Papers, Please
Bu kadar küçük bir oyunun (200 Mb) bu kadar ayrıntılı ve eğlenceli çıkması karşısında afallamış durumdayım. İçinde ne ararsanız var. Big Brother'ı andıran distopik bir düzen, tüm dikkatinizi ekrana vermenizi gerektiren ince ayrıntılar, durmadan artan içerik, kara mizah...
Aslında oyun çok basit, grafikleri de hiç de öyle ahım şahım değil. Tek yaptığınız sabahları sınır kapısına gidip kapıdan geçmek isteyenlerin pasaportlarını kontrol etmek. Ama bu süreç hiç durmadan artıyor. Örneğin ilk başta sadece kendi ülkenizin vatandaşlarını içeri alırken daha sonra düzgün pasaporta sahip yabancıları da almaya başlıyorsunuz. Derken belirli izin kağıtları, kimlikler, sahte pasaportlar derken oyun alıp başını gidiyor. Terörist saldırılar, üçkağıtçılar neyse de sizden yardım isteyen çaresiz bir kadınla karşı karşıya kaldığınızda işinizi doğru yapmakla vatanınıza bağlı kalmak arasında kaldığınız anlar sizi ciddi ciddi etkiliyor.
Bir taraftan da hızlı davranmak zorundasınız. Çünkü her geçiş maaş demek, paraysa evde sizi bekleyen ailenize iyi bakabilmeniz demek. Hatalı geçişler maaşınızdan kesiliyor, eve para götüremediğiniz zaman da akşamları yemek ve ısınma gibi şeylerden mahrum kalıyorsunuz. Akabinde de sadece siyah ekranın üzerindeki bir isimden ibaret olan oğlunuzun hastalanmasını (hata belki de ölmesini) çaresizce izlemek zorunda kalabiliyorsunuz. Oyunun 20 farklı sonu olduğunu söylemiş miydim?
Pasaport kontrolü gibi basit bir olgudan böylesine eğlenceli ve derin bir oyun yapmak gerçekten de marifet işi. Kesinlikle bağımlılık yapıyor, uyarmadı demeyin.
http://store.steampowered.com/app/239030/