
Yedinci oğlun, yedinci oğlu Septimus Heap, doğduğu gece annesinin koynundan çalınır. Ebesi onun öldüğünü söyler. Aynı gece be-beğin babası Silas Heap karların üstünde kundağa sarılmış menekşe gözlü yeni doğmuş bir kız bebek bulur. Heapler bu yeni doğ-muş zavallı bebeğe Jenna adını verir ve onu kendi evlatları gibi büyütürler. Ama bu esrarengiz kız bebek kimdir ve sevgili oğulları Sep-timus’un başına gerçekten ne gelmiştir? Angie Sage’in büyüleyici yeni serisinin birinci kitabı olan Büyü okuyucuları garip karakterler, sihirler, iksirler ve tılsımlarla bezenmiş fantastik bir yolculuğa çıkarıyor. Zengin, duygusal ve ironik bir dille kaybolan ve sonra tekrar bulunan kimliklerin öyküsünü anlatıyor.
Septimus Heap, bir yıl önce gerçek ailesinin kimliğini öğrenmiş ve büyücü sıfatını kullanmaya hak kazanmıştı. Olağanüstü Büyücü Marcia Overstrand'ın yanında çırak olarak çalışıyordu. Muskalar ve büyücülük sanatının gizemlerini öğreniyordu. Bu arada Jenna da prenses olarak yeni yaşamına uyum sağlıyor ve kuledeki özgürlüğünün keyfini çıkarıyordu. Fakat çevrede karanlık bir şeyler harekete geçmişti. Kötülük saçan Kara Gölge, Marcia'nın peşinden ayrılmıyordu. Septimus'un ağabeyi Simon ise kimsenin nedenini anlayamadığı bir intikamın peşindeydi. Acaba Kara Büyü neden hâlâ varlığını sürdürüyordu?
Fanteziyi doruk noktalarına çıkaran Angie Sage, Septimus Heap'in öykülerine devam ediyor. Yazarın kullandığı mizahi dil ve zekice planlanmış ince ayrıntılar, okuyucuların çok hoşuna gidecek.

Silas Heap sarayda kullanılmayan odanın kapısını açınca, Kraliçe Etheldredda’nın hayaleti beş yüz yıl öncesinden çıkıp gelir. Hayattayken hiçbir kötülükten çekinmeyen kraliçe, hayalet olduktan sonra da kötülük yapmaya devam etmektedir. Kendini ölümsüz kılabilmek için hazırladığı şeytani planda Jenna’nın desteğine, Septimus’un ortadan kaybolmasına ve oğlu, ünlü simyacı Marcellus Pye’a ihtiyacı vardır. Tabii Kraliçe Etheldredda’nın hazırladığı oyunda Jenna ve Septimus rol alıyorsa, hiç kuşkusuz Büyü ve Uçuş kitaplarını unutulmaz kılan diğer delidolu harika karakterler de yer alıyor demektir.
Septimus Heap’in esprilerle renklendirilmiş öyküsü bu soluk kesici romanda da devam ediyor.
Serinin ilk kitabı olan büyüde biraz sıkılmıştım doğrusu.Ama son iki kitabı oldukçe sürüleyiciydi.Özelliklede son kitabını beğenerek okudum.