Konu: Doğunun Yedi Muhafızı // Faruk Kanber

[Denaro Forbin]

16 yaşındaki Faruk Kanber, fantastik roman yazarak, edebiyat dünyasına adım attı.

Kayıp Diyar serisinin ilk kitabı  "Doğunun Yedi Muhafızı" isimli fantastik edebiyat türündeki romanı okuyucuyla buluşan Kanber, Anadolu Ajansı‘na yaptığı açıklamada, küçüklüğünden beri yazmaya meraklı olduğunu, bundan önce de birkaç kez roman yazma girişiminde bulunduğunu söyledi.

Kanber, “Kitabı yazma sürecinde içimde büyük arzu ve istek oluştu. O yaşlarda her çocukta olan aksiyon ve maceraperestlik duyguları bende had safhaya varmıştı. Beni biraz da bunlar yazmaya yönlendirdi,” dedi.

Kitap yazmayı, düşünce ve uygulama süreci olarak ikiye ayırdığını anlatan Kanber, ilk 6 ayda düşünce, harita çizme ve karakterleri oturtmakla uğraştığını, ikinci 6 ayda yazma işlemine geçtiğini söyledi.

Genç yazar, kitabının baskı sürecine ilişkin de “Birkaç yayıneviyle görüştüm. Muhtemelen genç olduğum için bana inanmadılar. 2-3 yayınevinden kovuldum. Editörler okumaya bile değer görmedi. Sonra kitabımı basacak yayıneviyle görüştüm. Basmaya uygun buldular ve kitabım çıktı,” diye konuştu.

Kitabının konusuyla ilgili olarak da şunları söyledi:

“Konu, tamamen benim kurguladığım fantastik bir dünyada, Kayıp Ehernal diyarında geçiyor. Romanda, kötülükler batı dünyasında, iyilikler ise doğu dünyasında yaşanıyor. Geçmişte iki taraf arasında sürekli çatışmalar olmuş. Kötülük bir şekilde geri çekilmiş ve kitabın geçtiği dönemde karanlıklar efendisi yeniden geri dönüyor. İlk önce bunun söylentileri doğu diyarında yayılıyor. Buradaki 4 krallık endişe içinde. Ardından doğu krallıkların en güçlüsü Fuanduka’nın hükümdarı sorumluluk üstlenip, diğer kralları toplayıp bir karar alıyor. Böylelikle karanlığa ve batı dünyasına karşı bir mücadele başlıyor.”

Genç Hayat’tan çıkan ve editörlüğünü Erol Şahnacı’nın üstlendiği kitabın tanıtım ve künye bilgileri için buraya tıklayabilirsiniz.

[Acmert]

Yaşıtım ve hatta benden ay farkıyla küçük biri tarafından yazılmış bir kitap olması hem meraklandırdı hem de biraz utandırdı. Doğal olarak ben neden bir roman yazamayayım diye düşündüm.

"Kedi uzanamadığı ciğere mundar der," misali kitabı okumadan yorum yapmanın hoş olmadığını düşünsemde kitabın konusunu okur okumaz biraz uzaklaştırdı kendinden. Doğu-Batı savaşı, geçmişte kaybeden kötülük ve geri dönen karanlıklar efendisi... Piyasaya yeni çıkan kitapları takip eden ve sürekli yazdığını söyleyen bir yazardan genç de olsa özgünlük beklerdim. Bu tabi sadece konuya olan bir eleştiri, yazım tarzı hakkında bir bilgi sahibi değilim. Umarım gelecekte özgünlüğe kavuşmuş başarılı bir yazar olabilir.

[Fırtınakıran]

Ya ben yine aynı tutucu fikrimi dile getireceğim ama, bu kadar genç yaşta kitap bastırmayı mantıklı bulmuyorum. Benim kafamdaki yazar algısıyla örtüşmüyor bu durum. Kişi daha kendi gelişimini bir ölçüde tamamlamamışken basılı bir eser sunacak olgunluğa nasıl ulaşabilir? Benim için bu sorunun cevabı olumsuz.

Ne diyim, umarım beni yalancı çıkartır. Yine de ben bu konuda tutucu bir insanım.

[Denaro Forbin]

Sayfa sayısını falan görünce şaşırdım ve epey de merak ettim. Okusam mı okumasam mı diye tereddütteyim şu an. Ama yakın bir tarihte okuyabileceğimi zannetmiyorum, belki sonra. Gayet klasik bir konu, özgün değil. 16 yaşında olduğunu da hesaba katarsak kitabın dilinin çok yavan olduğunu düşünüyorum. Yine de okuduktan sonra yorum yapmak daha sağlıklı olacaktır.

Ayrıca Hazal ablayla fikir birliğindeyim ben de. 16 yaş kitap çıkarmak için uygun bir yaş değil bana göre.