Tanıtımı ben de okudum ve pek ilgimi çekmedi açıkçası. Gandalf'a kötü demek, Mickey Mouse'u gelmiş geçmiş en korkunç canavar olarak göstermek gibi bir şey benim gözümde.Ya The Last Ringbearer'da anlatıldığı gibi Tolkien'in canavar dediği Orclar normal insanlarsa ne olacak? Hurin'in dediğine bir ekleme de Atilla ve Hunlar örnek gösterilebilir. Onların zamanında Hunlar'ın da canavar ve iblis oldukları düşünülürmüş.
...
Ya da madem Gandalf o kadar kötü biriydi ne diye defalarca ve defalarca onlarca kişiyi orcların elinde barbarca katledilmekten kurtardı?
Farklı bir hikaye olarak yazılmış olsa güler geçerim de bu şekilde tartışma konusu olması dikkatimi çekti. Yine.Neden bir eserin tartışılmasından, incelenmesinden rahatsız olalım ki? Daha iyisine ulaşmak için incelemek ve tam tersi okumalar yapmak gerekmez mi?
Yıllardır aynı tartışmalar dönüyor. Tartışanlar unutuluyor. Tolkien kalıyor. Tekrar tartışılıyor.
Sanırım ciddiye almamak lazım artık. Başka çare göremiyorum.
Kötülerin ve barbarların Asyalı halklar olması da Tolkien'in nasıl bir zihin dünyasına sahip olduğunu gösteriyordu.
Ne de olsa Tolkien'in iyilerinin yaptıklarına baktığınızda kötü işleri de var, mesela ölüleri diriltip düşmanlarının üzerine salıyorlar.Buradaki göndermeniz sanırım Aragorn'a yardıma gelen Ölüler Ordusu'dur. Ancak burada ufak bir eksikliğiniz var. Çağlar önce bu kavim hem Sauron'a hemde Batı İnsanlarına yardım etmeyi kabul etmiş ancak savaş zamanında hiçbir tarafın yardımına cevap vermeyip kendi yeminleri sebebiyle lanetlenmişlerdir. Aragorn onlara sadece sözlerini yerine getirip lanetten kurtulup huzur bulmaları için yardımcı olmuştur.
Doğa aşığı olmakla, teknoloji düşmanı olmak arasında bence ciddi bir fark var. Anlaşılan Yüzüklerin Efendisini bu düşünceyle eleştirilmesine burada karşı çıkan yok.Aslında teknoloji düşmanlığı demek yanlış olur. Çünkü Numenor insanları zamanında denizcilik, mühendislik alanlarında çok ilerlemişlerdir. Eğer Tolkein eğer bu kadar karşı olsaydı teknolojiye Numenor büyü gücü veya mistik güçler ile ihtişam kazanırdı.
Dini inanışlarının ve yetiştiği toplumun etkilerinin kitaptaki etkileri ne yazık ki günümüz anlayışıyla daha doğrusu benim fikirlerimle uyuşmuyor. İsterseniz başka bir konuda onları da yazarım. Örnek vermek gerekirse hükümdarlığın babadan oğula geçmesini, Frodo-Sam ilişkisinde Frodo'nun efendiHükümdarlık babadan oğula geçmesi bence kitaba uyuyor. Lakin Aragorn öyle bir soydan geliyor ki Yüzük Savaşlarında Kral olduğu zamanlar kendi tacını takacak bir Kral yüzyıllardır yoktu ve babası ise yaşamıyordu. Yani anlayacağımız aslında doğumla bunu hakettiği için hükümdarlığı aldı. Aksi takdirde vekilharç soyunun çoktan hükümdarlığı alması gerekirdi.
Buradaki göndermeniz sanırım Aragorn'a yardıma gelen Ölüler Ordusu'dur. Ancak burada ufak bir eksikliğiniz var. Çağlar önce bu kavim hem Sauron'a hemde Batı İnsanlarına yardım etmeyi kabul etmiş ancak savaş zamanında hiçbir tarafın yardımına cevap vermeyip kendi yeminleri sebebiyle lanetlenmişlerdir. Aragorn onlara sadece sözlerini yerine getirip lanetten kurtulup huzur bulmaları için yardımcı olmuştur.demişsin.
Aslında teknoloji düşmanlığı demek yanlış olur. Çünkü Numenor insanları zamanında denizcilik, mühendislik alanlarında çok ilerlemişlerdir. Eğer Tolkein eğer bu kadar karşı olsaydı teknolojiye Numenor büyü gücü veya mistik güçler ile ihtişam kazanırdı.Yanlış hatırlamıyorsam, Tolkien'in kendi sözlerinde de teknolojinin getirdiği hıza ve güce bir çekince ve korku vardı. Hobbitlerin hayatını daha güzel olarak anlatmasının sebebi de onların teknolojiden uzak olması değil miydi? Bir de Numenor'un büyük ve zalim bir deniz imparatorluğu yok muydu? Sauron gelip onları yozlaştırmadan önce de yanlış hatırlamıyorsam elf dostu küçük bir azınlık kalmıştı.
Hükümdarlık babadan oğula geçmesi bence kitaba uyuyor. Lakin Aragorn öyle bir soydan geliyor ki Yüzük Savaşlarında Kral olduğu zamanlar kendi tacını takacak bir Kral yüzyıllardır yoktu ve babası ise yaşamıyordu. Yani anlayacağımız aslında doğumla bunu hakettiği için hükümdarlığı aldı. Aksi takdirde vekilharç soyunun çoktan hükümdarlığı alması gerekirdi.
Kitapta dağlarda yaşayan halkın Isildur ile görüştüğü ve Numenor'un Andordan getirilmiş bir taş üzerine yemin ettikleri yazar. Kendileri bir söz verdiler (Isildur veya Isildur'un soyundan gelen kişiye yapacakları savaşta yardımcı olmak) ve sözlerinde durmadılar bu sebepten dolayı hiç bir zaman huzur bulamadılar. Isildur sözlerinde durmadıkları için onları lanetlemedi, kendileri sözlerinde durmayarak kendi kendilerini lanetlediler.
“I curse thee and thy folk. You shall have no rest untilYani benim kötü tercümemle:
your oath to the west is fulfilled. Long this war will be
fought and you will be called ere its end.”
...Yani Aragorn çağırdığında gelmeme seçenekleri de vardı, zorlanmadılar. Ancak bir daha hiç huzur bulamayabilirlerdi.Yukarıdaki cümlede dediğin "Başına silah tutmuşlardı, gelmeyip ölmeyi yeğleyebilirlerdi zorlama yok" demeye benziyor. Aragorn gerçekten iyi olsaydı onları salardı. Aksine Aragorn yaşayan ölü kölelerini düşmanlarının üstüne salmayı seçti.
...Elf dostları veya diğer adıyla Edain'in varlığı eğer karşı varsayımları doğru alırsak hain olarak adlandırılmalıdır ve kitapta Kralın İnsanları denen kişiler tarafından böyle yaftalanmışlardır. Peki Hain iseler demek ki kötü deniz imparatorluğunu sevmeyen kişilerdir bu insanlar. Düşmanımın düşmanı dostumdur atasözünü ele alırsak o zaman Elf Dostu kişiler aslında Sauron ve diğerleri ile aynı kefededir. Peki Elf Dostları o zaman neden kurtulmuş, neden Sauron'un yüzük savaşları zamanı olduğu gibi helak edilmemiştir? Sizin düşünce yapınıza göre bunu da sorgulamak gerekir...
...Ben ingilizcesini okumadım kitabın ancak Türkçesinde de sürekli Bay Frodo olarak hitap etmekte. Ancak ben bunu bir zaman sonra ast üst ilişkisinden daha çok Samwise'ın iyi niyetli birazda saf(temiz) düşünmesinden dolayı sevgi ile yaptığını düşünürdüm. Ayrıca sonunda ölme olayını da evet bir görev olarak kabul edebilir. Ancak hangimiz kendisine bu kadar yakın bir dost bulduğunda kendini tehlikeye atmaz ki?
Yüzüklerin Efendisi fantastik bir eserdir. Bunun unutulmaması gerekli. Tarihine baktığımızdaysa 3000 yıl gibi insanlık tarihi düşünüldüğünde devede tüy kalacak bir zaman dilimi görüyoruz. Ve bu 3000 yılın büyük bir kısmı tüm dünyayı baskısı altına almaya çalışan canavarlarla savaşarak geçmiş.Tolkien bir yazar olduğu için yazdıkları üzerinden eleştirilebilir. Ortadünya gerçek olmadığı için Tolkien onun tarihini yazarken başka bir sonuca ulaşacak bir eser yazmayı tercih edebilirdi. Bırak demokrasiyi temel özgürlüklerle çelişen ya da daha doğrusu onları önemsemeyen bir eser yazmayı kendisi tercih etmişti. Başka görüş açıları mümkün.
Şimdi bu ortamda demokrasiyi doğurmadığı için Tolkien monarşi misyoneri midir?
I am a servant of the Secret Fire, wielder of the flame of Anor. Go back to the shadow. The dark fire will not avail you, flame of Udun! You shall not pass!
Eğer ki Gandalf kötü ise nasıl kutsal bir güçten yardım isteyip bunun karşılığında Balrog'u yenebiliyor.İlahi bir güçten yardım alanlar iyi iseler, Melkor'un gücünden beslenen Sauron da iyidir. Yok dersen ki gücü aldıkları varlığın iyiliği ya da kötülüğü üzerine konuşmak gerekir. İnsanları ve diğer varlıklara kendi istediklerini yaptırıp onlardan gerçekleri saklamak kötüdür dersen Gandalf kötü olur. Hele hele kitaptaki sahneleri farklı bir gözle okumaya başlarsan kötü olabileceği çok yer bulursun. Ayrıca unutmayın Gandalf Batının Lordlarının temsilcisi, Batı'nın Lordları da çok iyi değiller. Kendi oğlu başka varlıklar yaratmak istediği için onu diğer kardeşlerine yok ettirten Ilúvatar'mı iyi? Topraklarına ayak basanları yok eden, bir deli saldırdığı için koca bir kıtayı yakıp yıkan Valar'lar mı iyi? Yarattıklarıyla hiç ilgilenmeye Ilúvatar ya da Elfler ve İnsanlardan başkasına dikkat etmeyen, Orcların ya da Goblinlerin başkasının yaratısı olduğu için kötü olduklarını düşünen çocukları mı iyi? Cüceler bile yaratıcısı Aulë onları Ilúvatar'a sunduğu için kötü diye yaftalanmaktan kurtulmadılar mı?
Gandalf'ın Khazzad Dum köprüsünde Balrog ile karşılaştığında söyledikleriAlıntıI am a servant of the Secret Fire, wielder of the flame of Anor. Go back to the shadow. The dark fire will not avail you, flame of Udun! You shall not pass!
mit:
Not: İyi ve kötünün pek de belli olmadığı, hatta herkesin kötü olduğu, oldukça gerçekçi bir fantastik eser okumak isterseniz size Glen Cook'un Black Company serisini tavsiye ederim.
89 Glen Cook The Black Company [S1] 1984
Aklıma geliveren ilk örnek: eğer savunma hakkının önemli bir prensip olduğuna inanıyorsanız Savcı, Yargıç ve İnfazcı olan Jedi'lar kötüdürler
Yukarıdaki iki cümlede önce infazcı değillerdi yani yargılayıp cezasını vermiyorlardı dedikten sonra demokratik yapıda suçsuz olduğu düşünülebilirdi diye bir başkasını öldürmeye çalıştığını ve bunun o durumun koşullarına göre uygun olduğunu belirtiyorsun. Burada çelişki yok mu sence?AlıntıAklıma geliveren ilk örnek: eğer savunma hakkının önemli bir prensip olduğuna inanıyorsanız Savcı, Yargıç ve İnfazcı olan Jedi'lar kötüdürler
Jedilar infazcı diyorsunuz ancak onda da yanılıyorsunuz. Jedi'lar zorunda olmadıkça hiçbir zaman can almazlar.
"Ama Mace Windu Şansölye Palpatine'i öldürecekti" diye bir nida ile ortaya çıkacaksanız size bunun açıklaması Mace Windu'nun Karanlık Lord'un tamamen karmaşa haline girmiş olan demokratik yapıda yetkilerini kullanarak kaçabileceğini bildiği için orada olayı bitirmek istiyor.
Bu imparatorluk mu iyi? Yani buna rağmen iyilerse o zaman sizinle biz aynı star wars'u izlememişiz.
Şimdi Orc'lar yaratılmamıştır. Ortada sıfırdan bir araya gelen bir canlı varlık yoktur. Yüzüklerin Efendisindeki Orc'lar Elflerin işkence ile bozulmuş halleridir. Daha fazla için Silmarillion'un ingilizce versiyonuna göz atabilirsiniz. Melkor hiç bir zaman bir şey yaratmaya çalışmadı. Sadece yaratılanlar üstünde kendi hakimiyetini kurmaya ve yaratılanları bozmaya çalıştı. Şarkı söylenirken 3 kere ritmi bozdu. Iluvatar Aule cüceleri gizliden gizliye canlandırdığında kızdı çünkü Aule tam olarak planla bilgili değildi ve herşeyi bilmiyordu. Bunun için cüceler her zaman başka varlıklara karşı kayıtsız kaldı onlarla anlaşamadı. Iluvatar istese canlandırmaması için salık verebilirdi Aule'ye.
Arkadaşlar ben anlamıyorum. Gandalf aslında kötüydü falan gibi bir şeyler yazmış birileri. Ben Yüzüklerin Efendisi'ni okuyalı uzun zaman oldu. Unutuyor muyum bilemiyorum ama Gandalf tamamen Tolkien'ın kurguladığı bir karakter değil mi. Bu konu hakkında nasıl tartışmalar çıkabilir. Kitapta iyiyse iyidir, kötüyse kötüdür. Yoksa bunlar aslında gerçek kişiler falan mı. Bir de bu hobbitler, elfler, orklar gerçekten eskiden var olan ırklar mı? Yoksa kurgu mu? Benim kafam biraz fazla karıştı. Gerçeklerle kurguyu birbirine karıştıyorum sanırım. Bir de burda birçok kişi Silmarillion'ı okumuş. Ben de okusam cevaplara ulaşabilir miyim?
Peki o zaman Kirill Yuryevich Eskov denen kişi kendi kafasına göre Gandalf şöyle kötü. Teknoloji karşıtı falan gibisinden şeyler mi uydurmuş. Çünkü Yüzüklerin Efendisi'nde böyle bir şeyden söz edilmiyordu. Yani bu birinin kalkıp aslında Voldemort iyi taraftı. Dumbledore çıkarlarını düşünmekten başka bir şey yapmazdı demesi gibi bir şey olmaz mı?
Rus paleontolojist Kirill Yuryevich Eskov, Yüzüklerin Efendisini okuduğunda coğrafyayla ilgili aklına takılanlar oldu. Bunun üzerine incelmeye başlayan Eskov 1999 yılında savaşı kaybedenlerin gözünden anlattığı The Last Ringbearer’ı yazdı. 139.000 kelimelik bu koca kitapta Gandalf’ın doğaya aykırı olduğunu düşündüğü için bilimi ve teknolojiyi yok etme çabası anlatılıyor.
Devamını güncede okuyabilirsiniz. Aynı yazıyı buraya yazıp kalabalık yapmak istemedim.http://wp.me/pKuOY-pE (http://wp.me/pKuOY-pE)
Ne dersiniz, sizin de gözünüze çarpan terslikler yok muydu? Ya kaybedenler canavar değillerse, ya Gandalf kötüyse.
http://bit.ly/TurkceBKF (http://bit.ly/TurkceBKF)
Ama TurkceBKF yazmamış ki kitabı? :D Ayrıca ben kendisini mantıklı buldum. Sonuçta kanıtlarla vs. yazmış.
TurkceBKF adındaki üyede iyice saçmalamış.
İhsan abi şu yönden düşünürsek gayet ilginç; Biliyorsunuz Orta Çağ Müslümanlar ve Osmanlı için altın çağ idi ancak Avrupalılar için Karanlık Çağ olarak adlandırılıyordu. Bilim ve kültür bakımından gelişen Müslüman toplumlar askeri alanda da yenilikler yapıp Avrupalılarla mücadele etmişti. Her ne kadar ilim sahibi ve yüksek olsakta Avrupalılar tarafından "Barbarlar" yaftasını yemiştik. Han tarihi kazananlar yazar ya bu eserde kaybedenlerin kendilerine göre olayı biçmesine benziyor. "Ya aslında biz daha iyiydik ama yenildik işte" mazeretini savunmak için bir şeyler uydurmaları gibi.Benim de aklımdan tam olarak bunlar geçiyordu.