Reklam -

Üzerinden çok zaman geçti, hatırlamıyorum ama aklımda ilk yer eden romanı “O”.

En son “Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece”yi çevirdiniz. Sıcağı sıcağına hislerinizi alabilir miyiz?

Üzerinde çalışırken çok keyif aldığım bir kitaptı. Okuyucular, King’i King yapan unsurları bu dört hikayede görebilir. Bazı bölümleri insanı irkiltecek kadar açık ve iyi anlatılmış. Okuyucuların bir an bile sıkılmayacağını biliyorum.

Sizin dönem dönem yerli Kara Kule forumlarında “çevirmen” nickiyle gezindiğinizi hatırlıyorum. Okuyucularla diyaloğunuz nasıldı? “Kara Kule” diğer King romanları kadar kolay okunabilir bir yapıya sahip değil. Şüphesiz çevirirken de zorlandığınız yönleri olmuştur. En çok ne zorladı sizi? Ve mutlaka aşırı keyif veren yönleri de vardır… Onları da rica etsek?

Kara Kule forumlarında bulunduğum dönem oldukça kısaydı aslında. Seriyi sevdiğim için ve benim için bu bakımdan daha anlamlı olduğu için forumlara dahil olmuştum. Diğer okuyuculara aldığım keyfi yansıtıp yansıtamadığımı, çeviriyi başarılı bulup bulmadıklarını ve çeviriden bağımsız olarak kitabı beğenip beğenmediklerini merak ediyordum. Aldığım olumlu tepkiler beni çok mutlu etmişti. Çevirmen olarak okuyuculardan ne kadar geri bildirim alırsam o kadar mutlu oluyorum. Hâlâ öğrenecek çok şeyim var ve bir hatam varsa düzeltmek, olumlu/olumsuz eleştiriler yardımıyla kendimi geliştirmek açısından okuyucuların görüşlerini çok önemsiyorum.

“Kara Kule” kitaplarını çevirirken beni zorlayan, King’in tamamen kendi kafasında yarattığı diller ve söyleyiş tarzları kullanması oldu. Bunlara uygun Türkçe karşılıklar bulmak için çok kez uzun uzun düşündüm. Örneğin Calla halkının konuşma tarzına karar vermek kolay olmadı. Bu gibi konular, çevirmene büyük sorumluluk yüklüyor. Ne mutlu bana ki tercihlerim şimdiye dek hep olumlu tepki aldı. Çok sevdiğim bu serinin son üç kitabını Türk okuyuculara aktarabilmek, benim için başlı başına büyük bir mutluluktu.

Uykusuzluk Kitap İncelemesi Stephen King

Stephen King ile bire bir iletişim kurma şansı buldunuz mu? Bulamadıysanız, bulsanız ne söylersiniz?

King ile bir iletişimim veya bu yönde bir girişimim olmadı. Bulsaydım tebrik eder, bizi Orta Dünya’ya tekrar götüreceği için teşekkür ederdim.

King dışında hangi yabancı/yerli yazarları okumayı seversiniz?

Daima bir masal insanı olduğumdan fantastik dünyayı çok severim. J.R.R. Tolkien’i saymama sanırım gerek yok. Onun dışında Ursula K. Le Guin, Margaret Weis & Tracy Hickman, J.K. Rowling isimlerini sayabilirim. Genç yetenek Christopher Paolini’yi de başarılı buluyorum. Altın Kitaplar’dan yayınlanan “Miras” serisini ben çevirmiş olmak isterdim.

Zaman ayırıp sorularıma cevap verdiğiniz için teşekkür ederken, yakın dönem çeviri takviminizi ve bize kavuşturacağınız King kitaplarını öğrenebilir miyiz diye son bir soru sormak isterim?

Rica ederim, benim için zevkti. Şu an elimde bir Clive Cussler & Grant Blackwood kitabı olan “The Kingdom” var. Bundan sonra bana ne zaman, hangi King romanını gönderecekleri ise yayınevinin inisiyatifine kalmış. Gönderdikleri takdirde elbette elimden geleni keyifle yapacağım. “Mahşer”in kesintisiz versiyonunun ise yakında basılacağını tahmin ediyorum.

Söyleşi: Alper Kaya

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tılsım-ı Kudret

Tılsım-ı Kudret | İnceleme

Serge Brussolo röportajı

Serge Brussolo: “Sınırları Durmadan Reddetmeyi ve Delice Şeyler Üretmeyi Öğrendim”