Kayıt Ol

Deliliği Beklerken - Onat Bahadır

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Deliliği Beklerken - Onat Bahadır
« : 07 Aralık 2010, 17:06:40 »

Yazar Onat Bahadır’ın Boşluğa Gülümsemek adlı ilk öykü kitabının ardından yeni romanı Deliliği Beklerken Everest Yayınları’ndan çıkmaya hazırlanıyor!

Onat Bahadır, Deliliği Beklerken adlı romanında fantastiğin ve gerilimin iç içe geçtiği bir öyküyü paylaşıyor okurla. Bir insanın kendi içinde çıkabileceği en korkunç yolculuklardan birine, Kasım’ın kişisel mahşerine tanık oluyoruz!

Alıntı
   … Dışarıda, ne sakin bir sabah bekliyordu beni şimdi, ne de yeni uyanmakta olan bir şehrin telaşlı sesleri… Aslında, dışarıda neler olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu! Nasıl bir şey, koca bir şehri sessiz bir mezarlığa çevirirdi?!”

Başının rüyalarıyla ciddi biçimde derde girdiğini henüz farkedemeyen biridir Kasım. Uykularına misafir olan tuhaflıklara karşı da meraklı… Onları her gün özenle günlüğüne kaydediyor. Antika dükkânı ve evi arasında geçen hayatı, usta elden çıkmış bir saatin akrep ve yelkovanı kadar düzenli ve kararlı.

Ta ki rüyalarının geldiği yerden kâbusları da sökün edene değin, bu nazik denge bozulmuyor…

Önümüzdeki hafta içerisinde kitapçılarda bulabileceğiniz, editörlüğünü Çiğdem Su ile kapak tasarımını Utku Lomlu‘nun yaptığı kitabın tanıtım yazısı ve künye bilgisinin yanı sıra Radikal Kitap‘tan Kaya Genç‘in yapmış olduğu incelemeye de ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Deliliği Beklerken
« Yanıtla #1 : 13 Aralık 2010, 14:24:22 »
Konu ve kapak bir hayli merak uyandırıcı. Doğrusu kitabın Everest'ten yayımlanması da ilgimi çekti. Ahmet Ümit atağından sonra Türk yazarlara iyice sahiplenmeye başladılar gibi. Dilerim böyle devam ederler.

Uygun bir vakitte okunacak listeme eklendi.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deliliği Beklerken
« Yanıtla #2 : 01 Mart 2011, 12:19:41 »
Kitapla ilgili bir inceleme yapmayı düşünüyorum, fakat sevgili Yiğit Değer Bengi, Remzi Kitapevi'nin sitesinde çok güzel bir yazı hazırlamış Deliliği Beklerken için. Denebilecek tüm cümleleri sarfetmiş bana kalırsa.

Okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Deliliği Beklerken
« Yanıtla #3 : 01 Mart 2011, 12:50:32 »
Hmmm... Lovecraft-vari bir havası var anlaşılan. Okumak lazım!
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deliliği Beklerken
« Yanıtla #4 : 01 Mart 2011, 12:56:35 »
Hmmm... Lovecraft-vari bir havası var anlaşılan. Okumak lazım!

Kusurabakmayın; kendi adıma çok fazla bir yorum yapamadım lakin yarıda bıraktığım bir kitaptan sonra [*]adı bende saklı[/*] ilaç gibi gelmişti.

Özellikle bir kişinin -ki bu kişi baş karakterimiz- iç çatışmalarını anlatması ve kendi içinde korkusu ile dışarıya yansıttığı vurdumduymaz tavırların birbiriyle çelişmesi inanılmaz bir hissiyat veriyor okuyucuya. Zaten sanıyorum kitaba olan sıkı bağdaşlılığınız da bunu fark ettikten sonra oluşuyor.

Kasım'ın çevresinde yaşananlar ve kendi zihni ile girdiği çatışma, Bengi'nin de belirttiği gibi postmodern bir havayı yansıtıyor. Göndermeler ve betimlemeler de bir o kadar başarılı. Tavsiyemdir...
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deliliği Beklerken
« Yanıtla #5 : 04 Mart 2011, 16:30:41 »
Bugün almış bulunmaktayım.Kitabın fiyatı da gayet uygun.
Elimde ki kitabi bitirir bitirmez okuyacağım. Ama dayanamayıp ilk başlarını okudum. İlk başta ipucu vermiş yazar.  
Spoiler: Göster
''Otuzlu yaşların başlarına kadar gördüğü rüyaları hatırlamayan ben, sonbaharı kışa bağlayan o birkaç ayda, her kuytusu hayal varlıklarla dolu alacakaranlık bir vadide buldum kendimi. Ziyaretçilerine ilgisiz, uzak bir şehirdeyim sanki. Orada olduğumun farkında bile değillerdi. İlgilerini çekmek için bir şey yapmaya cesaret edemediğim gibi, onları izlemektende vazgeçemedim.''
Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deliliği Beklerken
« Yanıtla #6 : 10 Haziran 2011, 13:41:08 »
Az sayfa sayısı ile bir günde bitirdim dün gece kendisini.

Başlarda Kasım'ın rüyaları bana çok farklı gelmişti ve sahibi olduğu antika dükkanı ile o karamsar hava bilinmezliğe doğru çekiyordu beni. Ancak ne zaman ki Eski Ev durumu çıktı ortaya, o kısımda duraladım. Buraya sonra değineceğim.
Kitabın genel akışı, olay örgüsü ve merakta bırakan yapısı ile gerçekten okunmaya değer. Tamam, okurken korkmuş da olabilirim u_u. Ama okurken aklımda hep şu vardı: "Fantastik ve gerilimi iç iç geçiren roman olma özelliği nerede? Bu düpedüz gerilim yahu." Kitabın sonunda fantastik yanını patlatıveriyor. Açıkçası kitabın genel seyri bana fantastikten öte bir korku türü havsaı vermişti. Ama sonu ile fantastik yönünü de gözler önüne serdi.

Eski Ev konusuna gelecek olursak, Kasım'ın neden sürekli kendi büyüdüğü eve eski ev deiğini anlamış değilim. Ne olursa olsun orda büyümüş birinin "eski evim" demesini tercih ederdim. Ayrıca, yukarıda dediğim gibi bu eski ev, kötü anılarla dolu ev durumu okurken bende bir duraklama yaşattı. Kitap temposundan hiçbir şey kaybetmiyor, orası kesin. Ancak bu olgu yerine daha farklı bir şeyle yüzleşmek istiyordum ben.
Bir de şu var:

Spoiler: Göster
Canım sıkıldı, Lema'ya falan kızdım, eh haydi ben bir babamın ailemi katlettiği eve döneyim de dinleneyim. Canı sıkılan kahramanın o kötü anılarla dolu yere geri dönmesi bence mantıklı değildi. Bence, daha mantıklı bir nedeni olmalıydı. Ne bileyim, rüyaları onu oraya sürüklemeliydi belki ama bunun nedeni en başta herkese kızdım kafamı dinleyeceğim diye oraya gitmek olmamalıydı bence.


Dediğim gibi, kitap temposunu hiç düşürmüyor. Okurken gerildim de açıkçası. Hayvan Tanrılar kitabı özellikle, karakteri korkuttuğu kadar beni de bir güzel korkuttu doğrusu ^^.  

Çok rahatlıkla okunacak, hoş bir kitaptı. Kitabın en vurucu yanı ise, şüphesiz arka kapağında yer alan ve kitaba özgünlük katan en önemli şeyi özetleyen o cümle:

"Canavarlarınızla baş başa kalmadıkça hangi taraf daha çok korkuyor, bilemesiniz..."