DİRİLEN İSKELET - Hüseyin Rahmi GÜRPINAR
Dirilen İskelet İstanbul’un Eyüp semti mezarlığında geceleri ölülerin dolaştıklarını haber alan ve olayı araştırmak üzere dolaşan Nihat Bey'in bu konuyu araştırmaya başlamsıyla başlıyor. Banu Hanım’ın evine giden roamnın baş kahramanı Tayfur, Banu Hanım’a âşık olur. Tayfur, Avrupa’da kötü ruhları korkutmak amacıyla evlere konmuş iskeleti gördükten sonra İstanbul’daki evine de bir iskelet yerleştirmeyi düşünen biridir. Bu amaçla Eyüp taraflarındaki mezarlıklarda doktor arkadaşı Ferdi ile iskelet parçaları toplarken, başlarında sarıklarıyla ölülerin dolaştıklarına şahit olur. Zaman zaman iskeletler de hareket ederler. Olayı araştıran Tayfurbütün olayların Banu adında bir kızın başının altından çıktığını tespit eder. Banu Hanım’ı görür görmez ona âşık olan Tayfur, başlangıçta ona aşkını itiraf edemeyince intiharı düşünür:
Tayfur, büyük bir sinirle girdiği evde âşık olmaktan kendini kurtaramaz. Banu Hanım’a duygularını açamayınca, platonik aşkından boğulmak üzereyken depresyona girer ve intiharı etmeyi düşünür.
Romanın göze çarpan ögeleri; doğu-batı çatışması, hurafeler, gerçekdışı olaylar, merak ve korkunun beraber son sayfaya kadar sürüp gitmesi, aşk, değişen gündelik hayatın ve kültürel kodların savurduğu farklı sınıftan insanlar..
Bu kitabı okurken Hüsayin Rahmi'nin eğlenceli diyalogları ve gerçekçi, sıkmayan tasvirleri ile hem romanın atmosferine dahil olacak hem de sahnenin ortasında kalmış karakterlere şaşkın şaşkın bakarken bulacaksınız...
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
(1864-1944)Hüseyin Rahmi Gürpınar 17 Ağustos 1864’te İstanbul’da Ayazpaşa’da doğdu. Adliye Nezareti Umur-ı Cezaiye Kalemi’nde memur oldu, oradan Nafia Nezareti Tercüme Kalemi’ne atardı. Meşrutiyet’in ilânına değin burada çalıştı. 1908’de ayrılarak Güllâbi ve (Ahmet Rasim’le) Boşboğaz adlı bir mizah gazetesi çıkardı. Hayatını yazılarıyla kazanmaya uğraştı. 1914-18 yılları arasında İkdam gazetesinde tiyatro eleştirileri yazdı. 1924’te Son Telgraf’ta tefrika edilen Ben Deli Miyim adlı eseri kovuşturmaya uğradı, fakat yargılama beraat ile sonuçlandı. 1936’da Kütahya milletvekili oldu. 1943’te Heybeliada’daki köşküne çekildi. Hiç evlenmedi. 8 Mart 1944’te orada öldü.
Eserleri: Roman: Şık, İffet, Mutallâka, Mürebbiye, Bir Muâdele-i Sevda, Metres, Tesadüf, Nimetşinas, Şıpsevdi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Sevda Peşinde, Gulyabani, Cadı, Hakka Sığındık, Toraman, Hayattan Sayfalar, Son Arzu, Tebessüm-i Elem, Cehennemlik, Afsuncu Baba, Meyhanede Hanımlar, Ben Deli Miyim, Billur Kalp, Tutuşmuş Gönüller, Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu, Muhabbet Tılsımı, Mezarından Kalkan Şehir , Kokotlar Mektebi, Şeytan İşi, Utanmaz Adam, Eşkıya İninde, Kesik Baş, Gönül Bir Yel değirmenidir, Sevda Öğütür, Ölüm Bir Kurtuluş mudur, Dirilen İskelet, Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı, Kaderin Cilvesi, Deli Filozof, Can Pazarı.
Hikâye: Kadınlar Vaizi, Namusla Açlık Meselesi, İki Hödüğün Seyahati, Katil Buse, Tünelden İlk Çıkış, Gönül Ticareti, Melek Sanmıştım Şeytanı, Eti Senin Kemiği Benim.
Eleştiri: Şekâvet-i Edebiye, Cadı Çarpıyor, Zamane Münekkitlerine Cevap.