MomoDoğrudur (biraz fazla kolay sormuşum :D) Soru sorma hakkı senindir Brisingr.
Karayip Korsanları-Denizkızlarının Şarkısı?Hayır, o değil.
On beş yaşında bir kaptan (klasiklerdense)Klasiklerden ama o kitapta değil.
Mercan adası olabilir mi?Doğrudur (sonunda ;)) Sıra sende Marius :)
Hımmm.. Okumadım tamamen senin okuduğundan yola çıkarak ve senin tanıttığın için ayrıca da filmi var dediğin içi ( nasıl bir cümle olduysa artık ) Ölümsüz Aile diyeceğim. ;)Hayır tutmadı :)
Ölü ozanlar derneği :)Doğru! :D
Hehe.. Aklıma başka kitap gelmedi. Berre doğru cevap.:D Sherlock Holmes'un kişisel özelliklerinden dolayı bu şekilde sallamıştım bu yüzden Mit sorsun soruyu. Ben çok sordum :)
Eheh, ilginç, forumda daha önce yazmışsın =) Ölümsüz Aile cevabı sanırım.Acelem vardı yeni bir tane yazamadım =) Doğrudur efendim.
"Bacaklarını uzatmış, sırtını odunluk duvarına vermiş, gözlerini kapamış, kıpırdamadan oturuyordu. Bir şey görmüyor, bir şey hissetmiyordu. Sadece çevresinden yükselip sundurmanın kuytusunda biriken odun kokusunu duyuyordu. Bu güzel kokuyu içiyor, onun içinde boğuluyor, bu kokuyla içindeki en son gözeneği tıkıyor, kendi de oduna dönüşüyor, ağaçtan bir kukla gibi, bir Pinokyo gibi, ölü gibi yatıyordu odun yığınının üstünde; neden sonra, belki bir yarım saat sonra 'odun' sözcüğünü çıkardı ağzından. Tepeden tırnağa odunla dolmuş, gırtlağına kadar odunla dolmuşçasına, odun karnından, boğazından, burnundan taşıyormuşçasına kustu attı sözcüğü. Kustu da kendine geldi, odunun ezici varlığının, kokusunun altında ezilip boğulmaktan kurtuldu. Toparlandı, yığından aşağı kaydı, odundan ayaklar üzerinde yürür gibi çolpa adımlarla oradan uzaklaştı. Günlerce bu yoğun koku yaşantısının sersemliği içinde gezdi, anısı içinde yükselip dayanılmaz hale geldikçe 'odun, odun' diye mırıldandı durdu."Okuduktan sonra oduna saygım arttı. ODUN deyip geçmemek lazımmış. :=)
Narnia'dan mı acaba?
Hani bir tek Lucy Aslan'ı fark edebiliyordu falan. Birden o sahne canlandı gözümde.
Sallama hakkımı kullanarak, Jules Verne'den "Ay'a Seyahat" diyorum. Hadi bakalım.Maalesef tutmadı. Yazarı Türk bu kitabın.
Necat Akdemir'in bir kitabı ama Sihirli Kulübe olabilir, ya da Küpeci Kız.Hayır maalesef o da değil. O zaman son bir ipucu veriyorum:
Gümüş Kanat ?Evet! Doğru cevap!
Okumadım sallayacağım; "Maya" olabilir mi?
Alacakaranlık serisinin bir kitabı olmalı Leah orda var benim bildiğim.
Evet, Alacakaranlık, yaptığın yorumdan da belli :D
Tutulma?Hayır değil efendim :P
Şafak Vakti?Doğru :D Sıra sende Antiseptik!
Derin ve nemli toprak, Nyx'in adına, seni çağırıyorum
Sen bana bu ritüelde yardım et ki,
Toprağın, güç fırtınasının kükreyişiyle sarsılışını hissedebileyim.
Afrodit bıçağını havada sallarken, sağ avucumun karıncalanmaya başladığını hissetmeye başladım. Sanki o da bıçağı almak ve havada savurmak istiyordu. Taze çimenlerin kokusunu, havada, yanıbaşımda yuva yapmış gibi, bir çobanaldatanın ötüşünü duyabiliyordum...
Madem saçma sapan serilerden devam ediyoruz bir de ben sorayım.
Bakalım bulduktan sonra ne gibi küfürler yiyeceğim :D
İşaret olabilir mi? :P
İşaret... Sıra senindir Elendil =)
Tehlikeli Diyardan Öyküler'den Hamli Ciftci Giles mi?
Dogru galiba ama baskasi sorarsa sevinirim. ^^
Sormak istedim:
"Ey Denizler Tanrisi, babamiz, feryatlarimizi duy! Senden baska siginacak kimsemiz kalmadi! Kullarin seni cagiriyor!"
Yani sizin anlayacağınız, bugünlük rahatız fakat bunun bir de yarını var.Özellikle bu kısım acaib tanıdık geliyor ama.
"- Yaşlanmak mı? Ben! Kendimi yaşlı hissetmiyorum, yani içimde demek istiyorum. Yani şu, özellikle sırtımdaki ve ellerimdeki sızılar ya da minatorlara sataşmak yerine soba başında uyuklamaya duyduğum dürtü değil -minatorlar gerçekten de çok kızıyor biliyor muydunuz? Özellikle de onlara "Möö" diye bağırdığınız zaman. Kızgın bir minatorun sizi kovalarken nasıl da hızlı koşabileceği hayrete şayan bir şey. Her neyse, neredeydim? "
"- Yaşlanmak mı? Ben! Kendimi yaşlı hissetmiyorum, yani içimde demek istiyorum. Yani şu, özellikle sırtımdaki ve ellerimdeki sızılar ya da minatorlara sataşmak yerine soba başında uyuklamaya duyduğum dürtü değil -minatorlar gerçekten de çok kızıyor biliyor muydunuz? Özellikle de onlara "Möö" diye bağırdığınız zaman. Kızgın bir minatorun sizi kovalarken nasıl da hızlı koşabileceği hayrete şayan bir şey. Her neyse, neredeydim? "
Bir minatora "Möö" diyen bir kişi tanırım, o da Tasslehof'tan başkası değil. Tasslehof'un bir sözü diyorum.
Ruhlar Savaşı üçlemesinden mi yoksa Yaz Alevi Ejderhaları mı ona karar veremedim. Ufak bir kopyayla Yaz Alevi Ejderhaları'nda geçen bir replik olduğunu söylüyorum u_u.
"...Bu güç, tehlikleli bir güçtür. Korkunç bir güçtür.Bilgiyi izlemeli, gereksinimine hizmet etmelidir. Bir mum yakan bir gölge yaratır."
Küçük Kara Balık-Samed Behrengi
Ufak bir aydınlanma yaşayarak cevabı buldum. "Ben hiç balıklı kitap okumadım ki?" demiştim fakat, meğer yıllar öncesinde okumuşum. Bir çocuk kitabı olmasına rağmen, kendi felsefesini barındırmakta. Zaten alıntıladığın bu sözlerde de bunu görmek mümkün. Adeta bir başka Küçük Prens.
İran'da bu kitap yasakmış bu arada.
Şeker mi şeker, güzel bir kitaptı :). Belki çocuk kitabı kategorisinde ama içindeki düşüncelerle yediden yetmiş yediye ulaşıyor.
Küçük Kara Balık-Samed Behrengi
Ufak bir aydınlanma yaşayarak cevabı buldum. "Ben hiç balıklı kitap okumadım ki?" demiştim fakat, meğer yıllar öncesinde okumuşum. Bir çocuk kitabı olmasına rağmen, kendi felsefesini barındırmakta. Zaten alıntıladığın bu sözlerde de bunu görmek mümkün. Adeta bir başka Küçük Prens.
İran'da bu kitap yasakmış bu arada.
Şeker mi şeker, güzel bir kitaptı :). Belki çocuk kitabı kategorisinde ama içindeki düşüncelerle yediden yetmiş yediye ulaşıyor.
Ah ah Hazal abla resmen bana komplo kurdun. Sana yanıt yazarken sen buraya cevabı yollamışsın. Ben yazacaktım :(
Şaka bir yana ben de ilk başta hatırlayamadım kitabı sonradan aklıma geldi. Samed Behrengi'nin çok güzel bir eseri. Yazarın Bir Şeftali Bin Şeftali adlı kitabı da çok güzeldir. Fena halde duygulandırır hatta duruma göre ağlatır da :)
O zaman son durum şöyle : berre 100, Fırtınakıran 200, Clorus 100 puan ;D Fırtınakıran kopya verdi bana çünkü istemeden de olsa. :P
O zaman son durum şöyle : berre 100, Fırtınakıran 200, Clorus 100 puan ;D Fırtınakıran kopya verdi bana çünkü istemeden de olsa. :P
" Başlangıçta söz vardı,
Ve o söz "Aaaağğğrrhh!" idi. "
O zaman son durum şöyle : berre 100, Fırtınakıran 200, Clorus 100 puan ;D Fırtınakıran kopya verdi bana çünkü istemeden de olsa. :P
" Başlangıçta söz vardı,
Ve o söz "Aaaağğğrrhh!" idi. "
Uçan Spagetti Canavarının Kutsal Kitabı
Dürbün'de gezerek kopya aldın yaa :(.
" Başlangıçta söz vardı,
Ve o söz "Aaaağğğrrhh!" idi.
Otostopçunun Galaksi Rehberinden başka birşey olamaz!
Kayıp Sembol diycem. Yanılıcam.
Dur, süper ama temelli sallayacağım:
İlahi Komedya?
Değişimler? :D Orada Hades anlatılıyordu sanırım. ;D
(bknz: destekli sallama) :P
Kedi karga mı? Pehey! 'Dilek Şurubu'
Zzt. Yemin ve Öç.
Evet, kopya çektim.
Yürüyen Şato :).
'Her yerden çok uzakta' tabi ki ;)
Paulo Coelho - "Veronika Ölmek İstiyor".
Dünyayı çevreleyen elektromanyetik alanın her şeye egemen bilgeliği aracılığıyla, Elijah evreni deneyimler. Her kişiyi. Her hayvanı. Her bitkiyi. Her yaşam kırıntısını.
Ve dünyanın gözlerinden bakan Elijah, gerçeği algılar...
Tanrının gözlerinden bakmaktadır, çünkü Tanrı monolitik bir ilahi varlık değildir.
Tanrı bizleriz.
Ursula ablamız...
Edit: Tam isim verelim yarım kalmasın. Ursula K. Le Guin - Mülksüzler
"-Benim yaptıgım, bildiklerimi söylemek degil; kendimi ögrenmektir."
"-Yaşamla ölüm başlar. Son günümüz ilkinin sonucudur."
İsmini hiç doğru söyleyemediğim bir İhsan Oktay Anar eseri. Efsariyab mıydı neydi?
İskambil Kağıtlarının Esrarı-Jostein Gaarder. Biraz kopya çektim ama olsun. :)
Veronika Ölmek istiyor'da benzer bir şey vardı ama tam anımsayamıyorum. Oradan mı bu replik?Bende ilk Veronika die düşündüm :s
Nope:) İpucu olaraktan, küçük bir çocuğun ailesinden koparılıp, savaşmak üzere eğitilmesi verilebilir.
Rand yakında parlayan uzun, ince sütunlara baktı. ''Görev bir dağdan daha ağırdır,'' diye içini çekti.
Bu Sınırboylarında öğrendiği bir deyişin parçasıydı. ''Ölüm tüyden hafiftir, görev dağdan ağırdır.''
Evet, hatta hatırladığım kadarıyla Lan ve Rand surlarda antrenman yaparken.
Rand yakında parlayan uzun, ince sütunlara baktı. ''Görev bir dağdan daha ağırdır,'' diye içini çekti.
Bu Sınırboylarında öğrendiği bir deyişin parçasıydı. ''Ölüm tüyden hafiftir, görev dağdan ağırdır.''
Eğer bu bir soruysa cevap vereyim. Zaman Çarkı serisi ama kaçıncı kitap onu düşünüyorum şu an. Sanırım Büyük Av?
Üstteki yazmamış ben yazayım :D
''Sabahları, hasta uyanmanı istiyorum. Hastaysan, yaşıyorsun demektir''
Ben soruyorum:
"Unutma ki, tövbekarın saygınlığını, geçmiş günahlarının büyüklüğü belirler."
Ben soruyorum:
"Unutma ki, tövbekarın saygınlığını, geçmiş günahlarının büyüklüğü belirler."
"Ruhi Mücerret" - Murat Menteş