OyunlarFantastik kurgu kültürünüzü ilerletmek için yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri, masabaşı rol yapma oyunları oynamaktır. Masabaşı oyunları, size bilgisayardan oynayabileceğiniz çevirimiçi ya da çevirimdışı oyunların hiçbirinin (çok az sayıdaki istisnalar dışında) yapamayacağı kadar çok şey katacaktır. Üstelik çok eğleneceksiniz.
Masabaşı oyunları, hayalgücünü ve kurgulama yeteneğini geliştirmede birebir oyunlardır. Bir serüvenin içinde olma ve bir kahramanın kişiliğine bürünme hissini de çok iyi verir. Farklı ekiplerle, karklı karakterlerle masabaşı oyunları oynamak, farklı tiplerde düşünme, hissetme yeteneğinizi geliştirir. Şimdiye dek bizzat tanımış olduğum en iyi yazarlar, aynı zamanda iyi birer masabaşı oyuncusur.
Ek: Hikaye yazmak isteyenlere, oynadıkları bir masabaşı oyunu hikayeleştirmelerini öneririm.
Peki masabaşı rol yapma oyunu nedir? Nasıl bir şeydir? Nasıl oynanır?
Basit olarak anlatacak olursak; rol yapma oyunu (fantasy role playing - FRP), bir anlatıcının anlattığı hikaye içinde, hayal gücünüzle de desteklediğiniz oynadığınız bir oyundur.
Küçükken oynadığınız oyunları hatırlayın. Askercilik, korsancılık, kızılderilicilik (sonu "cilik" ile biten her türlü oyun işte)... Nasıl o oyunlarda olmak istediğimiz şeye bürünüyor (asker, korsan,kızılderili) , oymuş gibi konuşuyor, davranıyor idiysek, FRP oynarken de aynısını yapıyoruz. Mantık aynı. Sadece bu kez daha kapsamlı düşünüyoruz, karakterimizi daha ayrıntılı şekillendiriyoruz ve bu sefer içinde yer alacağımız dünyayı, senaryoyu belirleyen bir anlatıcımız var.
Bu anlatıcıya farklı FRP sistemlerinde farklı isimler verilir. Dungaon Master (DM), Storyteller, Game Master vb... Kişisel alışkanlığım DM demek olduğu için, yazı boyunca böyle adlandıracağım.
DM; oyunu kuran ve yöneten, oyunun senaryosunu kurgulayan kişidir. Hikaye anlatır gibi olayları anlatır, oyuncular da bu anlatılanlara göre ne yapacaklarına karar verirler.
Örnek:
(Oyuncumuz, akşama doğru geldiği handa biraz kestirmiş, hava karardıktan sonra uyanmıştır.)
DM: Yataktan kalktın, dinlenmiş durumda ve zindesin. Ne yapacaksın?
Oyuncu: Giyinip hazırlanıyorum, yük yapmayacak eşyalarımı yanıma alıp sokağa çıkacağım.
DM: Sokağa çıktın, hava kararmış, pek insan yok ortalıkta. Bazı dükkanlar hala açık, Çevredeki birkaç meyhaneden müzik sesleri geliyor.
Oyuncu: müzik sesinin geldiği en yakın meyhaneye doğru yürüyorum.
DM: Bir duvar dibinden üstü başı dökülen, saçı başı dağınık bir adam, zorlukla yürüyerek sana yaklaştı ve "Karnım çok aç beyim, bir somun ekmek alacak kadar paranı bana çok görmezsin değil mi?" dedi.
Buraya dikkat. DM adamın dış görünüşünü yüzeysel bir şekilde betimledi. Bunun yerine "yanına bir dilenci geldi" de diyebilirdi. Betimlemenin ne kadar detaylı olacağı, yoksa betimleme yapmadan olayın direkt mi söyleneceği DM'in tercihidir.
Oyuncu, dilenciye bir çok farklı tepki verebilir. Ona para verebilir, çantasındaki yiyeceği çıkarıp verebilir (eğer varsa), dilenciyi tersleyebilir vb.
Bunun dışında, oyuncu DM'e sorular sorarak betimlemenin detaylandırılmasını sağlayabilir. Örneğin:
Oyuncu: Adamın üstüne başına bakıyorum. Çok mu gariban gibi?
DM: Giysileri hep paçavra, ayakları da çıplak.
Bazı durumlarda detaycılık, ilginç şeyleri farketmenizi sağlayabilir. Örnek:
Oyuncu: Adama belli etmemeye çalışarak ona daha dikkatli bakıyorum.
DM: Elleri hiç dilenci eli gibi değil adamın. Gayet temiz ve düzgün.
Oyuncu: ???
DM: Adam sana Bakıyor.
Oyuncu: Adama bir iki kuruş vereceğim ama durumu belli etmemek için. Gözüm üstünde hala.
DM: Adam parayı aldıktan sonra teşekkür edip uzaklaştı. O gittikten sonra birden bire kemerinin hafiflemiş olduğunu farkettin.
Oyuncu: Kemerimdeki eşyalarımı kontrol ediyorum. Her şey yerinde mi?
DM: Dünkü tüccardan aldığın elmaslar vardı ya hani, deri bir keseye koymuştun; onlar yok işte.
Oyuncu: Lan?!!
DM: Ehehehehe
Bu; şimdi aklıma geliveren, zayıf kurgulanmış bir olay. DM, oyuncunun karşısına ekip halinde çalışan iki yankesici çıkardı. Biri dilenci kılığında oyuncuyu oyalarken, diğeri de arkasına dolaşıp elmas kesesini çaldı. Oyuncu, soruduğu detaylandırıcı sorular sayesinde dilenci kılığındaki adamdaki garipliği farketdip ortada bir oyun döndüğünü anlar gibi olduysa da, arkasından dolanan hırsızı farkedemediği için elmasları çaldırdı.
Dm işte bu şekilde olayların akışını kafasında kurar ve oyuncuya anlatarak onları "yaşatır". Kurgu gereği oyuncunun neleri bilmesi gerekiyorsa, onları anlatır. Oyuncu eğer detaylandırıcı sorular sorarsa, ona yine gerektiği kadar detayı anlatır.
Böylece çocukluğumuzdan gelen "...cılık" oyunlarına DM kişisinin eklenmesinin nasıl bir şey olduğunu görmüş olduk. Peki bu oyunda karakterimizi nasıl oluşturuyor, nasıl canlandırıyoruz?
Yüzeyselden başlayıp detayara gitmek gerek. Önce şuna karar verilmeli; karakterimiz nasıl biri olacak? Gözünüzün önünde kabaca canlandırmaya çalışın.
(Örneğin) büyük bir kılıç taşıyan iri ve korkunç bir savaşçı mı olacak, yoksa daha ortalama boyutlara sahip ve iyi nişan alan bir okçu mu? Belki de fiziksel olarak zayıf fakat çok bilgili bir büyücü olmak istiyorsunuzdur.
Kişiliği nasıl olacak? İyi biri mi, yoksa kötü biri mi? Paraya, lükse, şehvete karşı zaafları var mı? Saplantıları var mı?
Becerileri neler? İyi bir savaşçı mıdır,savaşçı ise hangi silahları kullanır, silahsız dövüşebiliyor mu? Savaş eğitimi ve tekniği güce mi daha çok önem veriyor yoksa çevikliğe mi? Özetle savaşçı ise nasıl bir savaşçı? Aynı şekilde, diyelim ki büyücü bir karakteriniz varsa, nasıl bir büyücü? Ya da bilim adamıysa nasıl bir bilim adamı, uzmanlığı ne? Vb.
Bu tür özellikleri kafanızda az çok belirledikten sonra, DM tarafından kullanılan oyun sisteminin kurallarına göre (aslında DM her zaman bir oyun sistemine bağlı kalmak zorunda değildir, kuralları da istediği ölçüde esnetebilir ve değiştirebilir) netleştirerek, karakterinizin her özelliğinin yazılı olduğu bir kağıda not etmelisiniz. Bu kağıtlara "karakter kağıdı" denir. Google'da "character sheet" şeklinde arama yaparak, sayısız örneğine ulaşabilirsiniz. Gördüklerinizin karmaşıklığı gözünüzü korkutmasın, tecrübeli değilseniz, kendiniz düz bir kağıda sizin için önemli olan özellikleri yazarak kullanabilirsiniz.
Zar Atmak Zarlar oyunun pek çok aşamasında kullanılır. Şimdilik bunların çok küçük bir kısmına değinmek istiyorum.
Oyunu hayal gücünüzle oynarsınız. Bir çok şey olabilir, bir çok şey yapabilirsiniz. Fakat oyunun kurgusu gereği bazı şeylerin sınırları olacaktır elbette. Örneğin oyuncu bir ejderha ile karşılaştığında "Ben ejderhaya doğru hızla koşup koşup, tam bana ateş atıcakken yana kaçıp, sonra da havada taklalar atarak kılıcımı tam gözünün ortasına saplamak istiyorum." derse, DM alaycı bir gülümseme ile "Sen hele bir zar at bakalım." der.
Oyun sırasında bir şey yapmayı denediğinizde, bunu yapıp yapamayacağınızın belirlenmesi için, zar atarsınız (yerine göre DM de zar atar) ve bazı hesaplar yapılır. Bu hesapların nasıl yapılacağı, hangi zarların atılacağı her sistemde farklıdır ve DM'ler de bu konuda farklı tercihlere sahiptir. En basit ve uygulaması en kolay şekliyle örnek verecek olursak:
*Oyuncu, bir hedefe ok atacaktır, DM ise detaylı hesaplarla uğraşmak istemezse oyuncunun karakterinin okçuluktaki becerisini ve hedefin uzaklığını-büyüklüğünü vb. göz önünde bulundurarak şöyle diyebilir: "bir kere 6'lık zar at, eğer 3'ten yüksek bir sayı gelirse hedefi vurursun."
*Bir başka olayda da oyuncumuz bir dövüştedir, rakibi ona doğru büyük bir baltayla hamle yapmaktadır. Oyuncu, önce bir adım geri çekilerek rakibin hamlesinden kaçmak, sonra da ileri atılarak kılıcıyla rakibine hamle yapmak istemektedir. bu durumda DM ondan hem doğru zamanda, rakibin saldırısından yeteri kadar kaçabilmesi için, hem de eğer rakipten kaçabilirse sonrasında rakibine doğru saldırı hamlesi yapabilmesi için zar atmasını ister. " kaçmak için 6'lık zar at, eğer 5 ve 6 gelirse kaçabilirsin; sonra tekrar 6'lık zar at, eğer 4 ve yukarısı gelirse rakibe saldırabilirsin."
Siz de henüz detaylı hesaplamaları bilmediğiniz başlangıçtaki oyunlarınızda bu şekilde zar kullanabilirsiniz. Burada önemli olan, yapılacak eylemin zorluğuna göre uygun olasılık tahmini yapmak ve ona göre bir sayı belirlemektir. Tutarlı olmak da önemli tabi. Aynı koşullar altında aynı eylem için farklı farklı zar sayıları belirlemeyin.
Yukarıda anlattıklarımla siz de basit bir oyun kurgulayıp oynayabilirsiniz. Peki ilerlemek ve yetkinleşmek için ne yapmak gerek?
Oyununuzu İlerletmekBunun en iyi yolu, farklı kural sistemleri ile, farklı insanlarla (özellikle oynamayı bilen, size yol gösterecek insanlarla) oynamaktır. Fakat bunu yapabilmek, böyle insanları bulabilmek kolay değildir. Başlangıçta, henüz acemi iken her sistemi anlayabilmek ve onların altından kalkabilmek, onları hakkını vererek oynamak kolay değildir. Bu yüzden, acemilerin işini kolaylaştırmak için iki temel önerim olacak.
Bunlardan birincisi, Forgotten Realms'ta (Unutulmuş Diyarlar) geçen oyunlar oynamaktır. İnternette, burada geçen bir çok örnek oyun bulabilirsiniz, oyuncu kural kitaplarını bulabilirsiniz (bkz: player's handbook). İngilizceniz iyi değilse Türkçe bir kural kitabı da mevcut (oyuncunun el kitabı); edinebilirsiniz. Başlangıçta o kitaplardaki kuralları titizlikle uygulamaya çalışmayın, yapabildiğiniz kadarını ve en önemlisi sizin için eğlenceli olduğu sürece uygulayın. Her sistem için birden çok kural kitabı vardır, bunlara göz atabilirsiniz.
Eğer birlikte oynayabileceğiniz, istekli bir arkadaş grubunuz varsa, bu sizin için çok keyifli bir keşif süreci olacaktır. Fakat böyle bir ekibiniz yoksa, çevrenizde oynayabilecek kimseyi bulamıyorsanız yine de sorun değil, çünkü önünüzde harika bir seçenek var:
Baldur's Gate! Yazının başında, istisnalar hariç hiçbir bilgisayar oyununun masabaşı oyunları kadar öğretici olamayacağını söylemiştim. İste o istisnalardan ilki budur.
Bu, FRP oynamayı kendi kendinize öğrenmek için oynayabileceğiniz en iyi bilgisayar oyunudur. D&D sistemindeki ırkları, karakter sınıflarını (savaşçı, hırsız, büyücü vb. ), bu sınıfların özelliklerini ve her sınıf ile nasıl oynanacağını, karakter kağıdının nasıl hazırlanacağını bu oyunu oynayarak tek başınıza öğrenebilirsiniz. Oyuna tekrar tekrar baştan başlayıp, karakter oluşturma aşamasını iyice inceleyip bir çok farklı karakter çeşidi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Çok güzel bir hikayesi vardır; ciltler dolusu kitabı dolduracak kadar. Baştan sona oynayıp bitirdiğinizde, iyi bir seriyi okumuş kadar zevk alacaksınız.
Tecrübeli oyuncular tarafından en çok sevilen, üzerinden bunca yıl geçmiş olmasına karşın daha iyisi hala gelmemiş bir oyundur bu.
Oyun, temel olarak 3 kısımdan oluşmaktadır (Bunların Enhanced editionları çıktı, ben normal oyunları listeliyorum burada):
Serinin 1. Oyunu: Baldur's Gate
Serinin 2. Oyunu: Baldur's Gate 2 - Shadows of Amn
Serinin Son Oyunu, Shadows of Amn'ın expansion'u: Throne of Bhaal
İyi eğlenceler. Dilerim ki serüveniniz boyunca şansınız yaver gider
Not: Baldur's Gate - Dark Alliance diye uyduruk bir şey yaptılar zamanında, ona sakın bulaşmayın. Gerçek seri ile alakası yoktur, sadece serinin şanından faydalanmaya çalışan çakma bir yapımdır.